YILDIZ BIÇAĞI

4. BÖLÜM

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Değilseniz de ve yardım edebileceğim bir şey varsa buradayım.✨

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? Çünkü benim için gerçekten kıymetli üstelik motive oluyorum hepsini de okuyorum : )

Bölüm müziği: Bella eilish -

Tarih bırakırsanız ileride anı olur.

Son olarak etkisini bırakan bir kitap alıntısı yazar mısınız? Bunu sanırım her bölümde yazacağım çünkü önem veriyorum. Her alıntı da vardır bir yaşanmışlık. 🦋

Bölüm sonunda görüşürüz keyifli okumalar : )

💫

YAZARIN ANLATIMI İLE;

Albay arabayı kullanırken, harun bey arka koltukta sigarasının dumanı söndürüp, izmaritini elinde sıkarak derin bir nefes verdi, oldukça sinirliydi.

"Kendini bu kadar kasma harun, şu anlık elimizden gelen hiç bir şey yok." Dedi albay direksiyonu sola kırarak.

Arka koltukta telefonu ile uğraşan batur, mahrayı destekleyip, haklı çıkmasını zevkle anlatırken, harun bey daha çok sinirlenmişti. Gurubun lideri; diğer tanımı ile albayın oğlu ise, ön koltukta albayın yanında almıştı yerini. Düşünceli bir şekilde yolu izliyordu.

"Kendimizi kandırmayalım tahsin." Dedi harun bey sessizliği bozarak, "O kız bizi kurtaracak tek kişi. Bu yaşta ki cesareti, tavrı, bilgisi ile hepimizi bozguna uğrattı. Kız dünyaya haklı olarak gelmiş adeta.
Ne yap, ne et onu ekibe al tahsin." Dedi harun bey oldukça üstün tavrı ile.

"Tahsin gözünü yoldan ayırmayarak ara ara dikiz aynasından harun beye bakıyordu, "sandığın kadar kolay mı sanıyorsun? Farkında isen mahrayı ekibe almak isteyen de bendim. Şimdi ise tüm karar onun elinde. Tek bir lafı ile müsteşara senin hakkında bir şeyler söylediğini düşünsene? Hiçbir hatamız yoksa bile soruşturma açarak araştırma yapabilir." Dedi harun beyi bozguna uğratarak.

"İyide soruşturma açılması neyi ifade eder ki? Yasa dışı bir şey yapmıyoruz ki?" Dedi batur kafasını telefondan kaldırarak.

"Soruşturma açılması bizi zor duruma sokar. Yeterince işimiz varken soruşturma ile uğraşamayız, o kızı ekibe çekmenin başka yolu olmalı." Dedi harun bey.

"Şu anlık beklemekten başka bir yol yok." Dedi albay. Tesisin otoparkına çoktan gelmişlerdi.

"İyi geceler albayım." Diyerek arabadan indi batur.

"Beni bekle batur beraber gidelim tesise." Dedi harun bey kapıyı kapatarak, albaya iyi geceler demeyerek gitmesi, tavır aldığını gösteriyordu.

Arabada yalnızca albay ve oğlu kalmıştı.

"Aden neyin var oğlum? Fazla dalgınsın, bir sorun mu var?" Dedi albay oğluna bakarak.

"Gerçekten bunu soruyor musun baba? O kızı hâlâ getirmek için uğraşmanız bile bir sorun!" öfkesine yenik düşmemek için ses tonunu alçaltı. Fazla gergindi.

"Mahra ile daha önce tanışıyor musun? Kıza olan sebepsiz kininin tek nedeni guruba dahil olması değil. Başka bir şey var, eğer tek neden ekip olsaydı daha önce getirdiklerime de böyle davranırdın. Onların guruba dahil olmaması uyum sağlayamadıklarıydı." Dedi oğluna tereddütle bakarak.

"Çünkü onların bir ailesi yoktu. Tıpkı bizim gibi yapayalnız kimsesizlerdi. Ama bu kızın bir ailesi var. Gidecek bir evi var, her ne kadar sorunlar yaşasada, onu koşulsuz seven bir annesi var.!" Dedi göz yaşlarını hızla silerek. Ela gözleri binlerce duygu ile kavrulurken, yüzüne gelen kumral, dalgalı saçlarını hızla arkaya attı. Yüzündeki kaslar sinirlenince daha çok belirginleşiyordu.