Cursed Blood ᴶᴶᴷ

16| Buradan sağ çıkamayacaksınız

Günün ortalarında evden çıkan Rae he, evin ön bahçesindeki büyük ağaca kurulan salıncağın hareket ettiğini fark edince bakışları ağaçtan tarafı dönmüştü. He ran'ın koruduğu çocuk olduğunu görünce yanına doğru ilerlemişti.

"Ne yapıyorsun burada tek başına?"

Başını kaldıran Min gyu karşısında gördüğü bedenin yüzüne saniyelerce bakıp "Zaman geçiriyorum" diye mırıldanmıştı. Sıkıldığı her halinden belliydi.

"Seninle hiç konuşamadık, adın nedir?

"Min gyu, sen de He ran ablanın kardeşi Rae he'sin, biraz bahsetmişti"

Tek kaşını kaldıran Rae he bağdaş kurup salıncağın ön tarafına Min gyu'yu görecek bir şekilde oturmuştu. "Ne söyledi mesela?"

"Kurtlar tarafından annenizin ve senin öldürüldüğünü"

Yüzü ifadesiz bir hal alan Rae he ilk sessiz kalmıştı. He ran'ın bir çocuğa bunu söylemesini beklemiyordu.

"Seni seviyor. Küçükken yaptıklarınızdan bahsederken sürekli gülümsüyordu"

Rae he hafif bir tebessüm edip bakışlarını yere çevirmişti. Küçükken He ran'la durduk yere kavga eder, sonra sebepsizce deliler gibi gülerdiler.

"Ben de onu seviyorum. He ran dünya üzerindeki en iyi kardeş olabilir"

Min gyu küçük bir tebessüm edip parmak ucunda sallanmaya devam etmişti.

"Seni kurdumla gezdirmemi ister misin?"

Başını hızlı bir şekilde sallayan Min gyu salıncaktan inip Rae he'nin yanına doğru adımlamıştı.

"Sıkıca tutun düşme"

Rae he kurt formunu aldığında Min gyu gözlerini bir müddet onda gezdirmişti. Rae he büyük bir kurda sahipti.

Min gyu'nun rahatça sırtına çıkabilmesi için yere uzanır bir şekilde yatıp beklemişti. Tüylerinden çekiştirip sırtına çıkan bedenle yavaş bir şekilde ayağa kalktığında Min gyu'nun "Bu çok güzel" dediğini duymuştu.

Fazla hızlı olmayacak bir şekilde koşmaya başladığında Min gyu yüzündeki gülümseyişi büyütmüştü. Kendini uçuyormuş gibi hissediyordu. Daha önce bir kurdun sırtına hiç çıkmamıştı.

Ormana girdiklerinde Min gyu etrafına bakınmaya başlamıştı. Kollarını kaldırmak istiyordu ama düşmekten korkuyordu.

Aldığı tanıdık kokuyla Rae he yavaşlamıştı. Gözleri ileriden üzerine doğru yürüyen melezi gördüğünde duraksayıp yatar pozisyonuna gelmişti. Min gyu inmesi gerektiğini anlayıp Rae he'nin canını acıtmayacak bir şekilde tutunup indikten sonra Rae he insan formunu almıştı.

Min gyu'nun eline tutmuş ilerlerken gözleri melezin üzerindeydi. Üzerindeki gerginliğin farkındaydı. Melez hiç Rae he'ye bakmadan ilerlemeye devam ederken Rae he: "Melez bir şeylere kızmış, neye acaba?" derken sırıtıp arkasında kalan bedene bakmıştı.

Jungkook duraksayıp yavaşça arkasını dönerek kendisine bakan Rae he'ye bakmıştı. Kaşlarını çatarken bedenini de döndürmüştü.

"Seni ilgilendirmediği kesin"

"Oho! Bayağı bir kızmışsın?"

Gözlerini devirip başını olumsuz anlamda sallarken arkasını dönüp ilerlemeye devam etmişti. O ara Rae he'nin "Biraz oyun oynayalım melez" dediğini duymuştu.