Ben yeryüzünü kalbinin üzerine yaslamış ve bütün acısını, nefesini, öfkesini, hüznünü içinde barındırmış gökyüzüyüm. Güneşi olmayan.
Ben sesiyim gökyüzünün, bulutların resmiyim, yağmurların avuç içleri, karların ayak izleriyim.
Küçük bir kız çocuğuydum herkes kaçarken yağmurdan ben kapıya çıkmış ellerimi açmış, gülümsüyordum. Gerizekalının teki laf atarak geçip gitmişti yanımdan, alışmıştım.
"Nisa! Biliyordum seni burda bulacağımı. Bir şey anlatmam lazım çabuk." diye kolumdam çekiştirmeye çalıştı arkadaşım. Düzeltme, tek arkadaşım, Arya. Sesi çok heyecanlı geliyordu. Demek ki gerçekten bir şeyler vardı. Kendimi rüyadan uyandırdım ve onun kolumdan sürüklemesine izin verdim.
Sınıfta en arkaya geçtiğimizde gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Bu hâline gülüp,
"Anlatt." dedim.
"Dönüyor. Nisa, Buğra dönüyor."
"Nee!" diyerek Arya'ya sarıldım. Bu habere sevinmeli miydik ağlamalı mıydık gerçekten bilmiyorum. Sonra bir hıçkırık sesi."Heyy, hayır bebeğim, ağlama burada değil."
dedim. Duygu karmaşası içindeydi. Buğra Arya'nın ilk aşkıydı. Ve benim hikayemin asla başrolü olamayanın kuzeniydi. Buğra gittiğinde ayrılmışlardı. Tam 2 sene olmuştu. Çok özlediğini biliyordum."Nisa, gelmesin." dedi ve kendini tutmaya çalıştı. Sınıfta dikkat çekmek istemiyordu, duymayan kalmazdı.
"Canımın içi lütfen ağlama." dedim ve onu kendimden uzaklaştırıp yanaklarını sildim. Elim yanağını okşarken, "Bugün bizde kalıyorsun, konu tartışmaya kapalı." dedim ve gözlerini öptüm. Canım arkadaşım.
"Toparlan, sonra beraber ağlayacağız." dediğimde hoca da derse girmişti. Pencereden deli gibi rüzgar içeri girip, kağıtların havada dans etmesine sebep oluyordu. O rüzgar bendim. Duygularımın soyut ve somut örneği. Kendimi sakinleştirip, kafamı sırama yasladım ve uykuya daldım. Son dersti, şükür.
"Nisa." Bana sesleniyordu. Hayır, ders dinlemek istemiyorum demek ki sal beni.
"Efendim hocam?" diyerek gözlerimi ovuşturdum."Yoruldunuz biliyorum ama sabır." Evet, lütfen sabır.
Dersin geri kalanını notları defterime yazarak geçirdim. Arya kafasını sıraya yaslamış sıraya bir şeyler çiziyordu. İğrenç ötesi bir ses çıkardığında elimi elinin üstüne koydum."Biraz sakinleşir misin?"
Gözlerini kapattı.Çıkarken basketbol sahasının önünden geçiyorduk. ikimiz de konuşmuyorduk.
Oradaydı işte. Çocukluk aşkım, vazgeçemediğim, hikayemin başrolü olamayan. Amigo takımı da ordaydı. Şimşek çaktı.
"Erteleyelim oğlum bu antrenmanı hadi Barış." diyordu takım arkadaşları, takım kaptanına."Abi saçmalamayın, yağarsa gideriz." Kenardan kızlar gülüşerek takımı kesiyordu, veya direkt olarak Barış'ı.
Ve yağmur yağmaya başladı. Teşekkürler Tanrım.
Selammm ben geldim🐣Kısa oldu ama şimdilik idare edin. Nasıl gidiyor? Nisa elendikten sonra koca bir boşluk oldu içimde, biraz farklı bir kurguyla geldim. Beyza Aksoy'un yazmış olduğu ve kurgusunu, olay örgüsünü çok sevdiğim Siyah Kuğu'nun NisBar versiyonu olucak. Çünkü neden olmasın?? Oy vermeyi unutmayın bebekler.💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kuğu[NisBar]🥂
Fiksi RemajaBir ilahi. Ya da ağıt. Ayırt edemiyorum artık. Beyza Aksoy'un Siyah Kuğu isimli romanının NisBar versiyonudur.