Lütfen ★ basmayı ve yorum yapmayı unutmayın! Teşekkürler ve keyifli okumalar... ୨♡୧
2. Bölüm; Çürümenin Kokusunu İlk Kargalar Alır
♪GOOD ENEMY, PVRIS
Dangerous, DeathbyRomy♪
Kız kardeşim ve ben mutlu bir çocukluk geçirdik. Mutlu kelimesinin etrafından dolaşarak söylersek eğer, yalan söylememiş olurum.
Babam işten misafirlerini eve çağırdı, büyük salonda yaparlardı yemekleri, toplantıları, kapıları kapatmazdı⎯biz içeri girer koştururduk, babam buna kızmazdı, bizi iki bacağına oturtur devam ederdi konuşmasına. Çünkü biz çocuktuk, anlamazdık.
Annem kızardı ama, yemek masasında babama kapısını kapatması için uyarırdı hep, yemekleri o yapmamış olsa bile eli değmiş gibi servis ederdi. Mutfağı beş kişi çekip çeviriyordu, annem ise zaman zaman girer, babamın en sevdiği yemeği yapardı; kara lahana. Tüm evi sarardı koku, ağaç evinden bile duyulur, burunlarımızı buruştururdu.
Bir de bir kedimiz vardı, turuncu, yumuşacık, gözleri iki tane misket gibi parlardı denizin rengiyle. Banyo sevmezdi ama ağaç eve tırmandığı için bizim arkamızdan, onu hep su altına sokmamız gerekirdi, annem evin arka kapısından bile çamurlu bir sebze sokulmasına izin vermezdi oysa. Ablam, tüy yumağını kazağının içine koyup eve sokmayı başarırdı anneme görünmeden.
Büyük bir evimiz vardı, bembeyaz, büyük pencereleri olan. Etrafında bir sürü siyah üniformalı koruma dolanıyordu gece gündüz. Bahçede oynarken bile her zaman gözleri üzerimizdeydi, her zaman tetikte.
İstediğimiz her şeyi alırlardı bize, canımızın çektiği her yemeği yaparlar, saçlarımızı istediğimiz şekle sokmamızı izin verirledi. Sanırım bu yüzden çocukluk fotoğraflarımın çoğunda korkunç bir perçemle somurtuyordum. Annemle babam uyku vakti geldiğine hiç masal okumadı, ama bir yaşa kadar odadaki kameraların kırmızı ışığı gece boyunca yatağın altındaki canavarları korkuttu. Seni seviyorum kelimelerini hiç duymadık, ama senin için dünyayı yakarım kelimeleri yemek masasında her yudum suyla birlikte gitti. Saçlarımız hiç örgü görmedi, en pahalı şampuanlarla yıkandıkları için her zaman parlak ve yumuşaktılar ama, yaşıtlarımızın kurdeleleri varken saçlarımıza dokunur iç geçirirlerdi.
Dedim ya sana, biz mutlu çocuklardık. Ateş çemberinin içinde zıplamayı öğrendik.
Büyüdük, büyüdüm, elimi yakan ateşten zevk aldığımı farkettim. Ve ben ellerimi çok ama çok yaktım. Daha kül olmadım.
Şimdi de olmayacağım.
Bakışlarımı adamın yüzüne kaldırdım. Keskin çene hattı ve belirgin elmacık kemikleri yüzünün belirgin özelliklerindendi. Gür ve koyu renk saçları vardı, sık sık hafif dalgalarla taranmıştı, gecenin ortasında bir denizin karanlık sularından oluşan dalga örtüsü gibi. Kaşları kalındı ve gözleri derin, eskiden sevgilerini göstermek için verilen altın aynalar gibi, bir çift altın hare parıldıyordu uzun kirpiklerin altından. Bakışları sakindi sesi aksine; sesi derin ve aksanlıydı. Yanakları pürüzsüzdü, yeni traş etmişti sakallarını, sanki daha fazla bilemişti yüz hatlarını. Küçük bile olsa bıçaklar her zaman keskindi, her defasında kan akıtabilirdi. Fiziksel olarak, uzun boylu ve atletik bir yapıya sahipti. Güçlü ve geniş omuzları vardı, siyah deri ceketinden bile belli olan. Kas yığını, bu hurda tenekesini bile tek bir ter damlası dökmeden kaldırabileceğine emindim. Üzerinde deri ceketi dışında kot bir siyah pantolon, siyah botlar ve salaş beyaz bir tişört vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNDEN YEDİ ADIM YUKARI
Romance"Seni kaybetmek yalan söylemekten daha kolay." YERALTINDAN YEDİ ADIM AŞAĞI ve YILDIZLARIN PEŞİNDE kitaplarıyla bağlantılıdır.