Sabah erken uyanmistim. Hayret bu defa kabus gormedim. Pek huzurlu sayilmaz ama yine de kabus gormeden uyumustum. Tabi bu huzur uyaninca bozulmustu. Yasadiklarim aklima gelince dusunmeye basladim. Ne yapacaktim ben? İste bu sorunun cevabini bilmiyordum. Zanan gectikce uzerimde ki gerilim artiyordu. Dusunuyorum dusunuyorum ama bi turlu bulamiyorum. Etrafimda ki kimsenin boyle bisey yapacagina ihtimal vermiyorum. Kimin nasil bi derdi olurdu ki benle. Kafam karisik bi halde yattigim yerden kalkip mutfaga dogru yurudum. Acikmistim ve karnimdan acayip sesler gelmeye baslamisti. Kahvaltimi yapip cikmaliydim. Bugun stajim vardi ve hastaneye gidecektim. Buzdolabinin kapagini acip kahvaltiliklarin hepsini cikardim. Aman tanrim... Ne kadar acgozluyum ben boyle. Bunlarin hepsini yiyemeyecegimi biliyordum ama yine de cikardim. Cayi ocaga koydum ama ekmek yoktu. Gidip alabilirdim hava almak icin iyi bi firsatti bu. Montumu ve anahtarimi alip evden ciktim. Saat erken oldugu icin bi cok dukkanin kepenkleri kapaliydi. Firina dogru yurudum. Firin evimize fazla uzak degildi bu yuzden fazla yurumemistim. Memet amcaya gunaydin deyip iki pide istedim. Cok tatli bi adamdi. Gayet de iyi anlasiyorduk. Pideleri alip eve dogru yurumeye basladim. Arkami donunce biri dikkatimi cekti. Cok tuhaf bi tipi vardi. Benim baktigimi fark edince karsi kaldima gecti Ve gozunu benden ayirmiyordu. Adimlarimi hizlandirip eve dogru yurudum. Hemen kapiyi acip iceriye girdim. Kosarak merdivenleri cikip oturma odasinin penceresinden asagi baktim. Adam hala sokagin basinda duruyordu. Mutfaga gidip elimdeki pideleri masaya biraktim. Yakinimdaki sandalye ye oturdum. Hazirladigim masaya baktim. Artik ac degildim. Kaynayan cayin altini kapatip odama gittim. Staj formami giyip lavaboya gittim. Saclarimi kabaca toplayip tekrar oturma odasina gittim. Pencereden baktim ama adam yoktu. Gitmisti. Belki de ben kuruntu yapiyordum. Adamin benle bi ilgisi yoktu.
Montumu alip evden ciktim. Duraga dogru yurudum. Otobus hemen gelmisti ve beklemek zorunda kalmamistim. Durakta bekleyenler bindikten sonra bende bindim. Hastane ile evin arasi on dakika suruyordu. Yakladik on dakika sonra hastanenin onunde indim. Hande, Hasan, Faruk ve Semih le ayni hastanedeydik. Kafeteryada beni bekliyorlardi. Yanlarina dogru ilerlemeye basladim. Gittigimde bende bi sandalyeye oturdum. Semih her zaman ki gibi guluyordu. Bu cocugun gulusu beni deli ediyordu. Tamam gulebilirdi ama cok guluyordu.
Biraz oturduktan sonra kafeteryadan kalkip hastaneye dogru ilerledik. Semih ve ben arkada geri kalanlar da onde gidiyordu. Semih enteresan bi cocuktu. Cok seviyorum onu. Her turlu derdimi dinliyo. Nasil anlatilir bilmiyorum ama bi kardesim olsaydi Semih gibi olsun isterdim.
Hastaneye girince ayrildik. Semih Hande Hasan ameliyathanedeydi. Ben ve Faruk acildeydik. Hemsire odasina dogru ilerleyip iceri girdim. Montumu askiya asip tekrar acil gozleme dogru gittim. Bizim hastane ozel hastane oldugu icin fazla acil vaka gelmiyordu. Yani biraz sıkıcı oluyordu.
Gecen yaz Aysel ve Melis ile gonullu staj yapmistik. İlk defa hasta uzerinde uygulama yapiyorduk. Bi gun sezeryan ameliyatina girdik. Tabi izlemek icin amacimiz ameliyat yapmak degildi. Kadinin karnina bisturi ile bi cizik atilinca beyaz bi sekilde acildi ve ardindan kan akmaya basladi. İlk gordugumuzde biraz kotu olmustuk ama sonradan cizgi film izler gibi izliyorduk. Meslek geregi soguk kanliydik hepimiz.
Hastaneye gelmemin uzerinden yaklasik bes saat gecmisti. Oglen arasiydi. İkinci kattaki ameliyathaneye cikip Semihleri aldik ve yemekhaneye dogru yuruduk. Sabahin aksine bu defa yemek yiyevektim. Tepsimi tika basa doldurup bos bi masaya ilerledim. Digerleride arkamdan geliyordu. Sessiz bi sekilde yemegimizi yedik demeyi isterdim ama tek sessiz olan bendim. Bunun yani sira Semih surekli biseyler anlatip guluyordu. Yemegimizi bitirip terasa ciktik. Semih de sigara iciyordu. Birlikte arka tarafa gidip sigara icmeye basladik. Bi sure konusmadik ama Semih dayanamadi.
" Buyuk muydu? "
" Ne? "
" Birden fazla miydi? "
"Semih ne diyosun sen? "
" Gemiler diyorum"
" Hangi gemiler."
" Karadenizdekiler"
" Semih!! "
" Karadenizde gemilerin batmis gibi duruyosun"
Cevap vermek yerine omuz silktim.
" O omzunu kirarim ne oldu? "
" Bisey yok"
" Beni siddete surukleme soyle"
" Bisey yok"
" Semih hadi gidiyoruz"
Hasan hizir gibi yetismisti. Semih gozlerimin icine bakip
" Sevinme cikisi var buranin cikista hemen gitme bekle"
Cevap vermek yerine gozlerimi devirip yurumeye basladim. Tabi ki de beklemeyecektim. Aysel yeterince sorguya cekmisti. Daha fazlasina gerek gormuyordum.
Acilde otururken bi hareketlilik hissettim. Tum millet acil kapisina dogru kosuyolardi. Ayaga kalkip bemde acil kapisina dogru gittim. Aradan cok gecmeden ambulans geldi. Ambulans gorevlileri sedyeyi indirirken dusunmeden edemedim. Bir yil sonra bende boyle ambulansta calisacaktim. Simdi stajda oldugumuz icin ambulansta degil acilde calisiyordum.
Sedyeyi indirip hastaneye dogru surumeye basladilar. Kalabalik oldugu icin ne oldugunu goremedim. Hizli davranip resusitasyon odasina dogru kosup kapinin sifresini girdim ve sedyeyi oraya almalari icin yol verdim. Disardaki kalabaliga oranla res.te fazla kisi yoktu. Sedyeye dogru ilerleyip doktorun yanindaki bosluktan kafami uzattim.
Soguk kanliyim demistim. Ama bu haslara karsi olan tavrimdi. Su an sedyede yatan O'na karsi degil...
"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ölümsüzlüktür
Teen FictionHayatında bir defa bile gercekten sevilmemiş olan genç kızı sevebilecek tek bi kişi vardı. Varlığını ısrarla yok eden Cem Göksoy. O ne kadar bitirdiğini düşünsede karşısında küllerinden doğan bi genç kız vardı. Ve fısıldadı kulağıma; "Ben seni yak...