kıyıya vuran bir başka mavilik ve kafası karışık çinli.

245 40 43
                                    

━━ kalbinde benden hatıralar;kalbine, kendine ve sevgime sahip çık jaemin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

━━ kalbinde benden hatıralar;
kalbine, kendine ve sevgime sahip çık jaemin.

-----

saçlarının koyuluğunu sevmezdin, sürekli boyatmak istediğini söylerdin. anneni ikna etmeye çalışırdın bu yüzden... bir gün gidip pembe yapıp yapamayacağını sormuştun annene yine. annen ise yattığı yatakta hafifçe doğrulup bana ve sana aldığı mavi gömlekleri uzatmıştı, "mavi... gökyüzü ve yansımasından sonra en çok sana yakışıyor." demiş ve saçlarında mavi görmek istediğini söylemişti.

sen ise pembe yapamamanın hüznü ama izin koparmanın mutluluğu ile kuaförden, cuma günü için bir randevu almıştın.
"güzelim, benim yerime sen saçlarını pembe yapsan olmaz mı?" demiştin, elimi yavaşça kaldırıp avuç içime bir öpücük bırakırken. sen iste yeter, yapardım jaemin... tabii ki yapardım.

yaptım da.

el ele gittiğimiz o kuaförden yine el ele çıkmıştık. sen mavi, ben pembe... deniz kenarında duran mavi pembe çiçeklere benzetmiştin bizi. benzemiyorduk ama bunu sana söyleyemezdim jaemin. çünkü sen her zaman bizi çiçeklere benzetirdin. sen bizi çiçek olarak görürdün.

üstümüzde annenin hediye ettiği gömleklerle, bir çiçekçiye girmiştik. sahile yakın o kesimdekilerin en küçüğüydü, yanlış hatırlamıyorum değil mi?
gerçi... ben her şeyi yanlış hatırlarım.
çiçekçiye girince bir mavi bir pembe çiçek aldık; maviyi benim saçlarıma, pembeyi senin saçlarına takmıştık. sonra annen için biraz papatya almıştık. kır papatyası olduğu için, onların koparılmasına üzülmüştün. sonra onların annen için olduğunu hatırlayıp gülümsemiştin.

senin elinde papatyaları görünce, annene ben de çiçek almak istedim ama çiçekler azalırsa üzülecektin bu yüzden bir pastaneye soktum seni zorla.
önce sana bir dilim limonlu cheesecake yedirdim, sonra da annen için biraz aldım.

anneni özlemiştin şimdiden, adımların sıklaşmıştı, nefesin de düzensizdi. sakin olman gerekiyordu, sahi neden böyleydin ki? hissetmiş miydin?

sokağa girdiğimizde, çökmüş gibiydin jaemin. bir şeyler olmuş da kelebekler sana haber vermişti sanki. senden başka kimse bilmiyor gibiydi.

elin titreyerek anahtarları çıkarttın cebinden. ben ise senin bu hâlinden endişeliydim. korkutucuydun jaemin. ilk kez senden korkmuştum. lisede alt sınıflara zorbalık yaparken bile bu kadar korkutucu değildin. elini tuttum ve fısıldadım, "jaem, bırak ben halledeyim." sen istemeye istemeye anahtarı bana verdiğinde, derin bir nefes aldım.

kapıyı açtım ama garip bir şekilde benim de ellerim titriyordu. kötü enerjin, beni de etkilemişti galiba. bu yüzden sana kızmıştım biraz, bunun için üzgünüm endişeli olman garip gelmişti o an.

by the seaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin