1. BÖLÜM

1.7K 519 787
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?

Tarih bırakırsanız ileride anı olur.

Son olarak sevdiğiniz bir sözü alsam tadından yenmez : )

Bölüm sonunda görüşürüz keyifli okumalar : )


Hayattaki umudumu yıldızlara benzetirdim.

Karanlık çöktüğünde kimi zaman gökyüzü yıldızlardan ayırt edilemezken, kimi zaman, tek bir yıldıza rastlamak mümkün değildi.

Umudum ile her şeyi başaracağıma olan inancım beni zirveye taşırken, gökyüzünde arayıp da görmediğim yıldız gibi kavrulyordu yüreğim.

Ruhumda yeşeren duygular, hayatın karmaşıklığını sadeleştiriyor, sonsuzlukta kayboluyordu.

Gözlerim, içimde aradığım umutlarımı rafa kaldırmış ve duygusuzca etrafındakilere bakıyordu.

O ise benden daha acımasız duruyor, gözleri âdeta umudu çoktan kaybetmiş ve yalnızca nefes almak için yaşayan bir robotu andırıyordu.

İçindeki acılar ile bütünleşmiş ruhu çoktan ölmüş gibiydi. Derin bir nefes alıp gözlerime baktı nefretle.

"Acı nedir bilmezsin sen o yüzden şimdiden defol! Çocuklarla uğraşacak vaktimiz yok!" Dedi nefret ve alayın barındırdığı bir ses tonu ile.

"Haklısın ben acı nedir bilmem!" Dedim kafamı kaldırıp gözlerine bakarak.

"Çok acı çekti. Hepimiz çektik, gurupta yenisin bu yüzden sana karşı böyle aldırma." Dedi adını bilmediğim sarışın, uzun boylu kız. Mavinin en koyu tonları ile harmanlanmış gözleri, denizin hırçın dalgalarını andırıyordu adeta.

"Ne açıklama yapıyorsun ki? Acı nedir bilir mi?" dedi demin bağıran kişi.

"Haklısın ben acı nedir bilmem" dedim tekrar ederek ve devam ettim. "Buraya Keyfimden gelmedim! Bana alışmak zorunda değilsiniz. İster sevin, ister sevmeyin umurumda değil, ama saygı duymak zorundasınız!" Sesimin fazlası ile sert çıkması onu kızdırmış olmalıydı.

"Ben mi sana saygı duyacağım küçük kız? Duymazsam ne olur ağlar mısın?" Dedi alayla.

"Merak etme ağlamam." Dedim alayla.

"Ahh sende haklısın ağlamanın ne olduğunu da bilmezsin sen şimdi." Dedi nefretle.

İnsanların yalnızca kendileri acı çekerken büründüğü tavırlardan bunalmanın etkisiyle, daha fazla cevap vermek istemediğim için arkamı dönüp dışarıya çıktım.

Sırf yaşadıklarımı biraz olsun atlatmak için buraya gelmişken, bir de bunlarla uğraşamazdım.

"Hoş geldin Mahra. Burada olduğuna göre teklifimi kabul ettin demek." Dedi arkamdan seslenerek, elli'li yaşlarda görünüyordu. Saçları hafif beyazlaşmış, yüzüne yakışan koyu kahverengi gözleri ile fazlasıyla uyumluydu. Uzun boyu ve dik duruşu, yaşına rağmen kararlı ve kendinden emin olduğunu kanıtlıyordu. Adını hatırlayamıyordum.

YILDIZ BIÇAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin