Tabloyu alip odamda en ucra koseye sakladim. Ne yapacagimi bilmiyordum. Kabuslardan sonra bu kadari cok fazlaydi. Bu tabloyu kim gondermis olabilirdi ki ? Kimin benle ne tur bi derdi varsa bu olay artik cok canımi sıkmaya basladi.
Tabloyu atmayi dusundum ve elime alarak cop kovasina dogru yurudum. Gelisiguzel tabloyu cope firlattim. Kova bos oldugu icin tok bi ses cikardi. Tam arkami donup gidecekken tablonun uzerinde ki bisey dikkatimi cekti. Tablonun arka tarafinda bi yazi yaziyordu. Bu yazi kirmizi bi kalemle yazilmisti. Yaziyi okumak icin daha da yaklastim.
" Hediyemi begenecegini dusunuyorum kul kedisi. Basliyoruz."
Baska bisey bulmak umuduyla tablonun cevresini inceledim ama yok. Bu sacma yazidan baska bisey yoktu. Yazi tanidik degildi. O'nun yazisi da degildi. Sinirle aldigim tabloyu tekrar cope firlattim. Tekrar odama dogru yurudum. Rafimdaki anahtari ve kulakligimi da alarak evden ciktim.
Yuruyordum. Sadece yuruyordum. Nereye gittigimi bilmiyordum. Ayaklarim benden bagimsiz ilerlerken. Gozlerim yanmaya baslamisti. Akmak icin kirpiklerimin onune gelen gozysimi elimin tersiyle sildim. Cocukca davraniyordum. İstedigi bisey alinmadiginda aglayan cocuklar gibiydim. İstediklerim olmamisti ve ustune ustluk daha da berbat bi sekilde ilerliyordu hayatim. Aglamayacaktim. Aglamak zayifliktir. Bana bu oyunu oynayan kimse eger onun bunu gormesine izin vermeyecektim. Zafer benim olmaliydi. Madem bi oyuna basliyorduk. Bu oyunu ben kazanacaktim.
Gozlerimi kuruladim. Yuzume sahte bi gulumseme yerlestirip yurumeye devam ettim. Sonra durdum. Neredeydim ben burasi neresiydi. Kafamdaki dolu dusunceler yuzunden nereye gidecegimi bilmeden hizla yurumustum. Ve su an nerede oldugumu bilmiyordum. Etrafima bakinirken biri kolumdan tuttu. Korkuyla arkami donunce gordugum tanidik yuz sayesinde rahatladim.
" Korkuttum mu?"
" Yo ben kayboldum. Dalmisim seni fark etmedim."
" Sen iyi misin?"
" Evet neden sordun ki?"
" Evde film izliyordum. Bi mesaj geldi. Senin burada oldugunu ve iyi olmadigini yazan bi mesajdi. Bende hemen ciktim geldim."
" Kim atmis mesaji?"
" Bilmiyorum yabanci bi numara"
" Bakabilir miyim?"
" Bu numara."
Emel'in telefonunda ki mesaji atan numaraya baktim ama tanimiyordum. Numarayi telefonuma kaydedip arama tusuna bastim. Bi sure bekledim ama " Aradiginiz kisiye ulasilamiyor. Lutfen sinyal sesinden sonra mesaj birakin" diyen telesekterden sonra telefonu kapadim.
Emel neler oldugunu cozmek ister gibi yuzumu inceliyordu. Ama pek bisey anlayamadigini biliyordum. Basimda donen oyunlari nereden bilebilirdi ki? Emel'e dondum.
" Ben burayi bilmiyorum. Beni eve birakir misin?"
"Neler oldugunu anlatacak misin?"
"Bisey yok. Annemle tartistim."
Diye bi yalan uydurup. Emel'in inanmasini bekledim. İnanmisti. Koluma girdi ve birlikte yurumeye basladik. Emel sinif arkadasimdi. Evlerimizin arasinda bi kac sokak vardi. Eglenceli biriydi ama su an ki yuz ifadesinden onun da endiseli oldugunu biliyordum. Bi de basima gelenleri tam anlamiyla bilseydi bu kadar sakin duracagini sanmiyordum. Havadaki gerilimi dagitmak icin bi konu actim.
" Mete ile ne yaptiniz ? "
Bu cumleyi kurduguma pisman olacgimi bilmiyordum ama artik cok gecti.
" Ayyyy. Hic sorma gecen gun Nete ile birlikte deposilin yaptik. Daha dogrusu yapmaya calistik. Hasta hazirlanana kadar igne dondu. Tekrar cekmek zorunda kaldik. "
Bu arada biz Emel'le saglik okuyorduk. Acil Tip Teknisyenligi.
Ucuncu sinifta oldugumuz icin bu yil staja baslamistik. Emel de hastanede bi hemsir e kafayi takmisti.
" Eee "
" İste oyle. Cikarkende bana iyi aksamlar dedi. Ay cok guzeldi. Cok tatli biri yaaaa."
Bu sohbetimiz evin onune geldigimiz icin bolunmustu. Uzulmus gibi gorunsemde Emel'e karsi aslinda sevinmistim. Konu Mete'ye gelince cok konusuyordu.
" Neyse. Ben eve giriyorum. Gorusuruz. Mete'ye selam."
" Senin beynini patlatirim ha. Mete'ye ancak ben selam veririm."
Deyip siritti. Bende ona samimi bi gulumseme gonderip anahtarimi cikardim. Anahtari kapiya yerlestirip kilidi cevirdim. Kapi acilinca oldugum yerde donup kaldim.
Bu olamazdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ölümsüzlüktür
Teen FictionHayatında bir defa bile gercekten sevilmemiş olan genç kızı sevebilecek tek bi kişi vardı. Varlığını ısrarla yok eden Cem Göksoy. O ne kadar bitirdiğini düşünsede karşısında küllerinden doğan bi genç kız vardı. Ve fısıldadı kulağıma; "Ben seni yak...