harry potter ᱬ imagine ✓

035

[uyarı!: L/N= Soyadınız.]

[not!: bu bölüm biraz zaman geçişli, araya '••••' koyarım.]

Sirius Black;;

"Ondan nefret ediyorum." Sirius yiyeceğinden bir ısırık alırken sana bakarak konuştu.

"Hayır etmiyorsun. Ona aşıksın, sadece bunu kabullenemediğin için 'nefret' ediyorsun." James gülerek Sirius'a baktı.

"Yani... Çünkü o... Bilirsin... O..." Sirius cümlesini herhangi birinin tamamlaması için arkadaşlarına baktı. Fakat onlar, Sirius'un bu haline gülüyordu.

"Tuhaf... Genelde onun hakkında konuşurken asla susmuyorsun." Remus gülerek lafa katıldı.

"Bu zaman geçtikçe can sıkıcı oluyor." James, Peter'dan destek istemeye çalışarak ona baktı.

Sirius gözlerini devirdi. "Sen her dakika başında Lily ile düğününüz hakkında konuşuyorsun, James."

"Evleneceğiz Sirius, bekle ve gör." James birkaç kişi ileride oturan Lily'e baktı. "Biz birbirimiz için yaratıldık, göreceksiniz."

Sirius, senin ayağa kalktığını görmesiyle dinlemeyi bıraktı. Önüne düşen saçını kulağının arkasına sıkıştırıp arkadaşının anlattığı şeyi dinliyordun. Arkadaşın komik bir şey diyince gülmeye başlamıştın, Sirius her gün bu gülüşü etrafında duymak istiyordu.

"Patiayak!"

"P a t i a y a k!"

"PATİAYAK!"

"Ne?" Sirius gözlerini senden ayırıp ona gülerek bakan arkadaşlarına döndü. James sırıtmaya başladı. "Ondan nefret ediyorsun, ha?"

"Y/N? Lütfen, ona dokunmam bile." Sirius dişlerinin arasından konuştu.

"Emin misin, Sirius? Kızlara dokunmayı sevdiğini duydum." Kaşlarını havaya kaldırıp Çapulculara yaklaştın.

Sirius, onların yanına gelmenin şokuyla gözlerini kapattı. Biraz duraksayıp kendisine geldikten sonra yüzüne alaycı gülümsemesini takınıp sana baktı.

"L/N, ne hoş bir sürpriz. Günümüzü güzelleştirmeni neye borçluyuz?"

Onu duymazdan geldin ve kollarını göğsünde birleştirdin. "Dokunmak istemediğin birinin yakınında durmak istemezsin..." Peter, Remus ve James'e baktın sonra gözlerini Sirius'a yönelttin.

"Şimdi izin verirseniz." Hepsine gülümsedin ve arkadaşlarının yanına döndün. Gözlerini devirdin ve arkadaşlarınla birlikte yürümeye başladın.

••••

"Pardon!" Elinde kitaplarla sınıfa yetişmek için öğrencilere çarparak yürüyordun. "Özür dilerim!"

Ne kadar çarpmamaya uğraşırsan uğraş, yapışık ikizler gibi yürüyen kişilere istemesen bile çarpıyordun. "Pardon!"

Sertçe birine çarptığın zaman yere elindeki parşömen düştü. Çarptığın kişiye baktın. "Özür dilerim!" Çarptığın kişi sorun olmadığını belirtmek için elini kaldırdı.

O sırada, yere düşürdüğün parşömeni aramaya başladın. Bir el sana uzatınca kim olduğuna bile bakmadan aldın. "Teşekkür ederim!" Parşömeni tutunca kafanı kaldırıp kim olduğuna baktın.