Merhaba, yine ben. Size İyilik tanrısından bir öneri ( ki benim önerilerim işe yarar) insanları onların konuşmasına göre değil gözlerine bakarak tanıyın. Neden mi? İnsan oğlunun yalan söylemeyen tek organı gözlerdir. Yani bence öyle. Klasik bir söz vardır ya hani; Gözler kalbin aynasıdır. Kalbi yansıtır. Ağız ise mantıksal yürür. Yalan söyler. Şahsen ben ömrüm boyunca yalan söylediğimi hatırlamıyorum. Belki ufak tefek vardır ama çok büyük yalanlar yok. Bundan ötürü size de doğruyu söylemeliyim. Bana göre grupta en değerlimiz Alfa Beta. Ona çok değer verir, ona saygılıyımdır. Ablası Sarah'yı ise Grupta en çok ben severim. Yani diğerleri nefret sınırında . Ama ben ona nötrümdür.
Ömrüm boyunca vicdan azabı çektiğim kısım Sarah'nın içindeki iyiliği çıkaramamak değil. Sanırım bir öncekinde öyle düşündünüz. Ya da benim ufak tefek yalanlarımdan biriydi. Konu şu ki her insana bir değer bir şans veririm. Ama Ann'e vermedim. Çünkü korktum. Onun korkusunun bizim dostluğumuzu ( ki biz grubu dostluğumuzu ayakta tutmak dan ötürü kurduk) yıkmasımdan korktum. Edward'a yenik düştüm. Edward, Alfa'yı korumaya çalışıp saçma sapan öldürdü onu. Alfa ise Edward'ı onayladı. İnanamıyorum ONAYLADI. Asenad'a bile şans verdi ki Ann'e gücü kendisi verdi. Ona bir hayat ümit etti. İlginç! Ben ise ona çok katı davranmış ve hatta Alfa'ya onun neden hâlâ grupta olduğunu sormuştum. Tamam kabul ediyorum hiç de İyilik tanrısına uygun bir hareket değil.