Medya: Bunun hakkında ne yazacağımı bilmiyorum.
Aizawa-sensei nedense bugün kahramanlıkla ilgili uygulama yapmayacağımızı söylemişti. O yüzden sadece normal derslere girip yurda dönecektik. Büyük ihtimalle yurda gider gitmez uyurum.
Yazar: Bir şeyi unutmuyor musun?
Ben yine ne unuttum acaba yazar?! Ayrıca ne zaman seninle konuşmaya başlasam başıma bir işler geliyor!
Yazar: Alınıyorum ama! Her neyse, unuttuğun şey Todoroki'yle konuşmak.
Shoto'yla konuşmak mı? Ben onunla ne hakkında konuşacaktım ki?
Yazar: Bazen kendi karakterlerimden bıkıyorum. Dün Todoroki'yle olan maçını hatırlıyor musun?! O maçta olanlar hakkında konuşacaktın ya zeki (!) karakterim benim!
Haa doğru. Ben onu unuttum ya. Neyse o zaman bugün yurda gidince konuşurum onunla.
Ben yazarla konuşurken kolumun biri tarafından oyulduğunu fark ettim. Sinirle sağ tarafıma döndüğümde bakışlarımdan korkan Kirishima'yı gördüm. Korkmuş sesiyle "Hey, sakin ol. Sadece bir soru soracaktım." dedi. Yine eski halime döndüm ve "Sor hadi Kirishima-kun." dedim. Bir süre daha şüpheyle bana baktıktan sonra soruyu gösterdi. Ona soruyu anlattıktan sonra dersimizin olduğu Present Mic'i beklemeye başladım. Yaklaşık 2-3 dakika önce ders zili çalmıştı. Yani yakın zamanda Mic-sensei burada olur.
Ben bunu düşünürken Mic-sensei çığlık atarak sınıfa girdi. Artık alışmıştık. Bu yüzden kimse tepki vermiyor.
Sıkıcı geçen derslerden sonra hepimiz yurda döndük. Sınıf arkadaşlarımızın zoruyla ortak salonda tabu oynuyorduk. Herkes ikili takımlar oldu ve benim takım arkadaşım Shoto. Sıra bize gelince diğer anlatıcıların yaptığı gibi ayağa kalktım ve bir kart çektim. Ardından oyun başladı.
"Biz dün seninle hangi animeyi izledik?"
"Kuroko no Basket. (Evet aklıma ilk gelen animeyi yazdım, sorgulamayın.) Basket. BASKETBOL!"
"DOĞRU! Benim Harry Potter'daki en sevdiğim karakter kim?"
"Sirius Black?"
"EVET! Onun soyadının anlamı?!"
"SİYAH!"
"DOĞRU!"
Veeee bu böyle devam etti. Sonuç olarak Shoto ve ben oyunda birinci olduk. Daha sonra tam Shoto odasına gidecekken kolundan tuttum ve "Biraz konuşabilir miyiz?" dedim. Bir süre şaşkınca bana baktıktan sonra "Peki konuşalım." dedi. Ardından bahçeye doğru yürümeye başladık.
Bahçeye gelir gelmez hemen konuya girdim:
"Dün maçtan sonra... Neden bana sarıldın?"
"Özgünlüğün yüzünden... Senin öldüğünü gördüm. O yüzden korktum işte."
Tamam bunu diyeceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Bir süre şaşkınca ona baktıktan sonra ağzımı açtım. Ama diyecek bir şey bulamayınca geri kapatmak zorunda kaldım. Ben ona ne diyeceğimi düşünürken sakin bir sesle "Bir şey söylemene gerek yok." dedi. Beni büyük bir yükten kurtardığın için teşekkürler Shoto.
Bir süre daha bahçede konuşmadan oturduktan sonra içeri geçtik. Ardından birbirimize iyi geceler dileyip odamıza çekildik.
🐾🐾🐾
Tekrar ve tekrar kısa bölüm için özür dilerim. Ayrıca bölüm saçma olmuş olabilir. Bunun için de özür dilerim. İlham gelmeyince ancak böyle kısa ve saçma bölümler çıkıyor. Eğer bölümlerde yazmamı istediğiniz bir şey varsa yorum olarak yazarsanız sevinirim.
Her neyse, birilerinin burayı okuduğundan da şüpheliyim. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moonlight (BNHA)
Fanfic[Tamamlandı] Todoroki, Bakugou, Midoriya ve Kaminari 4 Türk kızın evine ev arkadaşı olarak taşınırsa neler olur? Oynat bakalım... NOT: Aşırı cringe bölümler var. Bunları göz önünde bulundurarak okuyun lütfen. Cringe bölüm okumak istemiyorsanız direk...