8. BÖLÜM

781 424 52
                                    

Okuyucu kitlem yok denecek kadar düştü bölüm atmamam lazım ama artık umursamıyorum öylesine keyifli okumalar. ✨

Laçin bize yaklaşmak üzere iken titreye titreye telefonuma girip, ardanın bana attığı numaralardan birine basıp korku ile geri adım atmaya başladım. Nefesim kesilmek üzereydi. Bu korku beni öldürecek denli zorlarken onu görmek ölüm kadar yakındı.

Telefon çalıyordu melodisi ise yanındayımış gibi yakın geliyordu. Belen önüme geçmiş bize yaklaşan laçini nasıl alt edeceğini düşünüyordu.

Guruptakilerden kimi aradığımı bilmiyordum. Özgün ve dehliz olursa zaman kaybederdim çünkü tesisteydiler. Yakından birini aramayı umut ederek titriyordum.

Telefonun sesi bana yaklaşırken yüzüme kapandı. Korku bedenimi esir alırken tekrar aramak için hareket ettiğimde arkamdan yaklaşan bedenle bayılmak üzereydim.

Laçin ve yanında ki iki adam bize yaklaşmak üzereydi. Arkamızda gelenler onlardan biri olabilirdi. Üstelik bize yaklaşan adamların arkasından da üç kişi uzaktan gelmeye başlayınca belen bileğimi tutup, beni sürükleyince arkama dönüp bana yaklaşan bedenle burun buruna geldim.

Nefesim kesilmek üzere iken kafamı kaldırıp ona baktım.

"Şşt sakin ol buradayım, yanındayım." Dedi beni omuzlarımdan tutup, sakinleştirmeye çalışarak. Gelen adendi.

"Ben çok korktum." Hızla ona sarıldığımın farkında bile değildim.

Arkamdan gelen kargaşa ile onu sarıldığımı farkedip, bana sarılmak için dokunan ellerine izin vermeden ayrıldım.

Aden, koralp ve belen önüme geçerken bunu gören Laçin durup adamlarına bakmıştı. Arkadan üç kişi geliyordu ve bunlar laçinin adamları değil, onları etkisiz hâle getiren sivil polislerdi. Laçin bana bakıp, hızla ona yaklaşan arabalardan birine binip, uzaklaşırken diğer adamlar sivil polisler ile götürülüyordu.

Albay plan yapmış olmalıydı. Zeki olduğunu dile getirmekte haksız değildim.

"Hiç iyi görünmüyorsun." Dedi koralp bana yaklaşarak, "hastaneye gidelim." Elindeki suyu uzatıp geri çekildi.

Hâlâ titriyor ve nefes almakta zorlanıyordum. Yere çömelip, Koralp'in verdiği suyu üç yudum da içip ayağa kalktım. Birazda olsa sakinleşmiştim.

"Hastaneye gitmeyelim hava alması lazım." Dedi aden bana bakrak, hemen ilerimizdeki olan motorların yanına giderken peşine takıldım.

"Arda, yekta ve evren nerede?" Dedim kendime gelmeye çalışarak.

"Onların haberi yok, bir saat sonra buluşma yerine gelirler." Dedi koralp.

Çoktan moturun yanına gelmiştik. Koralp motoruna binip, kaskını ve eldivenlerini taktı. Koralp'in motoruna binecekken Aden önüme geçti. Hepsinin moturunda iki kask vardı. Diğerini belene uzattı belen benim aldığım yemek paketlerini ve pamuk şeker çantasını eline alıp Koralp'in arkasına bindi.

Omuzlarıma bırakılan ceketle adene baktım.

"Titriyorsun." Dedi üzerindeki deri ceketi bana giydirerek. İtiraz edemedim. Hâlâ gözlerim doluydu şok etksinden çıkabilmiş değildim. Kendi motorcu eldivenlerini elime geçirdiğinde bu sefer itiraz etmek istedim.

"Motoru süren sensin güvende olmalısın." Dedim eldivenleri giymek istemeyerek.

"Güvende olmasını istediğimde sensin itiraz etme." Dedi eldivenleri giydirip, siyah kaskıda kafama takıp, kolumu tuttu.

"Bana tutun hızla motora bindireyim bırakacağım seni." Dedi daha çok yaklaşarak. Kalbim sıkışıp beni zorlarken itiraz etmeden beni motora bindirmesine izin verdim.

YILDIZ BIÇAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin