Ertesi gün her zamanki gibi çalışırlarken başkanın şirketi ziyaret edeceği haberi gelmişti. Henry stresli bir ifadeyle yanlarına gelip, eğer zamanları varsa Kim'e bir ön toplantı yapmayı teklif etmişti. Kim de randevu ve planlama defterlerini karıştırıp uygun zamanın olduğunu söylemiş ve Henry'nin odasına gitmişti. Mari olan biteni bir kenarda izlerken ilk defa bir olaya dahil edilmediği için biraz şaşırmış ve rahatlamıştı doğrusu. Büyük patronun geldiği günler herkes gergin oluyordu ve Mari diken üstünde durmaktan pek hoşlanmıyordu.
Başkan gelmeden önce toplantılarını bitiren üst düzey yöneticiler toplantı odasında heklemeye karar vermişlerdi. Başkanı karşılamak için asistan Kim ve Mari girişte hazır bekliyorlardı. "Neden yine habersiz geliyor bu başkan?" diye sordu Mari.
Kim kaşlarını kaldırıp gülümseyerek cevapladı onu. Bu biraz sessiz ol demekti. Demek ki Mari, heyecandan ses tonunu ayarlayamamıştı. "Yeni ortaklıkla ilgili bilgi alıp, tavsiye verecekmiş."
Başkanın mükemmel fikirler ürettiği bilgisi alt kademelerde biraz efsaneleştirilip anlatılıyor olsa da, tüm çalışanlar tarafından biliniyordu. Geçen sene proje asistanlarını motive olmaları için Brezilya'ya göndermişti. Mari bu sefer nasıl bir çalışma yöntemi uygulayacaklarını merak etti. Zira, bu seferki ortakları robot üretiyordu ve reklam üretmek için motivasyon tatilini uzayda yapamazlardı. Düşüncelerinin saçmalığı kendi kendine gülümsemesine sebep oldu.
Kapıda CEO'nun geldiğini belli eden bir hareketlilik olunca girişe doğru yöneldiler. Boris Lopez tüm ihtişamı ve oğlu Henry'den farklı olarak güler yüzlülüğüyle görüş alanlarına girdiğinde herkes gülümsemeye başlamıştı. Aralarında tek bir kişi zoraki bir şekilde gülümsüyordu: Mari. Düz ifadesini hiçbir olay karşısında değiştirmeyen Mari, ortamdaki herkesin gülümsemesinin yanında kendi ifadesiz suratının eğreti olacağını biliyordu. Ama bu güleç patron bile onun içten gülümsemesini sağlayamıyordu. Ayıp olmasın diye birkaç kişiye gülümsemişti. Dışarıdan bakan biri bunların zorlamayla olan bir davranış olduğunu hemen anlayabilirdi.
Yönetim kurulu toplantı odasında yerlerini aldığında Mari kapıların kapanmasına yardım etti ve masanın diğer ucunda yer alan, asistanlar için ayrılmış sandalyelerden birine oturdu. Sağ yanında asistan Kim oturuyordu. Sol yanında ise diğer birimlerin asistanları vardı. Ortada oturmayı hiç sevmezdi. Kişisel alanının her iki taraftan da kısıtlanması onu huzursuz ederdi. Bu sebeple zaten düz olan surat ifadesi iyice belirsiz bir hale bürünmüştü. Toplantının bir an önce başlayıp, bitmesini diledi.
Asistanı olduğu Henry sözü kimseye bırakmayarak babasına tüm sunumu yaptı. Kendi işi dışında çalışanlarının da yapacaklarını, iş bölümlerini tüm ayrıntılarıyla anlattı. Mari, Henry'nin tek varis olduğunu bilmese babasının gözüne girmeye çalışıyor derdi. Sözü başkan alınca ortamda bulunan herkes nefeslerini tutarak onu dinledi. "Çalışma prensiplerimize uyarak bu süreci takip eden herkese teşekkür ederim. Çok iyi bir iş çıkarmışsınız. Girişte bulunan robotları çok beğendim. Eğer gelecek diğer ürünler de böyleyse harika başarılar elde edeceğiz demektir. Yalnızca iş bölümü hakkındaki değerlendirmelerim sizinkilerden daha farklı."
Son cümlesine kadar herkesin yüzünde memnuniyet belirtileri görülürken , son cümle ile memnun gülümsemeler yerini meraklı bakışlara bıraktı. Mari "işte bomba geliyor" diye düşündü. Başkan Boris, sözlerinin rahat anlaşılması için bir müddet bekledi ve devam etti. "Biliyorsunuz, çalışanlarımızın bir kısmını aldıkları eğitime, diğer kısmını ise yeteneklerine göre belirledik. Bundan önceki projelerimizde yetenekli dostlarımıza kendilerini geliştirmeleri için fırsatlar tanıdık. Gözlem yapmaları için ortak şirketlerimizle çalışmalarını sağladık. İş bölümlerini, onların istedikleri alanlara yönelmelerine ve herkesin her alan hakkında azami bilgi sahibi olmasına göre yaptık. Böylece dönüşümlü çalışmalar yapıldı. Eğitim derecesine göre aldığımız çalışanlarımız içinse bu süreçler oldukça yorucu geçti. Çünkü ezberlerini bozduk. Şimdi onların bildiğini yapma sırası."
Pek çoğu bu konuşmadan bir şey anlamamıştı. Marianne ise anladığının doğru olup olmadığından emin değildi. Bir süre ortamı sessizlik kapladı. Sonra COO Henry boğazını temizleyerek konuşmak için dikkatleri üzerine topladı. "Yani, herkes işini yapsın diyorsun?"
Mari herkesin içinden Henry'e teşekkür ettiğine emindi ama şu an ispatlayamazdı. Henry'nin sorusu üzerine biraz daha açıklama ihtiyacı duyan babası tekrar söze başladı. "Örnek verirsem daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Asistanlarımızdan Marianne bana bu konuda yardımcı olmak ister mi?"
Marianne başkanın adını anmasıyla irkilmiş ve tüm gözlerin üzerine dönmesiyle de gerilmişti. Onaylamaktan başka çaresi yoktu. "Tabii," demekle yetindi. Boris devam etti. "Bizimle ne kadar süredir çalısıyorsun?" Anlamladıramasa da cevapladı Mari. "İki seneyi geçti efendim."
"Peki, üniversiteyi iyi bir dereceyle bitirdiğini hatırlıyorum. Peki hangi bölümden mezun olmuştun?" Beklemediği yerlerden soruluyordu ama kolaydı. "Bilişim sistemleri bölümünü okumuştum." Mari'nin cevabı üzerine bazıları Boris'in ne demek istediğini anlamaya başlıyormuş gibi homurtular çıkarmaya başlamış ve kafalarını aşağı-yukarı sallayarak bunu eyleme dökmüşlerdi. Mari ise tüm gözler üzerinde olduğu için önceden anladığını düşündüğü konuyu bile unutmuştu.
"Yani demek istediğim, Marianne bilişim üzerine tahsil yapmasına rağmen şirketimizde asistan olarak çalışıyor. Bu hem bizim tecrübesi olmadığı için uygun gördüğümüz hemde onun başvurmuş olduğu pozisyon. Peki, Marianne kendi alanında bir işte görev almak istemez mi?" söylediklerinin anlaşılması için bir müddet bekledi. Bundan sonra zaten söyleyecek pek bir şeyi yoktu. Ne demek istediği az çok anlaşılmıştı. Henry toplantıyı bitirmek adına söze başladı. "O zaman sevgili Marianne Laurent'i yeni yarı zamanlı işinde ve yeni şirketinde çalışmak üzere uğurluyor, ona başarılar diliyoruz."
Herkes alkışlamaya başlamıştı. Mari ise şaşkındı. Kim onu kollarının arasına alıp; "Uzmanlığını yapmak istiyordun bu iş senin için harika bir fırsat olacak," diye kulağına fısıldadığında ancak ne olduğunu anlayabilmişti. Y-BOT Şirketi'ne gözlemci olarak giden personel bu sefer Mari'ydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNSAN
Fiksi Ilmiah"Duygularını tamamen yok sayan canlı kanlı biri mi, yoksa insan duygularını harekete geçiren davranışlara sahip bir robot mu?" Yapay zekanın insani duygularla imtihanının sonucu ne olacak? . . . . . © 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsa...