Magnus gideli 3-4 gün olmuştu ve ben önceki düzenime dönmüştüm resmen. Geceleri çok az uyuyordum ve sürekli saray işleri ile ilgileniyordum.
Birazcık da olsa hava almaya karar verip bahçeye çıkmıştım ama insan tek başına da dolaşmaktan keyif almıyor.
"Neyse, bugün yarın gelecek zaten Magnus. En azından kendimi bu şekilde avutayım."
Diana ve ailesi de hala saraydaydı ve gitmeye niyetleri yok gibiydi. En azından Magnus gelmeden giderler diye umut etmiştim ama umduğum gibi olmadı.
Ben bunları düşünüp bahçede huzur içinde dolaşırken arkamdan birisinin bana seslendiği işitip o yöne döndüm. Sonrasında Diana ile göz göze gelmiştim.
"Tek başına yürümek sıkıcı olmuyor mu prensim?"
"Olmuyor, kafa dinlemiş oluyorum en azından."
"Gerçekten Alec, geldiğim günden beri benden köşe bucak kaçıyorsun. Sence fark etmedim mi?"
"Varlığını bile unutuyorum, senden niye kaçayım ki?" Dediğimde resmen yüzü düşmüştü. Yalan yoktu, onun geldiği günden beri düşündüğüm tek şey Magnus'tu. Diana sadece aklıma onu gördüğüm zamanlar geliyordu.
"Yalan söylemeyi beceremiyorsun."
"Kendini nasıl kandırmak istiyorsan öyle kandırmaya devam edebilirsin ama sen benim hayatımdan kalıcı olarak çıktın ve bir daha seni hayatımın içine almayı düşünmüyorum. Yeterince açık konuştum mu?"
"Şu yeni eğlencen yüzünden mi?"
"Magnus'u kastediyorsan olayın onunla kesinlikle alakası yok. Zaten Magnus günün sonunda ondan vazgeçeceğimi bilerek benimle olmayı kabul etti. Herhangi bir şeyde gözü yok."
"Eminim kendisi masumdur, niyeyse benim dışımda herkes çok masum öyle değil mi?"
"Olayı iyi çözmüşsün."
Diana bir şey diyecek gibi olduğu sıra arkadan birisinin bana seslendiğini duymuştum. Sonrasında o yöne baktığımda Magnus'un hızlıca yanıma gelişini izledim.
Yanıma geldiği anda bana sıkıca sarılmıştı. Ben de Diana'nın bize attığı kıskanç bakışlara aldırış etmeden ona sarıldım.
Sonra Magnus Diana'yı fark etmiş olacak ki kendini toparlayıp geriye çekildi ve utangaç bir halde saçıyla oynadı.
"Ben... sizi tek sanmıştım. Öyle birden... heyecan yaptım görünce."
"Sorun değil Magnus. Zaten Diana yabancı değil. Bir aile yakınımızın kızı olur kendisi ve kısa süreliğine burada kalacaklar."
"Ah öyle mi? Tanıştığıma çok memnun oldum Diana."
Magnus ona elini uzattığında Diana yapmacık bir gülüşle onun elini sıktı.
"Ben de memnun oldum Magnus ama bana ismimle hitap etmezsen sevinirim. Soylu bir aileden geliyorum ve leydim demeni tercih ederim."
"Ah üzgünüm, kabalık mı yaptım?" Dedi Magnus bana bakarak.
"Hayır yapmadın. Ayrıca leydim demene gerek yok, ona ismiyle hitap edebilirsin. Sen de soylu bir aileden geliyorsun Magnus."
Magnus'u kendime çekip saçına küçük bir öpücük bırakmıştım.
"Diana için sorun olmayacaksa..."
"Diana için sorun olup olmaması benim problemim değil. Bu saray sınırları dışında ben ve ailem haricinde birisine saygı ifadesi ile konuşmak zorunda değilsin. Anladın değil mi?"