11

199 20 1
                                    

Bernadette, sıkıntıyla iç çekip arkadaşının yanına oturdu. Birkaç saattir bakışlarını şömineden ayırmayıp sessizce ağlıyordu.

"Aklında ne var?"

Genç kadın mavi gözlerini bakmakta olduğu şömineden ayırmayıp burnunu çekti.

"Ben sadece onu korumaya çalışıyorum,"dudaklarından firar eden hıçkırığa engel olamadı.

"Ama o şimdiden bana karşı silahlanmaya başlamış, ben ne yapacağım Bernadette?"

Bernadette, elini Ester'ın sırtına çıkartıp, sırtını sıvazladı. Ester'ı azıcık bile tanıyorsa onun söyledikleri kızın gözünde bir hiçti... Ama yine de yanında kaldı, onunla konuştu.

"Belki de korunmaya ihtiyacı yoktur, Ester. Sana karşı geliyorsa kendini güçlü görüyor olabilir," dedi Bernadette. Kimi kastettiklerini bilmiyordu, Ester ona asla söylemezdi. Ancak şimdi, kızı bu halde görünce meraklanmaya başlamıştı.

"Kendini güçlü görüyor! Ah, öyle kibirli ve berbat bir yaratıkmış gibi davranıyor ki ondan ben bile soğuyabilirim."

Yutkundu, kelimelerini seçmekte zorlanıyormuş gibiydi. Boğazından yükselen bir hıçkırıkla yüzünü ellerine gömüp dizlerini koltukta kendine çekti, ağladı. Bağıra bağıra, hıçkıra hıçkıra ağladı.

Bernadette elini kızın sırtından çekmiş, olacakları büyük bir serinkanlılıkla izliyordu.

Yatakhanenin kapısı gıcırdayarak açıldı. Bernadette'in gözleri oraya dönerken, genç adam ona başıyla gitmesini işaret etti. Bernadette kaşlarını çatarken ona ifadesizce bakan adamdan tırsıp yatakhaneye koşar adım gitmişti.

Tom, yavaş adımlarla Ester'ın yanına ilerledi ve yanına oturdu. Kız, kafasını gömdüğü dizlerinden kaldırmadan ağlamaya devam etti, ancak artık bağırışları sessiz hıçkırıklara dönüşmeye başlıyordu. Omuzları her defasında sarsılıyordu. Bacaklarının etrafına sardığı elleri titriyordu, üşümüştü.

Genç adam bir elini Ester'ın sarsılan omuzuna diğer elini de buz tutmuş elinin üzerine koyup ona yaklaştı. Kız, kafasını yavaşça kaldırırken Tom, az az uzamaya başlamış olan kızıl saçlarında gözlerini gezdirdi. Kafasındaki sorulara cevap bulamıyordu. Ester onun önüne engel olmaya çalışıyordu, peki neden korumak gibi saçma yorumlarda bulunuyordu?

Omuzuna koyduğu elini, kafasını kaldırıp ona şişmiş gözlerle bakan kızın saçlarına çıkardı. Yavaş yavaş okşarken kızın yuttuğu hıçkırıklarını hissedebiliyordu.

"Ester," diye fısıldadı Tom. "Neden ağlıyorsun?"

Kız, oğlanın sesindeki o güzel tınıya bile hayran kalırken oğlanın onun hakkındaki planlarından ancak bihaberdi. Aisha etrafta fazla düşünceli bir şekilde dolaşıyordu. Ah, bir de şu öldürme meselesi üzerine. Tom'un neden bu kadar salak bir kızı seçtiğini bilmiyordu. Ne yani, bunların hepsi Felix'e değer miydi? Peki o ne olacaktı? Tom Felix'ine kavuşunca onu ne yapacaktı?

"Birisi," yutkundu, "beni çok ama çok üzüyor Tom." Oğlan ellerini saçlarından ayırıp onu kendine çekti ve sarıldı.

"Şu sıralar duygularını kontrol edemediğini düşünüyorum," dedi yavaşça.

Kız onun sarılışıyla kendine çektiği dizlerini koltuktan sarkıtıp kollarını sıkıca oğlanın beline sardı. Kafasını boyununa gömdü ve kokusunu içine çekti. Tom da yanağını kızın başına yasladı ve karşısındaki şömineye bakarak konuştu.

"Ah, Ester. Seni hiç anlayamıyorum."

Kız onu daha da sardı.

"Çok fazla ağlıyorsun, sulu gözlerden pek haz attiğim söylenemez."

Kız kollarını gevşetip oğlanın yüzünü görebileceği şekilde geri çekildi.

Kaşlarını hafifçe çatarken "Sen kimseden haz etmezsin ki Tom," dedi. Oğlanın dudaklarının yana doğru kıvrılması içinden bir şeyler koparmaya yetmişti. Belki gerçek ve samimi bir şekilde gülemezdi ama o aç sırıtışındansa bu oldukça hoştu. Ne saçmalıyordu ki? Tom her zaman hoştu, Tom her zaman kusursuzdu.

"Bana neden bu kadar iyi davranıyorsun?"

Tom, kızın sorusuyla hiç düşünmeden cevap verdi, "Sana güveniyorum."

Ester, gözlerini kaçırmak istedi ama karşısındaki içini sıcacık yapan bakışlardam kaçmayı göze alamadı.

Tom, ona güveniyordu. Yapacaklarının onun için olduğunu biliyordu ancak anlayamıyordu. Kız çok tutarsızca hareket ediyordu. Bir gün onun yanında ertesi gün tek başına bir şeyler çeviriyordu. Bu aklını karıştırıyordu ve kendisini de tehlikeye atacak fikirler ediniyordu.

Kafasındaki kızdan kurtulma düşüncesi o an için gitmişti. Saçmaydı.

Onu tekrardan yanına çekebilirdi. Kolayca... Bu işine gelirdi.

Yavaşça kızın yüzüne yaklaşırken Ester'ın nefesini tutmasıyla yüzüne o çirkin sırıtışını ekledi.

"...ve seni seviyorum."

Fısıltısını duyan kız kalbinin fena halde attığını hissetti. Oğlanın nefesi dudaklarına vururken ölmeyi diledi. Aklından sadece kanmaması hakkındaki düşünceleri geçerken düşünceleri burnuna değen burnuyla yön değiştirdi. Kahretsin!

Oğlanın kurduğu tatlı cümle kafasında yankılanırken, Tom'un Ester üzerindeki kolları sıkılaştı ve ona daha çok sarıldı.

Kalp atışlarını hisseden genç adam kızın yüzüne eğildi ve dudaklarını kızın elmacık kemiklerinin altına bastırdı, dudaklarının yönü çok az bir hareketle oynatarak ikinci kez tenine, dudaklarının kenarında bastırdı.

Genç kadın nefes alamadı. Hayatında ilk kez bir yalanı bu kadar sevmişti. Hissizleşmiş gibiydi, ateş basmıştı. Elini oğlanın yanağına koymak için kaldırmıştı ki o daha doyamadan Tom geri çekilmiş ve "iyi geceler" gibisinden bir şeyler mırıldanıp yatakhane kapısında kaybolmuştu.

Onun gidişinden bir süre sonra titreyen bacaklarıyla yatakhaneye çıkıp uyumaya çalışmıştı. Bu kesinlikle ondan beklenmeyecek bir hareketti ve şaşkındı. Tom Riddle, duygusuz bir yaratık, kibirli ve sinsi herifin tekiydi.

Ancak ufacık bir öpücüğü, hakkında böyle kötü şeyler düşünen bir kızı nasıl kendine bağlayabilirdi?

Ester'ın kalbi, ilk kez bir rüya değil bir gerçeğin izleriyle atmıştı.

Beyni ona hala rüyada olduğunu haykırıyordu. Ama dinlemedi. Uzun zaman sonra mutlu olduğunu hissediyordu.

Tom, onu seviyordu...

***

Çatık kaşlarıyla bir ileri bir geri yürüyen Aisha, önünde dikilen Tom'a bakıyordu. Sinirli gibiydi. Bütün gece oğlanın Ester'ı getirmesini beklemişti. Yasak Orman'da. Beklemek için pek de iyi bir yer sayılmazdı, birkaç ciddi olmayan yarayla atlattığına sevinmesi gerekirdi. Hıncını çıkardıktan sonra...

"Onu getirmedin, ne o son anda vicdana falan mı geldin?"

Tom kafasını iki yana sallarken hafifce sırıttı.

"Vicdan mı? Sence ben öyle biri miyim?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Memories of Tom Marvolo Riddle /Felix FelicisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin