Bölüm 26 -İhanetin Bedeli-

8.4K 411 38
                                    

Bazı anlar vardır. İnsanın hayatında travma olarak kalan.  İnsandan bazı şeyler alıp götüren. 

O anı yaşamıştım. Hatta bir çok kez yaşamıştım. İlki babamın ölümü,ikincisi adam öldürmem,üçüncüsü saldırıya uğramam ve sonuncusu ve ve en yenisi.. abimin gözlerimin önünde intihar etmesi..

İntihar etmek..

Bir insan neden intihar ederdi?

Hayattan tamamen umudunu keserdi çünkü.  Tamamen kaybolmuş olurdu. Yolunu aramaktan çok sıkılmış ve artık bu oyunu bitirmek isterdi. Bir çıkış  yolu bulmuştu kendine.Ölerek. 

Hakan'a böyle olmuştu. Bana içindekileri dökmüştü. Belki sonra beni vuracaktı. Ama bir an aklına gelmişti. Beni öldürünce ne olacaktı? Yine bu çukurun içinde kalacaktı. Abisi ve kardeşi onun hain olduğunu anlayacak ve onu tekrar aynı şekilde sevip güvenebilecekler miydi? 

O sevmiyordu babamı. Ama ya kardeşleri seviyorsa?

Beni öldürme fikri aklına geldiyse de gitmişti. Komple kurtulmak istedi. Kafasına sıkarak.. 

Giderken de bana dediği şeyler ile beni de bu çukura daha çok batırmıştı.

İstediğini elde etmişti. 

O huzurla uyuyacaktı bense kıvranarak. 

Cenazesi olmuştu. Eve geri dönülmüştü. Kimseden ses çıkmıyordu.  Herkes odasına kapanmıştı. Kasvetliydi bu ev. Karanlıktı. İki cenaze çıkmıştı bu evden. Ve belki daha çoğu çıkacaktı. 

Kimsenin tek kelime edecek hali yoktu. Perihan Hanım perişandı. Silah sesini duyup gelen ilk kişi oydu. Ayaklarımın ucunda cansız yatan oğlu ile ilk o karşılaşmıştı. Bana bir bakışı vardı.. o bakışı hayatım boyunca hiç unutamayacaktım. İlk defa ona üzülmüştüm. Ardından duyan gelmişti zaten. Orada öylece dikili kalmıştım. 

Tek hatırladığım buydu. Oradan nasıl çıktığımı,düğüne ne olduğunu veya Ali ve Elmas'ın nasıl davrandığını.. hiç birin hatırlamıyordum. Gözlerimi açmış ve kendimi odamda bulmuştum. 

Cenazeye gitmemiştim. Odamdan hiç çıkmamıştım. Akrep gelip yemek bırakmıştı. Bir kaç soru sormuştu. Hiç birini dinleyip,cevaplamamıştım. 

Hala odamda oturuyordum. Düşünüyordum. Bu evde hiç mutlu olacak mıydım?

Sahi? Neden hala buradaydım? 

Ayağa kalktım. Akrep'in getirdiği tepsiye göz gezdirdim. Su görünce ona uzanıp aldım. Suyumu içerek pencereye yürüdüm. Dışarıda korumalar artmıştı. Zayıf kaldığımız günlerdeydik. Saldırı için idealdi. 

Elimde ki boş bardağı komidine bırakıp dolabımı açtım. İçinden hırka alıp geri kapadım. Çantamı da alıp odadan çıktım. 

Yavaş adımlarla aşağıya indim. Dediğim gibi herkes odasındaydı. Kimseden ses yoktu. 

Kapıya gelip ayakkabılarımı giyerken beni gören biri olmuştu. 

"Nereye?" diye sordu. Serenay'dı. Mutfak kapısına yaslanmış bana bakıyordu. 

Cevap vermeden ayakkabımı giymeme devam ettim. 

"Herkes çok fena." dedi. "Sende öylesin tabi. " İç çekti. "Çok kötü günlerdeyiz. Yalnız kalmak iyi bir fikir değil."

Gitme demek istiyordu. 

Bir şey demeden kapıyı açtım. Yanıma gelip beni tuttu ve kapıdan çıkmama engel oldu. 

BABAMIN EMANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin