7. Bölüm: Kurallar

188 95 51
                                    

      Veee merhabalar... Yine ben geldim. Bomba gibi bir bölümle buradayım. Bölümü beğendiyseniz oylarınızı bekliyorum. Ayrıca yorumlarda düşüncelerinizi paylaşır ve arkadaşlarınıza da önerirseniz çok mutlu olurum. O zaman bölüme geçiyoruuum.

                 💙Keyifli okumalar 💙
Medya:Burçin ve Suat'ın geçidi kullanarak geldikleri dünya

     " Seninleyiz." demiştim birden. Hatta bunu söylerken Burçin' in fikrini bile almamıştım. Ama ne olursa olsun daima benim yanımda olduğunu biliyordum.

       Burçin bana baktı. Hiçbir şey söylemiyordu. Sadece bakıyordu. Bir süre bakıştıktan sonra ona döndüm. " Ne dersin? Benimle misin?" Tam da tahmin ettiğim gibi benim yanımdaydı. Bir şey söylemedi, yalnızca kafa sallamakla yetindi.

        O ses memnun olmuş gibiydi. Sözlerine devam etti. " Şimdi kuralları anlatmadan önce bir şey söylemem gerekiyor. Eğer başarısız olursanız sonsuza kadar burada kalırsınız , ailenizin yanına dönemezsiniz. Ayrıca hem buradaki hem de çocuklarınızın yaşadığı dünyadaki tüm renkler silinir. Tıpkı beni göremediğiniz gibi kimse görünemez dünyada sadece sesler hakim olur. Ayrıca bana " Kaptan" diye hitap edebilirsiniz. "

        Kaptan' ın anlattıklarından ikimiz de etkilenmiştik. Elbette ki ona yardım edecektik. Biz ona şaşkınca bakarken o konuşmaya devam ediyordu. " Uyarılarımı yaptığıma göre kurallara başlayabilirim. Size bilmeceler soracağım. Ve bu bilmeceleri belirlenen süreler içerisinde bilmeye çalışacaksınız. Bu bilmecelerin cevabı her şey olabilir. Bir nesne, bir tarih, bir olay... Burada biraz zihninizi yormanız gerekecek. Ve o bilmecenin cevabını her bildiğinizde renkler yavaş yavaş geri gelecek. Ama her yanlış cevabınızda da iki dünyadan da bir renk gidecek. Ve bu oyunda maalesef zamana karşı yarışacaksınız."

          Yaptığımız şey çok riskliydi. Fakat kabul etmekten başka da şansımız yoktu. Bu yüzden sessizliğe büründük. Kısa süreli bir sessizlikten sonra Kaptan'a merak ettiğim bir şeyi daha sordum. " Peki çocuklar, onlar ne yapacak?

          " Onlar da boş kalmayacak elbette. Siz burada uğraşırken onlar da gerçek dünyada bir mücadele verecekler. Yani bu durumda  her iki tarafın da yanlış yapmaması gerekiyor. Kısacası siz aynı amaç uğruna farklı mekanlarda çalışacaksınız."

   
             Söylediğini çok iyi anlamıştım. " Peki bilmecenin cevabını bildik diyelim. Bu cevabı nerede kullanacağız?" Diye sordum.
Kaptan ise hiç düşünmeden cevap verdi. " Eğer bilmecenin cevabı bir objeyse o objeye yakın bir şey bulacaksın. Bu bulduğun şey objenin kendisi de olabilir. Ve orada anahtarlar olacak. İşte bu anahtarları bana getirmen gerekiyor. Bu arada biraz dinlenin. Yarın çok yorulacaksınız."

     Özgür'den

      Sesin bana sakin olduğum taktirde her şeyi anlatacağını söylemesinin üzerine sakin kalmaya çalıştım. Sakinliğimi koruduğumu fark ettiğinde anlatmaya başladı.

       Anlattıklarını sonuna kadar dinledim. Her dinlediğimde ise şaşkınlığım biraz daha artıyordu. Cidden bir oyunun içindeydik. Fakat son söylediği benim tahammül sınırlarımı aşıyordu. " Ailenizle birlikte olmayacaksiniz."

         Ne demek ailemizle birlikte olmayacaktık? Peki onlar nerede olacaktı? Bu kabul edilemezdi. Hepimiz anne ve babamı çok severdik fakat Ayda babama daha düşkündü.

          O anda Ayda ' nın gözünden bir damla yaş düşüverdi. Düştüğü gibi de sildi. Anlaşılan güçlü kalmaya çalışıyordu. Ayda zaten yaşıtlarına göre güçlü bir kızdı.

         Tam söylediklerine itiraz edecektim ki sözleriyle beni durdurdu.  " Bakın anne ve babanız kabul etti. Çünkü tek şansları buydu. Eğer kabul etmezseniz tıpkı beni göremediğiniz gibi kimseyi göremeyeceksiniz. Bir etrafınıza bakın. Şu güzelim renkler yok olacak. Sizler de görünmeyeceksiniz. Elbette başarısız olabilirsiniz fakat en azından elinizde bir şans var. Yoksa bu dünyayı kaderine terk etmiş olacaksınız."

          Haklıydı. Hem de çok haklıydı. Fakat tüm bu riskleri düşünmeme engel olamıyordum. Fakat riskli de olsa bir şansımız vardı. Aksi halde o şansımızı da elimizle itmiş olacaktık.

            Özden ' e baktım önce. Çünkü bu fikre tek başıma karar veremezdim. " Ben varım." Dedi kendine güvenen bir sesle. Ayda ' ya  döndüm daha sonra. O da kabul etti. Şimdi ise sıra bendeydi. " Kabul ediyorum." dedim ben de.

             Kaptan verdiğimiz yanıttan memnun olmuş gibiydi. " Gerçekten çok zeki çocuklarsınız. Korkup kaçmak yerine teklifimi kabul etme cesaretinde bulundunuz. Sayenizde hem kendi yaşadığınız dünya hem de anne ve babanızın olduğu dünyayı kurtaracaksınız. Ayrıca başta da söylediğim gibi eğer başarısız olursanız anne ve babanız orada kalacak. Bir daha göremeyeceksiniz."

           Bu oyunu anlatırken bana bundan bahsetmemişti. Ne yani başarısız olursak onları göremeyecek miydik? Yani onları son görüşümüz bugün olabilirdi.

           Ne kadar aklımdan geçenleri söylemek istesem de nutkum tutulmuştu. Ağzımdan zorlukla çıkan kelimeler şunlardı: " Sen... Sen kötü birisin."

           Kaptan söylediklerime itiraz etmişti. " Hayır ben kötü biri değilim. Aksine sizin bu oyunu kazanmanızı en çok isteyenlerden biri benim. Baksana halime. Beni göremiyorsun bile. Yok oldum. Sesimden başka neyim var? Ayrıca ben o dünyada yaşıyorum. Sizi de özel olarak seçtim zaten."

            Kaptanın söyledikleri samimi geliyordu. " Peki neden bizi seçtin?"
Kaptan bu sorumu yanıtsız bırakmıştı. " Bunu şu an söyleyemem fakat yakında öğreneceğine emin olabilirsin."

            Ayda ilk kez konuştu. " Peki başta neden kötü biriymiş gibi davrandın?" 

             Kaptan bunları soracağımızı önceden tahmin etmiş gibiydi. Bu soruyu da hiç düşünmeden yanıtladı. " Çünkü ilginizi bir şekilde çekmem gerekiyordu ve ben de bu yolu seçtim. Eğer başka sorunuz yoksa ben artık gidebilir miyim? Siz de dinlenin. Yarın ilk bilmecenizi vereceğim. Ve yorucu bir gün olacak."

**********************************

             Kaptan' ın gitmesinin ardından iki saat kadar geçmişti. Fakat biz  hala düşünüyorduk. Özden kitap okuyordu. Fakat bir şey anlamadığına emindim. Çünkü yarım saattir aynı sayfayı okuyordu.

            Başımı Ayda' ya çevirdim. O ise müzik dinliyordu. Canı sıkkın olduğunda böyle yapardı. Müzik dinleyip uzaklara bakmak... Ben ne mi yapıyordum? Kulübeye geldiğimden beri karşıdaki duvara bakıyordum.

              Kaptandan ayrıldıktan sonra kulübeye gelmiştik. Çünkü anne ve babamız en son buradaydı. Ve bu da demek oluyordu ki geçide açılan kapı buradaydı. Fakat o kadar aramamıza rağmen bulamamıştık.

              Saat epey geç olmuştu. Artık yatmamız gerekiyordu. Kızlara seslendim. Kızlar da beni onayladılar.  Yarın neler olacağını düşünüyordum. Ve bu düşüncelerle kendimi uykuya teslim ettim.

       Bölüm sonu...

Arkadaşlar bölümü nasıl buldunuz? Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
O zaman şimdilik
                       💙 Hoşçakalın 💙

YERYÜZÜNDEKİ SON RENKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin