Vote vermeyi unutmayınız lütfen❤️
♠️
"Rüyalar geçiştirir mi yaşadığın ızdırabı?"
Huzur neydi bilmiyorum. Nefes almak, rahatça her şey bitti demek, geçti bunu atlattın demek neydi bilmiyorum. Karanlık bana sinsice gülüyordu ve ben ona yalnızca bakıyordum. Dümdüz, meraklı ve anlamsız bir bakışla bakıyordum. Ben yanarken kimse ruhumun çıtırtılarını duymuyordu. Duyurmuyordum, yaklaştırmıyordum. Bilmesinler istiyordum çektiğim acının yoğunluğunu. Beni anlıyorsunuz, beni biliyorsunuz, aynı şeyleri yaşadınız. Aynı sessizliği tattınız. Beni en iyi siz anlıyorsunuz..
Karanlık kendini usulca çekerken, boğazımda ki kuruluğu es geçerek sıklaşan kirpiklerimi açtım. Akademinin revirine getirilmiştim. Sanırım gördüğüm silüetten sonra alçalan tansiyonuma dayanamamış, bayılmıştım. Silüet.. Bir dakika, ben Tyler'ı görmüştüm. Koluma takılan serumun damaryolunu çekiştirerek yattığım yerde doğruldum.
Beni buraya kimin getirdiğini öğrenmeden önce, gördüğüm Tyler'ın silüetine odaklanarak onu bulmak zorundaydım. Ayaklarımı mermere koydum ve kenara itilen ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Alelacele ayaklandığım esnada ufak bir baş dönmesi kendini göstermeye devam ediyor olsa da umursamadım.
Yıkılan duvarların altında bir enkazdım, başımın dönmesi önemli değildi.
Krem rengi revirin kapısı açıldığında karşımda telaşlı hareleriyle Laura'yı buldum.
"Ne yapıyorsun, yatar mısın lütfen Aniyenna!" dedi uyarır bir tonda. Birilerinin üzerime titremesi bana iyi gelmişti. Gözlerine bakarken derin bir nefes aldım. "Üzgünüm, gitmem gerek."
"Hiçbir yere gidemezsin Aniyenna. Bebeğini düşünmüyor musun?" kendi canıma kıymaktan öte, onun için yaşadığımı bilse bu cümleyi yineleyebilir miydi?
Sessiz bir fısıltıyla mırıldandım. "Onu düşündüğüm için bazı şeylere katlanıyorum"
"Neye katlanıyorsun?" yerde gezinen gözlerim Laura'yı buldu. Duymamış olmasını hedeflemiştim ancak o duymuştu.
Nefes alırken zorlanan tek kişi ben değildim bu dünyada dudaklarımdan geçmişimi akıtmak ister gibi nefes verdim."Önemi yok bunların, gitmem gerek Laura. Kendimi iyi hissediyorum." dedim. Hissediyor muydum?
"Hiçbir yere gitmiyorsun Aniyenna. Dinlenmen şart. Herkesi nasıl endişelendirdin biliyor musun?" dediğinde bakışlarım yüzündeydi. Hiç çekmedim. Asla oynatmadım gözlerimi. Birilerinin benim için endişeleniyor olduğuna inanmıyordum.
"Burada benim için endişelenecek kişiler yok Laura." dedim gözlerine bakarken. Tek kaşı itina ile havalandı. Yanaklarını hava ile doldurduktan sonra üzerime doğru yürüyüp yanımda durdu. Baktı, öylece baktı. Dudaklarını birbirine sıkmışken, "Aksine, bir çok kişi senin için endişelendi. Brand seni buraya taşıyana kadar endişenin neferlerini kucaklamıştı bile." dedi. Şok. Yüzüne bakarken gözlerimin içinin sarsak şekilde oymadığına yemin edebilirdim.
Adımlarım buradan kaçmak için delirirken omuz hizasından birkaç adım uzaklığında durdum. "Saçmalıyorsun Laura, o herif benim için endişelenmemiştir." dedim. Bana öyle öfkeli, öyle duygusuz bakan bir adam benim için endişelenemezdi.
"İnanmıyorsan herkese sorabilirsin Aniyenna. Hepimiz senin için endişelendik." yanaklarım kısa bir süreliğine ılıdı. Sıcaklığı tüm bedenimde hissederken gözlerimi kırpıştırarak "Her neyse" diye fısıldadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN MAVİSİ
ParanormalMumun içinde eriyen bedenlerdik. Mumun üzerinden gökyüzüne dağılan ince dumanında bir parça bizden vardı ve gökyüzünde ruhlarımızla raks ediyordu tenimiz. Tek bir farkla. Ruhumuz... Hatta bedenlerimiz bile birbirine saplı şekilde dans ederken, zihni...