Aisha kalakaldı. Beyninin yandığını hissediyordu. Yavaşça arkasına döndü.
İnce uzun çocuk arkasından ona tiksinircesine bakıyordu. Siyah saçları alnına dalgalı dalgalı düşmüştü. Gözleri... ah, sanırım yüzündeki tiksinti ifadesini onlar oluşturuyordu. Arkasında, Tom duruyordu. Tom Marvolo Riddle.
Aisha hiç bir şey diyemedi. O, bunu nasıl öğrenmiş olabilirdi ki? Riddle'a hala bakarken oğlan kıza yaklaştı. Aisha diğer herkes gibi bir zamanlar onun mükemmel bir öğrenci olduğunu düşünüyordu. Ancak bu düşüncesi geçen sene sert bir kayaya çarpmıştı. Ne gördüğünü hatırlamıyordu. Ama üstünde o nefret hissini bırakacak kadar berbat bir şeyin olduğundan emindi.
Kız, Tom'un tiksinti ifadesine biraz daha baktıktan sonra üstelememeye karar verdi. 'O, bunu sadece bunu kendi çıkarı için istiyor kimseye tek kelime etmeyecek.'
"Niye Tom? Senin şansa ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum," dedi Aisha. Tom alayla güldü. Bu gülüş onun yüzüne yakışmıyordu.
"Senin gibi iğrenç bulanıkların sihri ticarete dönüştürmesinden tiksiniyorum, Robinson," dedi Tom. Kızın soyadını bir küfürmüşçesine söylemişti. Aisha güçlüyüm ayaklarını bırakarak ona yorgun bir bakış yolladı.
"Ne istiyorsun, Riddle?"
Pes etti. Tom'un yüzüne hoşnut olduğunu belli eden bir ifade geldi. Kafasını salladı.
"Dediğim gibi. Biraz Felix Felicis istiyorum," omuzlarını silkerek bu cümleyi kurdu, Tom. Aisha biraz gerinir gibi olsada kafasını olumlu anlamda salladı.
"Eh, beni onlara götür," dedi Tom, koridoru göstererek. Aisha tekrardan kafasını salladı ve batı kulesine doğru ilerlediler.
Biraz yürüdükten sonra Aisha, Tom'u spiral bir merdivene doğru çekti. Sıkı baş döndürücü merdivenler tırmandılar. Sonunda bir kapıya ulaştılar. Kulp ve kapı deliği yoktu: düz bir yaşlı odun genişliğinden başka bir şey ve bir kartal şeklinde bronz tokmak.
Aisha kapıyı çaldı. Kuşun gagası açıldı fakat kendi sesi yerine müzikal bir sesle konuşmaya başladı.
"İçerisinde mum, odun sobası ve gaz lambası olan karanlık bir odada oturuyorsunuz. Ve sadece bir kibritiniz var, önce hangisini yakardınız?"
Aisha melodik ses durunca düşündü. Belki de bu işi biraz geciktirebilirdi. Arkasında duran Tom' a baktı. Tom kapıya düz bir şekilde bakıyordu. Aisha onun kapının bir an önce açılması için sabırsızlandığından emindi. Biraz düşünürmüş gibi kapıya baktıktan sonra, "Gaz lambası," dedi kapıya. Kapı açılmadı.
Tom onu omuzundan tutup kendine çevirdi. Aisha onun ateş saçan gözlerine bakarken tırstı. Ticaret hayatından daha önemli olamazdı.
" Merak etme Tom. Birazdan birileri buraya gelir. Ve biz de o zaman içeriye girebiliriz," dedi Aisha sakinlikle. Ancak Tom daha da öfkelenmişti.
"Bu saatten sonra binaları terk etmek yasak seni aptal!" diye bağırdı Riddle, " kimse kulenin dışında değil, ve sen de bu gece kapının önünde uyuyacaksın!" 'Bu beni hiç zorlamayacaktır, Tom.'
"Şey, ben kesin başka yatacak bir yer bulurum. Sen neden bugün gidip yarın sabah gelmiyorsun ki?" dedi Aisha. Elbette Riddle buna inanmamıştı. Kıza tekrardan tiksinircesine bir bakış attı. Her ne kadar ona güvenmese bile gitmesi gerekiyordu.
Kızın üstüne eğildi. Uzun ince parmağını sertçe kızı ittirecek şekilde omuzuna bastırdı konuşurken.
"Eğer yarın geldiğimde bana yine veremezsen seni mahvederim," dedi Tom.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memories of Tom Marvolo Riddle /Felix Felicis
FanfictionSiz hiç duygusuz bir insan tanıdınız mı? Ben tanımadım. O bir canavardı. Ya da canavar olmaya zorlanmış biri. Hiç yaşayamamış ama ölmekten korkmuş biri. Kötü oldu diye hep suçlanmış biri. Hey, sen! Duygusuz olup başkalarına acımamayı bilir misin? Se...