*4*

231 10 12
                                    

Medya Göksel- Uzaktan

.

.

.

Seni seyretmem gezmem lazımdı

Bu yolun sonunu bulmam lazımdı

Seni tanımam bilmem lazımdı

Bu hikayeye bir son lazımdı

Öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan

Nasıl da bağladın beni?

Hani bi' geldin bi' kayboldun

Esrarlı mağrurdun, aklıma sardım seni

.

.

.

Bulut

Sabah son birkaç gündür olduğu gibi mutsuz uyanmıştım. Toprak bizde kalıp bir şeyler hazırlamasa ne yemek yerdim ne yataktan çıkardım. Toprak'ın birkaç kez seslenmesi sonucu 'Tamam geliyorum.' diyerek odamdan çıktım ve masaya geçerek ufak ufak bir şeyler atıştırmaya çalıştım.

Toprak yemem için tabağıma eklemeler yaparken her seferinde 'Acaba bugün bir şeyler mi yapsak?' , 'Hava çok güzel dışarı mı çıksak?', 'Hiç gülmüyorsunda kös kös oturup benimde morelimi bozuyorsun ama canım, bir tanem, gül yüzlüm.' diyordu. En son cümlesiyle dayanamayıp kahkaha atmaya başladım. Her zamanki gibi morelimi birazda olsa düzeltmeyi başarmıştı.

'Oh sonunda, bak ne güzel oldu şimdi, hep gül işte.' dediğinde dalgaya vurup 'Bu kadar iltifat etme, Erdem'e söylersem görürsün gününü. Sahiden ne çabuk kaynaştınız Erdemle öyle ?' dedim. Toprak gülümseyerek 'Yok sakın söyleme Erdem'e.' dedikten sonra 'Evet çabuk kaynaştık ama ondaki bir şey daha doğrusu onu o yapan her şey beni çekiyor. Mıknatısın buzdolabına yapıştığı gibi ona yapışıyorum.' demesiyle 'Seni de benzetmeni de...' diyerek kahkaha atmaya başladım.

Son bir şeyler atıştırırken 'Belki bugün dışarı çıkarız.' dememle Toprak 'Sonunda.' diyerek hızla yanıma geldi ve sarıldı. 'Yılışma tamam tamam.' diyerek uzaklaştırdım. Masada oturmaktan sıkılınca tabağımı alarak mutfağa geçtim ve makineye yerleştirdim. Toprak'ta peşimden gelerek kendi tabağını makineye yerleştirdi.

Sonrasında masadakilerin bir kısmını taşımıştıkki Arda geldi evime. Sanırım kendini affettirmeye çalışıyordu ama bu konuyu kapatmıştık ki çoktan.

En son nokta olarak biz dışarı çıkacakken o da bize katıldı. Toprak arabaya binmeden 'Nereye gidelim?' diye sorduğunda canı nereye isterse oraya gidebileceğimizi söyleyip şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturdum.

Geldiğimiz evin kimin olduğunu bilmiyordum o yüzden şaşkınca Toprak'a baktığımda dudaklarını oynatarak 'Burak' dedi. Demek burası Burak'ın eviydi. En az onun kadar narin ve şık görünüyordu. Minik ve sevimli bir ev.

Her şey iyi hoştu Burak'ı da çok özlemiştim ama ne diyerek kapısına gidecektim ki... Arda'nın 'Ah hadi fotoğraf çekileyimde instagrama atarım.' demesiyle beynimde aydınlanma olmuştu. İşte bu kadar ! Saçma ama olsun, işe yarayacak bir neden olabilir kapısına gelmem için.

Arabadan inip hızla kapıya ulaştım. Derin bir nefes alarak kendimi ciddi olmak için zorladım. Ciddi olmazsam nedenime dediği şeylere cevap veremezdimki. Zili çalıp açmasını bekledim. Kısa bir süre hışırtılı sesler geldikten sonra kapıyı açıp geri çekilse de gelene bakmak yerine ayakkabısının bağcığını bağlıyordu.

Ebruli ~ bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin