İki Aşk Hikayesi -Tamamlandı-

On

Sellam!

Naber?

Oy ve yorumu unutmayalım.

İyi okumalar.

Mira Balın'dan

"Nereye gidiyoruz Beren? Görüşmenin sonucu için evde İzel'i beklemem gerekiyordu." Sırıttı.

"Daha önemli bir işin çıktı. İzel'in haberi var merak etme gelin." Arabayı durdurdu ve inmemi bekledi.

"Mekana gir yavrum benden bu kadar." Kaşlarımı çattım.

"Mafya falansın da haberim mi yok?" Göz kırptı.

"Belki de." Gaza basıp uzaklaşırken hayret içinde arabanın arkasından baktım.

"Balın Hanım?" Arkamı dönüp garsona baktım.

"Benim?"

"İçeri geçelim mi?" Kafamı salladım ve ilerledik.

Garson beni boş bir masaya kadar getirdi ve sonra da gitti. Sinirle masaya otururken sesli söylenmeye başladım.

"Hayır sen neden beni bırakıp gidiyorsun ki beni şapşal Beren,ne yapacağım ben bu mekanda tek başıma?" Karşımdaki sandalyenin çekilmesiyle kafamı kaldırdım.

"Caner?" Şirince sırıttı.

"Korkuttum mu sevgilim?" Göz devirdim.

"Süprizleri sevmediğimi biliyorsun gerizekalı. Gel buraya." Kalkıp sarıldı.

Ben süprizleri sevmezken Caner süpriz yapmaya bayılırdı.

"Nereden esti yine sevgilim?"

"Son zamanlarda eskisi gibi vakit geçirmediğimizi hissettiğimden başbaşa olalım dedim." Gülümsedim.

"İyi yaptın da keşke haberim olsaydı." Dilini şaklattı.

"Beni görünceki surat ifaden her şeye değerdi." Kahkaha atmasıyla istemsizce bende güldüm.

"Malsın ama seviyorum he."

"Bende seni bitanem. Aç mısın?" Gülümsedim.

"Her zaman."

Beren'den

Balın'ı sokak ortasında bırakıp gittikten sonra kötü kadın kahkamı salarken telefonun çalmasıyla kendime geldim.

Koray arıyor...

"Ne? Niye arıyor ki bu beni?" Aynadan saçımı düzeltirken yaptığım şeyin saçmalığını fark edip boğazımı temizledim.

"Efendim Koray?"

"Nasılsın Beren? Müsait misin?"

sana her zaman bebeğim.

"Evet müsaitim,bir sorun mu var?"

"Yok yok, kahve içmeye gidelim mi diyecektim?"

"Olur. Nerede buluşalım?"

"Xxx Kafe'ye yakın mısın?"

"Evet evet,on beş dakikaya ordayım."

"Tamamdır geliyorum bende."

"Tamam öptüm görüşürüz." Telefonu kapatır kapatmaz ne dediğimin farkına vardım.

"Hay ben ya...öptüm dedim ya çocuğa!" Kafamı duvarlara vurma isteğimi göz ardı edip bahsettiği kafeye doğru sürdüm.