Bir aşk klasiği...
...
Küçük evime giriş yaparken salonla birleşik mutfağımdan tıkırtıların gelmesiyle yutkunup olduğum yerde biraz bekledim. Acaba hızsız mı girmişti ama bu eve neden bir hırsız girerdi ki.
Sonuçta küçük ve dökülmeye yüz tutmuş bir evde nasıl olur da bir şeyler bulmak umuduyla girerdi. Açık kapıdan dışarı baktım. Kaçmalı mıydım yoksa içeri girip hırsızla yüzleşmeli mi?
''Bana yardım et, küçüğüm...''
katı ve otoriter ses beni yerime çivilerken başımı yavaşça kapıdan çekip salona baktım. Mutfaktan yaralanmış, sol kolunu tutarak çıkan birisini üzerime gelirken gördüm. Bacaklarım korkudan kımıldamayı kesmiş bir şekilde olduğu yerde kalmıştı.
Yutkundum, siyah dar pantolon ve siyah dar gömlek, beyaz ten ve sarı saçlar... uyumluluğun korkunç versiyonu gibiydi.
Ve en önemlisi bana hızla yaklaşan bir çift katil kahverengi gözler.
Arkamdan kapıyı eliyle vurup hızla kapatırken beni kapıya yapıştırıp kanlı eliyle boğazımı sıkmıştı. Şaşkınlığımı üzerimden atamadan birden diğer eliyle de silahını alnıma yapıştırmıştı.
''ya bana yardım edersin... ya da ölürsün. Tercih senin küçüğüm 5 saniyen var.''
yutkundum ve benim acı çekmemden memnun olan yüze baktım. Hem de fazlasıyla memnun bir yüze.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Cennet
Mystery / Thriller''Ya bana yardım edersin... ya da ölürsün. Tercih senin küçüğüm 5 saniyen var.''