Kimse yaşlı büyücünün kim olabileceği hakkında tahmin yapmamış ansnnamssnjs bir tane gördüm tahmin o da yanlış ;) neyse öğreniriz yakında
"İşte bu mağara." Dedim geldiğimiz mağaranın önünde durup atımdan inerek. "Yakınımda kal Raphael, bu mağara tehlikeler ile dolu."
"Ne demek oluyor bu?"
"Bir nevi mağaranın kendi canı var gibi. Tehdit hissedince bir şekilde savunmaya geçebiliyor."
Attan indikten sonra Raphael'i bekledim ve atları ağaca bağladık.
"Bu büyücüyü nereden tanıyorsun?"
"Küçükken bir keresinde hayatımı kurtarmıştı. Pek aklı başında bir çocuk değilimdir."
"Belli oluyor. Her neyse, bana sakın yalan söyleme ama bu büyücünün benim topraklarımda yaşadığı hissine kapıldım. Hayır dersen yalan söylersin."
"Bu olay yüzünden boynum vurulacak mı?" Dediğinde bir şey dememiştim. "Evet topraklarınızda yaşıyor ama kimseye zararı olan birisi değil. Ayrıca arkadaşım tehlikede dediğim anda kendini riske atma pahasına geldi."
"Bu yüzden iyi halden onun canını bağışlayacağım ama bir daha onu topraklarımda görürsem iyi şeyler olmaz."
Mağaradan içeriye girdikten sonra elimdeki kadeh parlamaya başlamıştı. Sonrasında benden bağımsız halde hareket etmeye başladı.
"Sanırım onu takip etmeliyiz." Deyip kadehin peşinden yürümeye başladım. "Bastığın yerlere dikkat et."
"Elimden geleni yapıyorum." Deyip arkamdan yürümeye başlamıştı.
"Bana ayak bağı olursan seni öldürürüm."
"Beni bu kadar sevmeniz bazen gözlerimi yaşartıyor." Dediğinde ona küçük bir bakış atmıştım.
"Seni sevmek için bir nedenim var mı?"
"Bence sevimliyim." Dediğinde göz devirip yürümeye devam etmiştim.
"Şu arkadaşın, neydi adı..."
"Simon."
"Hah Simon. Onunla aranız nasıl?"
"Değişik. Ne olduğunu ben de çözemiyorum. Sizin aranız Magnus'la nasıl? Yani en son biraz aranız kötüydü."
"Magnus sana her şeyini anlatıyor mu?"
"Özel kısımlar hariç genelde anlatıyor."
Yüzüme bir gülümseme yerleştikten sonra yürümeye devam etmiştim.
"Sizi seviyor."
"Biliyorum."
"Siz onu seviyor musunuz?"
"Bu konunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum."
"Doğru, bu konuyu Magnus ile konuşmalısınız."
Kadeh sonunda bir yerde durduğunda hızlıca o yöne ilerledim ve büyücünün bahsettiği otlarla karşılaştım.
"Sanırım onları buldum." Dememle arkadan bir bağırış sesi yükseldi. Arkama baktığımda Raphael'in yerde sürüklendiğine şahit olmuştum.
O yöne doğru koşarken bir sarmaşık tarafından çekildiğini fark etmem geç olmamıştı. Bir insanın sığabileceği küçük bir deliğe doğru çekilmeden önce öne atlayıp onun elini tuttum.