Aslında her yaşanılan olay bakış açısına göre değişmekte. Birşeyden hoşnut değilsen ona karşı tavrın soğuk ve kötü oluyor. Eğer seviyorsan olay bambaşka. Ben sevmiyorum. Yaşamamış olmayı dilerdim. Sıradan bir ailenin sıradan bir kızıydım. Yaşayacaklarım aklıma gelmezdi ki, kimsenin aklına gelmezdi.
Tekrar dünyaya dönmem gerekiyor. Orası çok soğuk ve zorbalarla, canavarlarla, kanına susamış yaratıklarla dolu. Hayır bu bir önyargı değil. Görüp yaşadıklarım arasına ders aldığım şeylere dayanarak bunu dile getiriyorum.
Hiç bir insanın gitmekten zevk almadığı bir yere gidiyorum. OKUL! Korku filmi gibi. Herşeyi hazır. Son bir kez aynaya bakarak zavallı olduğumu tekrar hatırladım. Belime kadar kıvırcık kahve renkli saçlarım yine elektrik çarpmış gibi. Siyah dar pantalon, dizlere kadar dayanan siyah bağcıklı çizmelerim. Bu kombini seviyorum. Üstümde bol kısakollu bir buliz var ve deri ceket. Hava kış ama ben üşümüyorum. Kapının önünden çantamı da taktım mı hazırım. Bunlar sadece 15 dakika sürüyor.
Başım eğik gidiyorum karla kaplı yolda. Onu görüyorum. Karnıma sancı giriyor, kalbim sıkışıyor. Bal rengine kaçan açık kahverengi gözleriyle bana bakıyor. Bugün bayağı kalın giyinmiş. Hava o kadar abartılacak kadar değil. En sevdiğim renkleri takıştırmış üstüne. Siyah atkıyla ağzını ve burnunu soğuktan saklıyor. Elleri cebinde. Daha önce hiç konuşma fırsatımız olmamıştı onunla. Sadece bakışma. Karşımdan bana doğru ilerliyor. Yanıma gelmeyecek ki. Onun gittiği okul o istikamette. Başımı eğdim yine ve yanından geçiyorum. Kolumdan tuttu. Adın ne? diye sordu bana. Yere bakan gözlerim ona baktı bir an. Bir adım geri çekildim. Sonuçta o bir erkek ve canavar. Erkekler canavardır. TAVŞANLAR -_-. Sevimli pelüş oyuncak gibidirler ama astım hastaları için ölümcül bir araçlar aslında. Adımın Peggy olduğu söyledim. Sen yaklaşık 1 km uzaklıkta olan okula gidiyorsun sanırım. Oraya naklimi aldırmak istiyorum. Bana ilk haftamda yardım eder misin? Dedi. Senin arkadaş çevren geniştir ve orada sana yardım edebilecek bir sürü arkadaşının olduğuna eminim. Peki, neden benden böyle bir istekte bulunuyorsun? Dedim bende bir an gaza gelerek. Bu kadar açık sözlü değilimdir. Konuşmam da ben genelde. “Ön yargına hayran kaldım Peggie.Dedi. Bende düzelterek Peggy. Dedim. Karşıma geçerek bana dikkatli bir şekilde baktı. İnsanlar ön yargılı davranmaya zorladılar. Ben bir şey yapmıyorum. Dedim bir adım geri çekilerek. Bana bir adım daha yaklaştı. Kalbim çok hızlı atıyordu. Kocaman alanda duyulabilecek kadar sesli bir şekilde. Bir önceki okulumda damga yedim. Bu yüzden ortam değiştirmeye ihtiyacım var. Evet, okulunda tanıdığım kişiler var ama inan tanıyor olmam arkadaş olduğumu göstermez. Sen arkadaşım değilsin, bunu biliyorum ama her sabah yaklaşık 1 yıldır seni bu yol üzerinde görüyorum. Ve her karşılaşmamızda sanki yıllarca tanışıyormuş gibi hissettirdi o sıcak bakışların. Seni görmezsem günüm kötü geçiyordu. Yavşıyormuş gibi görünüyor olabilirim ama şu an içimden geçenleri sana söylüyorum. Bana yardım edebilecek misin? Dedi ve ben şok oldum. Benim sıcak bakışlarımdan bahsetti. Benim sıcak bakışlarım. Sıcak. Kısacası nefret ederim. O an ne demem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ağzımdan bir an Olur kelimesi çıkıverdi. Yürümeye başladık. Benim okuluma doğru. Senin okulun diğer taraftaydı. Dedim. Artık bu tarafta. Dedi.
Okula vardık ve o kendi sınıfına gitti. Ben kendi sınıfıma gittim. İşin tuhaf kısmı ben ona adını sormamıştım. Olsun, sonuçta aynı istikamette okula gidiyoruz ve karşılaşırız. Bir dakika ama o okulun orda oturuyor. Kahretsin beni evin önünden alamayacak. Bu düşünceleri aklımdan geçirdiğim sıralar dersteydim ve galiba uyuyordum. Teneffüs zili çaldı ve ben hâlâ yatıyordum. Başımda biri Peggie diye sesleniyordu. Gözümü açtığımda onu gördüm. Merhaba dedim ve geri kapattım gözlerimi. Teneffüs 15 dakika ve sen uyuyarak geçirmeyeceksin umarım. Dedi. Beni okuldayken hiç görmedi. Benim hakkımda böyle düşünmesi normal tabii ki. Ben her zaman böyle geçiriyorum. Dedim ve çığlık sesi duydum. Yaşadığım travma aklıma geldi. Oturumuma geldim ve gözlerim doldu. Sonra sıraya kapanıp ağlamaya başladım. O, eliyle saçımı okşamaya başladı. İyi misin? Dedi. Ağlamaktan cevap veremedim.