Geçmişin Silsilesi

230 28 8
                                    

Ölürken yanındaydım ve fazlasını yapabilirdim, yapmalıydım düşüncesi her gün içimi yiyip bitiriyor.
******
Genç kadın, genç adamın gece karası gözlerinin içine duygusuzca baktı. Sevdiği adamın canı için ondan vazgeçmişti. Derin bir nefes aldı.

"Düşünmek filan istemiyorum," dedi bir kez daha. Düşünürse sevdiği adama sımsıkı sarılırdı onu tehlikeye atamazdı. Aldıkları nefesten bile haberi olan o canavarın, sevdiği adama zarar vermesini istemiyordu.

"Neyden korkuyorsun Sena?" Sena, Ahmet'in gece karası gözlerinin içine yaşlı gözlerle baktı. Dayanamıyordu genç kadın.

"Korkmuyorum bir şeyden." Titreyen sesi kendini ele vermişti. Ahmet, Sena'ya bir adım attı.

"O yüzüğü parmağımıza takarken her şeyin üstünden geleceğiz diye söz vermedik mi şimdi ne oldu da aşkla bakan gözlerin yabancılaştı?" Sena arkasını döndü gideceği an sevdiği adamın sözleri ile gözyaşları gözlerini terk etti.

"Sen Umman Dalkıran ve Kemal Dalkıran'ın kanını taşıyorsun Sena, onlar gibi güçlü durmak varken en ufacık sorunda kaçacak mısın?" Hızla Ahmet'e dönen Sena öfkeyle gece karası gözlerinin içine baktı.

"Büyüyünce ne olmak istiyorsun Öznur?" Öznur'un acı çeken yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.

"Asker ağabey, ben de senin gibi asker olacağım ve çocukları kurtaracağım. Senin gibi kahraman olmak istiyorum." Küçük kızın sesi kesik kesik çıkmıştı. Öznur'un en büyük hayali asker olmaktı ama canavar ruhlu yaratıklar bunu ona çok görmüştü. Örgüt bir kez daha çirkin yüzünü göstermişti.

"Kapatma gözlerini güzelim." Savaş Üsteğmen kendine geldiğinde ikizinin yanına koşmuştu. Bozkurt tam zamanında yetişmişti. Çatışma hala devam ediyordu.

"Ağabey," diye fısıldayan Melis Astsubay, ağabeyinin elini tuttu, Savaş Üsteğmen'in gözlerinden yaşlar aktı. Melis'ten on dakika önce doğan Savaş Üsteğmen ile Melis Astsubay arasında ağabey diyeceksin demeyeceğim kavgası çıkardı. Melis Astsubay sonunda ağabey demişti ikizinin istediğini yapmıştı.

"Babam ve annem sana emanet. Hani anneme kızgınsınız ya onu affedin olur mu, o ne yaptıysa bizim yaşamamız için yaptı o adam, annemizi, bizi öldürmekle tehdit ettiği için annem o dosyaları o adama verdi babam ve senin yaşaman için ben de buna göz yumdum." Savaş Üsteğmen duydukları ile kırmızı görmüş boğa gibi gözlerinden öfke çıkıyordu.

"Bana kızdın değil mi?" Ağzından kan gelen Melis Astsubay yaşlı gözlerle ikizinin zümrüt yeşili gözlerinin içine baktı. İkizi göz renklerini babasından almıştı.

"Kızgınım ama kendime." Melis Astsubay gülümsedi, ikizi kendisinin aksine yufka yürekliydi biliyordu gerçekleri öğrenince annesine sımsıkı kenetleneceğini.

"Babam, annemi affetsin olur mu, yoksa gözüm açık giderim ağabey." Savaş Üsteğmen işaret parmağını kardeşinin dudağına koydu başını iki yana salladı.

"Olmaz daha erkek arkadaşını, bizimle tanıştıracaksın senin Reyhan'ı zorladığın gibi ben de damat beyi zorlayacağım Melis Hanım." Melis Astsubay gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu.

"Babam ve annem sana emanet ağabey." Melis Astsubay'ın gözleri kapandı. Savaş Üsteğmen, kardeşinin başını kollarının arasına aldı.

"Melis," diye bağırdı. Acılı ağabeyinin sesi dağı delecek güçteydi. Sesini duyan askerlerin yüreği yanarken, teröristler sevinçliydi.

"Heval, birini göndermişiz hadi diğerlerini de gömelim." Keyifle konuşurlarken neredeyse dört senedir içlerinde olan asker bu duyduklarından sonra ikisini de kurşun yağmuruna tutmak istedi. Bu tuzaktan haberi olunca istihbarata haber vermişti çatışma başlamadan yakalanmaları gerekiyordu ama her şey arap saçına dönmüştü.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin