1. BÖLÜM: "GICIK HERİFLER"

11 2 0
                                    

Bölüm Şarkısı; Jung Eun Ji - You Are My Garden. Korece bir aşk şarkısı. :)

Sıradan bir gündü aslında. O günü, özel kılan hiçbir şey yoktu. Tabi bu Min-Hyuk'a göre öyle bir gün değildi...

Elindeki çiçek buketine baktı genç adam. Çiçek, siyah bir kağıtla paketlenmişti. Evet, bunu annesine götürüyordu.

Babasının terk ettiği annesine...

Annesiyle ilgili düşüncelere dalarken, lastiğin patlama sesi geldi ve birden otobüs fren yapmaya başladı.

"Neler oluyor?" dedi kendi kendine, genç adam.

Yolcular bir sağa,bir sola sallanırken herkes korkmaya başlamıştı. Şöför frene tüm hızla basıyor, fakat otobüs durmuyordu. Duramıyordu.

Otobüs en sonunda, bir yere tosladığında, genç adamın oturduğu koltukta gözüne birşey çarpmıştı. Oturduğu koltuğun penceresinde, otobüsün durmasına neden olan bir kadın görünüyordu.

Genç adam dikkatle baktı kadına. Kadının yüzü gözükmüyordu, fakat pembe kapşonlu olduğunu gördü. Sırtında ise beyaz renginde bir sırt çantası...

Kadın, arabayı durdurduktan sonra yavaş yavaş ilerlemeye başlamıştı. Adam ise onu izliyordu. Minyon tipli, zarif ve narin bir kadın; bunu nasıl yapabilmişti?

Kadının yan profilden görünümünü görmek üzereydi. Kısa, ama yelpaze şeklindeki kirpikleri; hokka bir burnu, ve tombul ama bebeksi bir dudağı...

Kapşonu, rüzgardan dolayı sarsılıyordu. Belki de görecekti yüzünü genç adam. Ama...

Telefon sesiyle uyanmak zorunda kaldı.
Gözlerini buruşturup dudağını büzdü.
Rüyasının tam en güzel yerindeydi.

"Bu ne ya?!"

Telefonu eline alıp,kimin aradığına bakmadan açtı. "Buyurun, ben Ainsoft'tan Başkan Ahn."

"Seni uyarmıştım. Albertine Chronicle'nin icabına bakmanı söylemiştim. Aksi halde seni ellerimle geberteceğimi peşin peşin söyledim."

Ofladı. "Lan gerizekalı, senin saatten haberin var mı? Tehdit etme demiyorum, yine tehdidini et ama en azından uyumama müsaade et be adam!" diye söylendi.

Fakat, karşı taraf her kimse umursuyor gibi görünmüyordu.

"Bundan sonra başına geleceklere sakın şaşırma. Kendin kaşındın nihayetinde. Ainsoft'u yok edip"

Genç adam, dayanamayıp telefonu yüzüne kapattı. Fakat aklında bir isim vardı... Sinirle yataktan kalktı.

"Kim bu münasebetsiz şerefsiz?!"

🦋

Ertesi Sabah, Do Bong-Soon'un Ağzından.

Sıcacık, ama bir o kadar da enfes makarnamı yerken, -hüpletirken- bir elim bilgisayarımdaydı. Tabii ki bir elim de, reddedilen iş görüşmesi mesajları...

"İş Görüşmesi Talebi Reddedildi!"

Tamam be, biliyoruz. Başaramadık, şimdi oldu mu?

Bilgisayarın ekranında kendi fotoğrafım vardı. Üzerinde özgeçmiş bilgisi gibi şeyler yazıyordu.

"Kendinizi Tanıtın"

Saçma sapan işler işte...

Dayanamayıp, bir umut kabul edilirim diyerek yazmaya başladım.

GÜÇLÜ KADIN: DO BONG-SOONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin