*13*

126 5 16
                                    

Medya Zakkum - Dile Kolay Kalbe Değil

Yılların, kaleminden çizgiler var
Yüzünde, ismin okunuyor çizgiler, birleşince
Yılların kaleminden çizgiler var
Yüzünde, ismin okunuyor çizgiler, birleşince

Omzuma yıllar ağır gelir
Dile kolay kalbe değil
Olurda, döneceksen eğer
Her zaman, acımın üstünde

Yerin var, yerin var

Omzuma yıllar ağır gelir
Dile kolay kalbe değil
Olurda, döneceksen eğer
Her zaman, acımın üstünde
Yerin var, yerin var

.

.

.

Bulut

Arda uyandıktan ve Yalçın'ın korkusunu hafiflettikten sonra içimdeki Burak'ı yani papatyamı görme ihtiyacı çok ağır basmıştı. Her saniye yanımda olmasını, mümkünse aramızdaki mesafenin sıfır olmasını, en kötü ihtimalle benim sınırlarım içinde olmasını ve kontrolüme, kurallarıma uymasını istiyordum.

Aklımda olanları Burak'ın itaatkar olmadığını kendime hatırlatarak, benden korkmaması için alıştırma ve sevebileceği şeyleri bulup yavaş yavaş sınırlarını birlikte keşfetmekti niyetim.

Daha önce hiç başıma gelmeyen bir şey olmuştu Burak'layken. Mutluydum onun benim için küt küt attığına şahit olduğum kalbinin yanındayken.

Sitem ettiği anlarda o kadar sevimli geliyorduki hatta bana kızamadığı zamanlarda kızaran yanakları, sinirden dişlediği için kıpkırmızı olan dudakları onu sırf kendime saklamak istememe neden oluyordu.

Onu ilk gördüğümden beri kendime saklamak istiyordum. Tek bir sorun vardı, ben ona diğerleri gibi davranamıyordum onu incitmekten çekinip sadece zevk alması için uğraşıyordum. Onun aldığı zevk bana yetiyor onun zevk almasıyla ben daha çok zevk alıyordum.

En basitinden insanlara olan öfkemi azaltıyor, masumluğuyla beni adım adım ele geçiriyordu bana neler yaptığını bilmeden.

İştah açıcı dudakları gözümün önüne geldiğinde Kelebek'e yeni varmıştım. Dikkatimi toplayarak içeriye ilerledim. Suat izinde olduğu için Emre'nin yanına gittim. Kapısı açıktı ama 'Selam!' diyerek dikkatini çektikten sonra odaya girdim.

Kısaca hal hatır sorduktan sonra Burak için aldığım arabayı sordum. Arabanın geldiğini öğrenmemle anahtarlarını istemem bir oldu. Emre evrakları ve anahtarı bana verince teşekkür ederek odadan çıktım.

Papatyama aldığım arabayla güvende olduğundan emin olacağımı düşünerek rahatlıyordum. Yolda Toprak'ı arayarak Erdem'in evini konum atmasını söyledim. Keşke Erdem'in evine vardıklarını söylediklerinde konumu atmasını isteseydim, şimdi vakit kaybetmeden Burak'a giderdim.

Onu görme isteğimi kontrol edemeyecek noktaya geleceğimi tahmin etmemiştim. Bu düşünce içimde bir ürperti oluştursa da telefonuma gelen konumla bunu umursamamaya çalışarak gazı körükledim ve Erdem'in evine, papatyama vardım kısa sürede.

Bahçedeki minik taşlarla aklıma güzel bir fikir geldi. Toprak'tan papatyamın hangi odada olduğunu öğrendiğimde keyfim iyice yerine gelmişti. Bulunduğum yerden görünen pencereye taş atacaktım. Onun yüzünü görecek olmam kalbime iyi gelmiyordu.

Birkaç tane taşı avcuma aldıktan sonra art arda pencereye atmaya başladım. Her geçen saniye sinirleniyordum. Hemen Burak'a ulaşmak istiyordum. Bunu kendime itiraf etmek zor olsa da kollarımın arasında olmasına bayılıyorum, onun yeri kollarımın arası.

Ebruli ~ bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin