Yukarıdaki görsel yeni kapağımız ve bence aşırı güzel bir resim *-*
Sabah odadaki masaya güzelce kahvaltılık malzemeler getirilmişti. Magnus hala uyuyordu, dün gece biraz yorulmuş gibiydi.
Onu biraz yoruyor olabilirim...
Kahvaltılık malzemelerin tamamı masaya geldiğinde yavaşça Magnus'un yanına uzandım ve saçları ile oynamaya başladım. Sonrasında alnına küçük bir öpücük bırakmıştım.
Birkaç öpücük sonrasında gözleri yavaşça aralandı ve kısık gözlerle bana bakmaya başladı. Gözleri çekik olduğu için böyle zamanlarda olduğundan daha tatlı gözüküyordu.
"Kahvaltı hazır, uyanmaya niyetin varsa bir şeyler yiyelim diyordum."
"Biraz daha uyusaydık." Dedi uykulu sesiyle konuşup. Bu ses tonu anlamsız bir şekilde çekici gelmişti.
"İstersen kahvaltı sonrasında tekrar uyuruz ne dersin?"
"Ama ben şu an uyumak istiyorum."
"Benim karnım acıktı ama." Deyip ona yaklaştım ve boynuna bir öpücük bıraktım. "İstersen seni yiyeyim ne dersin?"
Üstüne biraz daha uzandığımda gülmeye başlamıştı.
"Tamam kalkıyorum."
"Şöyle, sözümü dinle biraz."
Yana çekilip ona elimi uzattım ve elini tutarak onu yataktan çıkardım.
"Ayrıca benimle kahvaltı etmek isteyen sen değil miydin?"
"Evet ama bu kadar erken olmak zorunda mıydı?"
"Normalde de bu saatte kalkıyorduk."
"Ama ben dün gece yorulmuşum, ondan kalkamadım."
"Kim yordu acaba seni?" Deyip saçına bir öpücük bıraktım ve sonrasında yanındaki sandalyeye oturdum.
"Bilmiyormuş gibi konuşma. Neyse iyi yanından bakıyorum, erken de olsa seninle aynı masada kahvaltı ediyorum ve bu çok güzel bir şey."
"Her zaman böyle pozitif ol işte."
"Elimden geleni yapıyorum."
...
Kahvaltı bittikten sonra Magnus odasına gitmek için kapıya yönelmişti.
"Keşke biraz daha zaman geçirsek..."
"Ne yazık ki işlerim var." Deyip kapıyı açtığımda Magnus surat asarak kapıdan çıkmıştı.
"İşlerinin olmadığı bir güne denk gelebilecek miyim?"
"Birlikte şelalaye gittiğimizi unutuyorsun sanırım. Ayrıca seninle zaman geçirmeyi ben de çok seviyorum ama benim de sorumlu olduğum bazı işler var sonuçta."
Kapıya omzumu yaslayıp cevabını beklemeye başlamıştım.
"Haklısın. Sadece ben... biraz daha zamanımız olur diye düşünmüştüm. Odanda."
"Odamda?"
"Yatağında yani." Deyip çekingen bir halde saçını kaşıdı. "Bencilce bir düşünce içindeyim sanırım."
"Yatağımı mı istiyorsun yoksa beni mi tam olarak anlamış değilim şu an."
"Seni istiyorum." Dediğinde bir an şaşırmıştım. Genelde böyle açık konuşmazdı. "Şu an kendimi fazla istekli görüyorum ama dün gece... çok güzeldi. Ben, her neyse... çok saçmalıyorum sanırım."