Medya: ILLENIUM - Sasha Sloan = U & Me
" Hazırlıklar tamamlandı ,efendim."
Pencerenin önündeki adam hızla arkasındaki askere döndü .
"Hemen krallıkta ki lordları çağırt . Onları taht odasında beklediğimi söyle ."
" Emredersiniz, kralım."
Odadan çıkan askerin gidişini izledikten sonra tekrar pencereye döndüm. Derin bir iç çektim. Lordların gelmesi çok uzun sürmezdi. Yaşlı bakışlarımı adayı ve karşısında kasabayı birbirine bağlayan uzun ve saydam köprüye çevirdim . Bu köprüyü bir kaç saat içinde hiç zorlanmadan inşa ettiğini düşününce Axel'in gücüne hayran kalmamak elde değildi.
Lordların gelmesini beklerken oda da oluşan sessizlik beni biraz huzursuz ettiyse de bu huzursuzluğum kısa sürmüştü.
Köprünün üzerinde kaleye doğru hızla koşan altı atlıyı gördüğümde yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. Tahmin ettiğim gibi hızla buraya gelmişlerdi.
Arkamı döndüm, pelerinimi savurarak hızla odadan çıktım ve taht odasının yolunu tuttum. Taht odasının kapısını benim için açan askerleri başımla selamladım. İçeriye girmem ile birlikte ayağa kalkan lordlar ellerini kalplerinin üzerine koyarak beni selamladıklarında bende onları aynı şekilde selamladım. Odanın sonunda bulunan tahta doğru ilerledim ve tahtıma oturduğumda lordlarda benimle birlikte oturdu. Sessizce bakışlarımı yüzlerinde gezdirdim. Sanırım hepsi hazırdı, bakışlarımı kapının önündeki askere çevirdim.
"Büyücüyü çağırın " diye askere emir verdiğimde başını beni onayladığını belli edercesine eğerek odadan çıktı. Büyücünün gelmesini beklerken odada bulunan lordlara tekrar baktım.
Odanın sağında ve solunda bulunan krallığın en güçlü askerleri ve yöneticileri olan lordlara...
Güneş krallığı altı eyalete ayrılmıştı ve her eyaleti şu an karşımda bulunan lordlar yönetiyordu. Hepsinin sabırsızlandığının farkındaydım. Bu haberi ne kadar uzun zamandır beklediğimizi düşününce ben bile yerimde duramıyordum. Sonunda bu merakımıza bir son verecek olan büyücü odaya girip bizi selamladığında heyecanımı belli etmemeye çalışarak.
" Bize araştırmalarımızdaki son durumu göster."
"Emredersiniz, kralım."
Elinde bulunan asayı zemine vurduğunda yerden daire şeklinde yükselen ışık hüzmelerine baktım. Bu büyüyü son zamanlarda o kadar çok görmeye başlamıştım ki artık biraz sinir bozucu olmaya başlamıştı.
Zemindeki ışıklar tıpkı bir ayna şeklini aldığında büyücü yavaşça aynaya bizim duyamıyacağımız kadar kısık bir ses ile bir şeyler fısıldadı. Aynadaki görüntü netleşti ve büyücü bana doğru dönerek .
"Hazır,efendimiz."
Derin bir nefes aldım ve ona yapması gereken şeyi net bir ses tonu ile söyledim.
"Seremoniyi başlat."
"Tabi, kralım. "
(...)
"Mayıs ,gel kızım ."
Bana doğru yavaşça gelen kedime baktım ve önüne mamasını koydum. Bana miyavlayarak mamasını yemeye başladığında ona gülümsedim ve yavaşça başını okşadım.
Ayağa kalktım ve masanın üzerinde bulunan kahvemi elime alarak balkona doğru ilerledim. Sabah kendimi biraz kötü hissederek uyanmıştım bu yüzden okula da gitmemiştim. Kahvemden bir yudum aldım ve bakışlarımı denizin olduğu tarafa çevirdim. Saat akşam beşi biraz geçmişti ve denizin olduğu taraftan şehre doğru ılık rüzgarlar esiyordu. Saçlarım esen ılık rüzgar ile birlikte yüzüme doğru savrulduğunda elimle o saçlarımı yüzümden çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ KRALLIĞI
Teen FictionAltı yaşındayken ailesi ve yaşadığı topraklar elinden alınan genç bir kız. Bir gün tekrardan ait olduğu topraklara çağrılır lakin bu çağrılışın altındaki sebepler çok başkadır. Kral ve planlarına ayak uydurup yıllar önce ondan alınanları geri almak...