Arkadaşlar neden herkes büyü olayını öğrenecek diye düşündü ki? Büyü olayı bu denli basit öğrenilir mi sizce ;))) Bu olay küçük kaoslardan ama derin anlamlar içerenlerden olacak.
Magnus'u odama taşıyıp onu yatağıma bıraktığım anda annem ardımdan odaya giriş yapmıştı.
"Ona neler oluyor?"
"Zehirlenmiş olabilir. Neler yiyip içti biliyor musun sen? Eğer zehirlenmişse zehrin kaynağını bulmalıyız."
"Ben... ben bilmiyorum neler yiyip içti ama sürekli Clary ileydi. Belki o biliyordur. Ama bir saniye..." dedim aklıma gelen şeyle. "Benim içkimden içti."
"Senin içinden mi içti?"
"Evet. Şarabımı ona vermiştim. Ona verdikten sonra böyle oldu. Şarapta mı bir şey vardı?"
"Sanmıyorum, şaraptan bende içtim. Ama..."
"Ama ne?" Dedim korkuyla.
"Ya birisi bardağa bir şeyler koyduysa?"
"O bardak bana özel bardaktı. Direkt olarak bana karşı bir suikast düzenlendi ve ben kendi ellerimle Magnus'un zehirlenmesine mi neden oldum yani?" Dediğimde annem öylece bana bakmıştı. "Bunu nasıl yaparım?"
"İyi yanından bak, o içkiyi sen de içebilirdin."
Anneme yanıt vereceğim sıra odaya hekim kadın giriş yaptı ve anında Magnus'un yanına ilerledi.
"Ben gidip bardağı getirteyim. Eğer cidden bardakta zehir varsa bu bize yardımcı olacaktır."
Annem dışarıya çıkarken odaya bu sefer Clary ve Jace girmişti.
"O iyi mi?" Dedi Clary bana yaklaşarak.
"Henüz bir şey bilmiyoruz. Zehirlendiğini düşünüyoruz ama."
"Kim Magnus'tan ne ister ki?" Dedi Jace bana gözlerini dikerek.
"O değil, bana karşı yapılmış diye düşünüyoruz. Ben içkimi Magnus'a vermiştim ve içkimi o içti."
"Bu çok kötü olmuş." Dedi Jace şaşırarak. Onun bunu demesi üstüne Clary kendini tutamayıp ağlamaya başladı ve Jace ona sıkıca sarıldı. "Bu demek oluyor ki sarayda seni öldürmek isteyen birisi ya da birileri var."
"Evet Jace ve ben Magnus ile ilgilenirken sen de tam olarak bununla ilgileneceksin. Anladın değil mi beni?"
Başını tamam dercesine salladığında hekim kadın ayaklanıp yanımıza gelmişti.
"Durumu hiç iyi gözükmüyor. Aldığı zehir çok kuvvetli bir zehir olmalı. Genelde bu tarz zehirler büyü içerirler ve kişiyi çok kısa bir zamanda ölüme götürürler."
"Onu kurtarmak için yapabileceğimiz bir şey var mı?"
Odaya gelen anneme ve onun ardından korku dolu gözlerle içeriye giren Raphael'e bakıp tekrar kadına dönmüştüm.
"Bunun için ben bir şey yapamam. Tedavisi sadece büyüyle yapılabilir ve bunun için de bir büyücü bulmanız gerekiyor. Tabii bedeni yeterince güçlüyse... değilse zaten kısa zamanda ölecektir."
Anneme döndüğümde bana ne yapacağını bilmediğini gösteren bir bakış atmıştı.
"Bir büyücüyü nereden bulacağız? Anne, bir şeyler yap. Onun ölmesini istemiyorum."
"Bir büyücü ile çalışamayız, kuralları biliyorsun."
"Kuralların canı cehenneme!" Deyip sakun olmak adına nefeslendim. "Büyücüyü nereden bulacağız?"