~YENİDEN YAPIMDA~
Brawl Stars evreni. Capcanlı ve rengarenk bir dünya. Herkesin yaşamak isteyeceği bir yer.
Şanslıyım ki ben ve arkadaşlarım bu muhteşem evrenin bir parçasıyız.
Merhaba. Ben Alexander. Kısaca Alex. Çocukluğumda kendi ailem tarafından...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Resim 1: Marcus. (Çizer: ben)
Marcus'u yardımcı karakter olarak bölümlerde göreceğiz.
*eğer bu bir dizi olsaydı burada bir jenerik olurdu*
(Alex)
Offf. Ne gündü ama. Ama şimdi size bunu anlatamam. Kafamı toparlamam ve yaşadıklarımızı sindirmek. Kafamda olay örgüsünü toplayıp öyle anlatmam gerek. Yoksa pek bir şey anlamayabilirsiniz. Neyse. Bugün yeni bir arkadaş edindim. Adı Marcus. Kendisi yarı demon yarı insan. Tuhaf. Ama kendisinden çok daha tuhaf bir geçmişi varmış. Anlatmasını istedim. Anlattı. Bayağı etkileyiciydi. Kendisinden bunu kitabıma yazmasını istedim. Seve seve kabul etti. Ummm. Lafı ona vereyim en iyisi.
(Marcus)
Selam. Lafa nasıl gireceğimi bilmiyorum. Hmmm. Sanırım burdan başlayabilirim. Annem normal bir insan, babam ise korkunç bir demondu. Ondan nefret ediyorum. Neyse. Babam annemden demon olduğunu benim doğumuma kadar saklamış. Annem hamile iken bebeği aldır diye 1.000.000 kere ısrar etmiş. Annem ise beni tutmak konusunda inatçı davranmış. Annem öğrenince şaşırmış ve babama sinirlenmiş. Ama yine de ikisi de bana bakmış.
(ben 9 yaşındayken)
Annem ve babam pek iyi anlaşamıyordu. Ben ise demon güçlerine yeni yeni alışıyordum. Bir gün annem ve babam 2 saat boyunca kavga etti. Kavganın konusunu pek hatırlamıyordum. Sonunda babam iyice çıldırdı. Kılıcını çağırdı ve annemi gözümün önünde öldürdü. Ağlamaya başlamıştım. Babam bana doğru yürüyordu. Beni de öldüreceğini anladım. güçlerime her ne kadar yeni alışmış olsam da annemin intikamını almam gerektiğini hissettim. Ben de kendi kılıcımı çıkardım. Babam bunu yapacağımı düşünmediği için iyice bana yakındı ve ben onu kendimi savunma amaçlı bıçaklamak zorunda kaldım.
Yaptığımdan hiç pişman değildim. O babam olacak pislik annemi öldürmüştü ve beni de öldürmeye çalışmıştı. Komşular bağırış sesleri yüzünden polisi aradı. Polisler benim ve babamın o halini görünce küçük dillerini yuttular. (Demonların gerçek olduğunu bilmiyorlardı)
İnsan formuma geri dönüp yaşadığım her şeyi polislere anlattım. Kamera kayıtlarını da onlara gösterdim. Polisler şoktaydı. Benim bir cinayet işlediğime, demonların varlığının gerçek olduğuna inanamıyorlardı. Sonunda işlediğim cinayetin nefsi müdafa (Edit: yanlış yazmış olabilirim) olduğuna karar verildi ve bir ceza almadım. Bu dava bir daha hiç açılmamak amacıyla kaptıldı ve türüm polisler tarafından sır olarak saklandı.
İşte böyle. Alex benim de Brawl Stars'a katılmam için ısrar etti. Ben ona teşekkür edip:
Mar: Hmm. Bunu düşünmeliyim. dedim.
Sanırım yazacaklarım bu kadar. Görüşürüz, sanırım.
-devam edecek-
BÖLÜM 24
Bir bölüme iki bölüm yazmayacaktım ancak uzun süredir bölüm atmadım ve Marcus ile ilgili bölüm biraz kısaydı. Bu iki bölümlük böyle oluversin. İyi okumalar canlar.
*bu bir dizi olsaydı burada bir jenerik olurdu*
Hala yaşadıklarımı atlatamıyorum. Kafam gizli kapılar ve yangınlar ile doluydu. Marcus gayet iyi biri ama onunla böyle konuşmamız biraz tuhaf oldu. O gecenin sonunda Yaordn ile kendimizi laps diye yatağa attık.
Ya: Vay be. O da benim gibi yarı demon.
A: Evet. Sanırım onunla iyi anlaşacaksınız.
Ya: Evet. Hele bu yaşananlardan sonra. İlk defa yeni tanıştığım birine bu kadar hızlı güvendim.
A: Neyse. Uyuyalım artık. Çok yorgunum.
Ya: Ben de.
A: İyi geceler.
Ya: Sana da.
(BU SABAH)
Sabah YouTube'a girdiğimde yeni Brawl Talk'ın öngösterim için geri sayıma girdiğini gördük.
A: NE?!
Ya: Noldu ya ne bağırıyon sabah sabah?
A: Lan yeni Brawl Talk.
Ya: Yalan atma lan. Önce haber verirler.
A: Aç YouTube'a bak. Bana inanmıyorsan gözlerine inan.
Ya: Oha lan harbiden!
A: Ya. Demiştim ben sana.
Heyecanlı heyecanlı kahvaltımızı yaptık ve haritalara doğru yola çıktık. Herkesin dilinde habersiz atılan Brawl Talk'ı konuşuyordu. Yayın bu akşam saat 8'de başlıyordu. Savşlardan sonra tüm herkes ekrana kilitlenecekti.
(Akşam saat 19.55)
Co: BAŞLIYOĞĞĞĞĞ.
San: Geldik geldik.
Luc: Mısır var mığğğ?
A: Ne alaka 5 dakikalık video zaten.
Luc: Olsun. Açım.
Me: Allah'ın açı. (Bunu söylerken Medi'nin elinde bir tabak ekşi erik vardı.)
Luc: Heh. Burada bir paket çerez var.
A: Az bana da ver.
Luc: Al.
Biz böyle boş muhabbetler ederken yayın başladı. Yeni gelen savşçı Sugar adlı bir Kromatik savaşçıydı. Bir kaç tane skin vardı. Aramızdan sadece Dura'ya değişik bir Kedi kostümü geliyordu.
Du: Yaaa. Ama bu çoook tatlığğğ.
Brawl Talk bitti ama Sange evinde yatıya kalmamız için ısrar etti. Kabul ettik.
(Bir kaç gün sonra.)
Güncelleme için sonunda bakım arasına girdik ve Sugar sonunda aramıza geldi. Enerjik ve mutlu biriydi.
Sug: Merhaba. Ben Sugar. Tanıştığımıza memnun oldum.