sena şenerle röpörtaj

62 27 1
                                    

Karanlık bir prenses, gerçek bir yetenek: Sena Şener

Karanlık bir prenses, gerçek bir yetenek: Sena Şener

Her şeyi gören sen, göremedin mi beni?

Her şeyi duyan sen, duyamadın mı beni?

Her şeyi bulduysan bulamadın mı beni?

Her şeyi bilen sen, bilemedin bi’ beni!

Belki de biz öğrenmeliyiz...

Belki de biz sevmemeliyiz

Bu sözleri biraz geç duydum… Yanımda 15 yaşında bir kız çocuğu, “Her şeyi bilen sen bilemedin bi’ beni!” diye hüngür hüngür hüngür ağlıyordu. Sormadım bile… Anladım ki babasından kırılmış bir çocuktu. Sadece şarkının sözlerine değil, müziğine ve söyleyen sese de çarpıldım. Babamla aram epey iyi olsa da ben de başladım ağlamaya… O geceden sonra her kırıldığımda Sena Şener dinledim. ‘Ölsem’den girdim ‘Her An Gidebilirim’den çıktım, ‘Çirkin Dünya’dan devam edip ‘Sevmemeliyiz’de durdum. Zamanla tüm şarkılarının sözlerini kendisinin yazdığını, müziğini, bestesini, yaylıları bile kendisinin düzenlediğini fark ettim. Sonra 21 yaşında olduğunu öğrenince ağzımdan tek cümle çıktı: Ne yaşamış olabilirsin de bunları hissedip yazdın sen? Karşınızda Sena Şener!

Bu sözleri yazmak için ne yaşamış olabilirsin, anlat. Kimsin sen?

Hayatım 1998’de Gaziantep’te başladı. Annem Ankaralı, babam Maraşlı. Annemle babam genç yaşta aşık oluyor ve evleniyorlar. Babam müzik öğretmeni, annem Halkla İlişkiler mezunu ama o zaman yerel bir kanalda program sunuculuğu yapıyor. Tek çocuğum ama teyzelerim ve dayılarımla kardeş gibi büyüyorum çünkü az yaş farkı var. Onlarla çok eğlendiğim için yaşıtlarımla pek takılmıyorum. Babamın tayin istemesiyle beraber birçok okul değiştirerek büyüyorum; önce İzmir ve ilçeleri sonra da İstanbul.

Hangisi seni büyüten şehir?

İzmir. Sekiz yaşından sonra hatırladığım her şeyi orada yaşadım. İlkokula çok istekli başladım ve başarılıydım. Sonra okulum değişti ve uyumsuz bir çocuğa dönüştüm. Okuldan hiç hoşlanmazdım ve kaçış yolu olarak müziği kendime dost edindim.

HERKES EĞLENMEYE GİDERKEN BEN KİTAP OKURDUM

Şarkı söylemeye de böyle mi başladın?

Evet. Dokuz yaşında, gitar çalıp şarkı söyleyerek başladım… Ardından da şarkı yazmaya başladım, benim için günlük tutmak gibiydi. Annem ders çalışmamı söyleyip kızana kadar odamda gitar çalıp şarkı yazardım. Ki beni hiç sıkıştıran bir anne figürü olmadı o… İlerleyen zamanlarda da çok çalışan ve pek sosyal hayatı olmayan bir öğrenci oldum. Lisede arkadaşlarım eğlenmeye giderken ben saçımı tepeden tutturup şalımı atıp okulda kitap okurdum.

Sana okumayı sevdiren yazar kimdi?

Dostoyevski. Lisenin ilk zamanlarında okuduğum Suç ve Ceza. Bana her türlü duygunun yeterince kazılırsa içimizde bulunabileceğini hissettirmişti ve insanın duygusal dünyasını sorgulatmıştı. Bir katille bile empati kurulabileceğini ondan öğrendim. Bir katilin bile içinde yumuşak bir kısım olmalıydı, bir katilin bile en sevdiği şarkı vardı. Böylelikle karmaşık insan zihninin ortak duyguları üzerine düşünmeye başladım.

OLDUĞUN GİBİ VAR OLABİLMEK İÇİN SAVAŞMAK GEREKİYOR

Bu büyük bir kavrayış ve sen daha da zorunu yapıp bunu müziğine de yansıtmışsın

SENA ŞENERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin