9. Bölüm

4.1K 125 25
                                    

Yanağıma vurulan hafif tokatlar ve içerideki ağır kolonya kokusu ile gözlerimi yavaş yavaş açtım. Gizem'in endişeli sesi kulaklarıma dolarken etrafıma baktım. Öğretmenler odasındaydık galiba.

"Hah. Uyandın güzelim. Iyi misin bir şeyin var mı?" Polisler başımda dikilirken kafamı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım.

"Iyiyim ben. Sorun yok. Sadece bir an kaldıramadım." Polislerden biri kendini belli etmek istercesine hafifçe öksürdü.

"Iyiysen eğer hadi bir an önce gidelim. Fazla vaktinizi almaz zaten." Koltuktan kalkıp yavaş yavaş dışarıya doğru yürümeye başladık. Arabaya binip kısa bir süre sonra karakola gittik. Başımı aşağıya doğru eğmiş kolumu tutan polisle beraber içeriye girdim. Annemin bana seslendiğini duysamda kafamı yerden kaldırma gereği görmedim.

"Efendim." Sesim fazla duyulmasa da yanıma yaklaşan ayak sesleri beni gereksiz yere tedirgin ediyordu. Polis annemin yanıma gelmesini pek de umursamayarak yoluna devam ediyordu. Ayak sesleri iyice yanıma yaklaştığı zaman ben daha ağzımı açmadan kolumu tutan polis benim yerime konuştu.
"Hanımefendi kısa bir sorgu sonrası konuşabilirsiniz. "
Anneme bakmasam bile bana nasıl baktığını tahmin ediyordum ve bu beni sanki suçluymuşum gibi hissetmeme neden oluyordu. Polisin beni yönlendirmesiyle bir odaya girdik. Beni odada ki sandalyeye oturtup dışarı çıktı. Boş odada bana oldukça uzun gelen bir süre düşüncelerimle savaşırken kapı açıldı. Içeriye giren adam karşımdaki sandalyeye oturdu ve ellerini masanın üzerinde birleştirdi.

"Buraya gelmeden önce arkadaşlarının sorgularını da aldım. Şimdi sıra sende." Diyip sandalyenin üzerinde dik bir pozisyon aldı.

"Mert ile yakın mısınız?" Kafamı evet dercesine salladım. "Ne kadar yakın? Arkadaş mısınız?" Kafamı yine aynı şekilde sallayıp "Çok yakınız." Kısa bir nefes aldıktan sonra kafamı kurcalayan soruyu sordum. "Ona... bir şey olmadı değil mi? İyi değil mi?"

"İyi olmasını umuyoruz. Bunlardan önce bana anlatman gereken bir şey var. Hastane odasında olanları detayları atlamadan bana anlatman gerekiyor."

Kafamı yere eğip ben orda olduğum sürece olan her şeyi anlattım. Kafamı yerden kaldırdığım zaman gözümden düşen bir kaç damla gözyaşına engel olamadım. "Iyi olacağını umduğunuzu söylediniz. Ona bir şey olmadı değil mi? Yanından ayrıldığım zaman olabildiğince iyi görünüyordu. Lütfen ne olduğunu anlatın."

Kısa bir süre elini çenesinde ve sakallarında gezdirip bana baktı.

"Mert büyük ihtimal sen çıktıktan sonra öldürülmeye çalışılmış. Dirayetli çocukmuş doğrusunu söylemek gerekirse. Şu Emir denen çocukla boğuşmuşlar. Sonra içeri Kağan girmiş. Ne kadar doğru bilmiyorum ama Emir'in anlattığına göre Mert Kağan'ı bıçaklamış."

Mert! Birini bıçaklamış... Hem de bir kolu alçıdayken. Bu düşüncenin saçmalığı karşısında hafifçe gülümsedim.

"Afedersiniz bayım ama Mert böyle biri değildir. Büyük bir yanlış anlaşılma olmuştur. Hem neden varsayım yapıyor gibi konuştunuz?"

Gözleri üzerimde gezinirken konuştu. "Çünkü ne hikmetse tam da sen odaya girdiğin zaman güvenlik kameralarının görüntüsü kesilmiş. Ama verilen ifadelere bakılırsa olay olduğu zaman içerde değilmişsiniz."

Bakışlarındaki ifade içimi ürpertirken sandalyenin üzerinde hafifçe kıpırdanıp konuştum. "Eğer işiniz bittiyse çıkmak istiyorum." Eliyle kapıyı işaret etti yüzünde soğuk bir gülümseme vardı. "Tabii buyrun çıkabilirsiniz."

Ayaklarımı nerdeyse yere sürerek kapıyı açtım. Arkamı dönüp adama baktım. "Mert'e ne olacak?" Yüzündeki ifadesizliği korurken "Onunla da konuşmam gerekiyor. Konuşmadan bir şey söyleyemem."
Bir şey söyleme gereği duymadan kapıdan çıkıp koridorda yürüdüm. Annemin adımı seslenmesi ile hafifçe yutkunup adımlarını durdurdum. Birazdan 'imdat şiddet görüyorum' diye bağırmazsam iyidir.

Psikopat Lise Aşkı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin