🥀2🥀

59 8 4
                                    

HİLAL
    Artık özgürdük. Koskocaman şehirde Deniz ile birlikte uçaktan yeni iniş yaptık ve etrafımıza baktık. Şimdi ne olacaktı? Bilmediğimiz bir şehirde, yabancı olduğumuz bir yerde bulunuyorduk. Vakit kaybetmeden çok değer verdiğim, üstümde çok emeği olan ve okumamız için çok çabalayan Davut Hoca'yı aradım. İlk çalışta açtı. Ben de durumu anlattım, o da anlayışla karşılayıp bize ev adresini verip bizi  beklediğini söyledi. Biz de taksiye binip söylediği adrese doğru yol aldık.

YAZARIN ANLATIMIYLA
 
    Deniz ve Hilal hocalarının evine varmışlardı. Hocalarına başlarından geçen her şeyi anlattılar. Hocaları da onlara "Allah sizi özgür yaratmışken, başkasının kölesi olmayın." dedi ve ekledi "İyi ki de kaçtınız, ben size seve seve yardım ederim. İlk önce kayıtlar için okula gideriz birlikte sonra da size uygun bir ev tutarız."

   Deniz ve Hilal'in kaçtığı akşam Murat ve Ali peşinden gitmelerine rağmen yetişemediler, sadece nereye gittiklerini biliyorlardı. Ali hemen telefona sarılıp Hilal'in babası Osman'ı arayıp haber verdi. Bunun üzerine Osman delirme noktasına geldi. Bunu öğrenen Bilal'in Osman'dan bir farkı yoktu. İkisi de eşlerine kızıp duruyorlardı. "Sizin yüzünüzden böyle oldu, terbiye etmediniz kızlarınızı, bizi cümle aleme rezil ettiler. Onları öldüreceğiz." dediler. Anneleri bunun üzerine ağlayıp babalarına yalvarmaya kalkıştılarsa da başarılı olamadılar. Bilal hemen Murat'ı arayıp eve gelmelerini söyledi. O sırada Osman'ın oğlu Hamit ve Deniz'in ikizi Toprak'ı çağırıp yanlarına birkaç adam alıp Murat ve Ali ile İstanbul'a gitmelerini, ailenin yüz karalarını buraya getirmelerini söyledi. O sırada Murat ve Ali de gelip hep beraber yola çıktılar. 3 saatin ardından artık onlar da İstanbul'da idiler...

DENİZ

  Sabah uyandığımızda hocayla birlikte kahvaltımızı yapıp okulun yolunu tuttuk. Sessiz geçen bir yolculuğun ardından okula vardık. Çok heyecanlıydık, hoca da aynı şekilde bizim için mutluydu. Ordaki bir öğrenciye müdürün odasını sorduk. İkinci katta ilk kapı olduğunu söyledi. Koridordan geçerken ordaki çoğu öğrenci bize bakıyordu ve bu beni çok rahatsız etti. Neyse ki müdürün odasına girip gerekli işlemleri de halledip sınıfımızı öğrendik. Yarın başlayacağımızı söyledi. Biz de ev bakmak için çıktık. Yarım saatin ardından bir emlakçıya gidip bizim için uygun bir ev araştırdık. Emlakçı ile birlikte eve bakmak için yola çıktığımızda yolda ikizim Toprak'ı görmemle küçük çaplı bir şok geçirdim. Bize doğru geldiğinde bir adım geriledim. Onun bize  kızacağını düşünürken o aniden bana sarıldı ve ekledi. "Hemen buradan gidin sizi arıyorlar,ben sizi görmedim, başınızın çaresine bakın" diyip hocaya "Hocam bunlar size emanet, lütfen onlara iyi bakın." dedi. Ben kendimi tutamayıp ağladım ve ona sarıldım. Geri çekildiğimde Hilal'e de sarılıp ordan uzaklaştı. Biz de panik yapıp eve bakmadan Davut Hoca'nın evine gittik. Davut Hoca bize "Bir süreliğine isterseniz üst katımda yaşayın. Orayı oğlum için almıştım ama o şuan İzmir'de annesiyle yaşıyor." dedi. Biz de kira vermek şartıyla kabul ettik. İlk başta itiraz etse de kabul  etti. Üst kata çıkıp evi gezdik ve ihtiyacımız olacak şeyleri not ettik. Yarın okul çıkışı alışverişe gitmemiz lazım olacaktı.
  
   Sabah uyandığımızda çok mutlu ve heyecanlıydık. Hilal her zamanki gibi hanım hanımcık giyinirken ben ise daha çok erkeksi giyinip şapkamı taktım. Bunun üzerine Hilal bana kızıp biraz daha ilk gün olduğu için güzel giyinmemi söylese de dinlemedim. Evden çıkarken Davut Hoca bizi bırakacağını söylese de daha fazla yük olmamak için kendimiz gideceğimizi söyledik. Taksi çağırıp okulun yolunu tuttuk. Okula varınca bir anda herkesin bize dönmesiyle Hilal kızardı, ben ise tam tersi emin adımlarla gidiyorduk ki yanımıza iki çocuk gelip bize eşlik edebileceklerini söyledi. Bunun üzerine Hilal de kabul etti. Birlikte sınıfımızın yolunu tuttuk. Sınıfa girdiğimizde hoca da yeni girmişti. Hocaya selam verip yeni öğrenci olduğumuzu söyledik. Hoca da kendimizi tanıtmamızı söyledi, biz de kısa bir şekilde kendimizi tanıtıp boş olan bir yer var mı diye bakınırken ordan birkaç yılışık yanlarına oturmamız için ayağa kalktılar. Tam arkama baktığım sırada Hilal'in bir çocuğun yanına oturduğunu gördüm. Ben ise kimseyi umursamayıp herkesten uzak bir sıraya geçtim. İlk ders kimya olduğu için şanslıydık. Hocanın sorduğu soruya Hilal büyük bir hevesle atladı ve her zamanki gibi doğru cevabı verdi. Bunun üzerine sınıfta ooolamalar havada uçuştu. Hilal yerine sinip domatese döndü ve bu benim hoşuma gitti. Nihayet ders sona erdiğinde kantine gitmek üzere sınıftan çıktık. Kantine vardığımızda boş bir masaya oturduk. Hilal bizim için bir şeyler almaya gitti. O sırada masama biri oturup "Hoş geldin güzellik, okul çıkışı bir şeyler yapalım mı? " dedi. Bunun üzerine ben masadan kalkıp ona "Hayırdır koçum, yolunu mu şaşırdın. Kafesinde değilsin." dedim. Oradaki birkaç  yüz bize döndü. Bunun üzerine Hilal de elinde çayla masaya gelirken şaşkınlıkla bana bakıp neler olduğunu sordu. Ben ona cevap vermeden onu kolundan tutup sınıfa götürdüm. Hilal'e dönüp" Ben bu okuldaki herkesi öldürürüm, bu ne yavşaklık! Bunlar daha önce hiç mi kız görmedi."dedikten sonra zil çaldı ve ben de yerime oturdum. Sınıfa burnu havada üç kız içeri girip direkt Hilal'e yönelip" Orası benim yerim hemen kalkıyorsun."dedi. Hilal tam kalkacağı sırada ben omzundan tutup onu tekrar yerine oturttum. Bunun üzerine kız bana dönüp" Siz kim oluyorsunuz, hayırdır? Bahsettikleri yeni gelenler siz olmalısınız. Hayırdır dağdan gelip bağdakini mi kovuyorsunuz."dedi. Bunun üzerine ben de" Hayırdır sen kimsin? Burası senin tapulu malın mı? "dedim.  O da bunun üzerine alaycı kahkahasıyla" Ben MİRAY ARSLAN."dedi. Ben de" Ha ha ha öyle mi? Ben de DENİZ AKSU. " Etrafımız bir anda öğrencilerle doldu. Hilal dedi ki" Tamam kavga etmeyin ben kalkarım. " Hilal'in yanında oturan çocuk" Hayır kalkmıyorsun."dedi.
Bunun üzerine Miray denen kız çocuğa bağırmaya başladı. Tam o anda hoca sınıfa girdi ve dağılmamızı söyledi. Miray da o sırada bana dönüp" Kızım bu iş burda bitmedi, görüşeceğiz." dedi.  Ben de ona" Her zaman beklerim."dedim.

     Nihayet okulun ilk günü bitti ve biz de çıkışa yöneldik. Tam o sırada kapının önünde Miray'ın bizi beklediğini gördük. Hilal bana dönüp" Lütfen olay çıkarma, biz ne umutlarla buraya geldik, umursama direkt gidelim."dedi. Ben de Hilal'i dinleyip onu umursamadan tam kapıdan çıkacakken kız arkadan bağırıp" Sizi varoşlar! Ne korkak çıktınız. "dedi. Ben sözleri sindirmeye çalışırken Hilal'in Miray'a doğru gidip saçını ellerinin arasına aldığını görünce şok oldum. Hemen hamle yapıp ben de Miray'ın üstüne atladım ve tüm sinirimi ondan çıkardım. En son hatırladığım etrafımızdakilerin bizi ayırdığı, Miray'ın boş tehditleri ve çığlıkları. "Siz yarın görürsünüz."diyip ordan uzaklaştı. Ne demek istedi anlamadık ama geleceği varsa göreceği de vardı. Burnu havada bir kız yüzünden hayallerimizden vazgeçmeyecektik. Biz ne zorluklar çektik. Miray'ın savurduğu boş tehditlerden mi korkacaktık. Asla!!!

                             ****

Lütfen vote atmayı ve destek olmayı unutmayın. Seviliyorsunuz ❤️
   

      
   

    

RÜZGAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin