Akşamı bekleyemedim, tamamladığım an kontrol edip paylaştım. Buyurun. Hikayeme destek olursanız çok sevinirim.
*Benim güzel gönlüm sessiz sakin bir yolculuk dilerdi elbette ama arabada Deniz varken pek mümkün olmuyor. İnsan düşünür ki biricik ablası saatlerdir işte, kafası kaldırmaz ama nerede? Yılların tecrübesiyle kardeşimi görmezden ve duymazdan gelmeyi çok iyi başarıyordum ama Akın ile birlikteyken biraz zor oluyormuş.
''Yani son turda değiştirmeseydim o soruların cevaplarını denemeden daha yüksek alabilirdim.''
''Bu yazılı veya yazısız fark etmez dünyada bilinen en önemli kurallardan ablacığım. Aklına ilk gelen her zaman doğrudur. Her sınavda da aynısını yapıyorsun. Niçin akıllanmıyorsun?'' Hatalardan ders almada Deniz gibi olmayınız.
''Aman neyse daha fazla sınav konuşmak istemiyorum. Ee abla sen ne yaptın? Günlük sövme kotan doldu mu merak ediyorum.'' Kafamı arkaya uzatıp kardeşime bakıyorum. Eğleniyormuş gibi sorsa da cidden merak ediyor. Sözümü geri alıyorum ablasını düşünüyormuş sincabım. Ama şeyden merak ediyor büyük ihtimalle, tatildeyken işe çağrılma siniriyle birine zarar verip karakola düşme tehlikesi atlattım mı diye. Ya da şey beni kurtaracak avukat parasını nasıl karşılayacağımızı düşünüyordur. Hayırlı velet.
Önüme dönerken gözüm Akın'a takılıyor. Cidden yakışıklı bir çocukmuş. Ona baktığımı fark edince iki saniye o da bana bakıp göz kırpıyor. Böyle sevimli hareketlerle benim ona iyi davranmamı sağlamayı düşünüyor galiba. Ya da sadece olduğu gibi davranıyordur Beno. Senin ona nasıl davrandığını takacak birine benzemiyor.
''Aaa! Abla, Azra ablanın doğum günüymüş. Sizinkiler toplanmışlar. Sen ne yapacaksın?'' Keşke düşünsen cevabını kendin bulacağın sorular sormasan. Neyse seni şimdi yormayayım, belki bulamazsın.
''Biliyorum, Nehir aradı, çağırdı ama nasıl gideyim ki? Hem çok yorgunum, hem hediyem yok, hem de...,'' misafirlerimiz var diye tamamlayamadım ama anladılar. Deniz'i bilemem de Akın anladı.
''Bizi dert etme sakın Benan. Annemler birbirlerini çok özlemiş zaten üç gün aralıksız konuşurlar, yani bence git. Gözleri seni pek aramaz. Sadece seni değil hepimizi hatta,'' derken haklı olduğundan emin ve tek kaşını kaldırmış onaylamamı bekliyor.
Aslında ben niye bu kadar bu kadar taktım ki, doğru en yakın arkadaşlarımdan biri sonuçta, senede bir kere doğum günü oluyor, Akınlar da bir süre daha burada. Mantıklı. Hediye işini de sonra hallederim. Azra buna takılmaz zaten.
''Benan, tamam mıyız,'' diye araya girdi gözlerini kısarak.
''Ha evet, tamam tamam. Ne oldu ki?''
''Ne bileyim cevap vermedin ya,'' diyerek cevapladı. Aynı anda önümüzdeki kamyonu solladı. Bu ne ani hareketler Akın? Arabanın içinde biz varız ya, seni bilmem de ben ve Deniz oldukça değerliyiz.
''İçimden cevaplamışım, sana da cevap verdim sanıyordum. Partide ne giyeceğimi düşünüyordum hatta.'' Oldu mu, duydun rahatladın inşallah. Hem karar aşamamı böldü hem de canıma kast ediyordu.
Canlarım abartmadan konuşunca kendim gibi hissedemediğimi az çok fark etmişsinizdir. Sabahtan beri neler yaşadığıma da şahitsiniz, beynimin bugün kısa devre yapmasını da mazur görmenizi rica ediyorum.
''Ah Benan ah,'' bunu aynı babamın tonuyla söylediğin gibi aynı anda neden babam gibi başını sağa sola sallıyorsun acaba? Bir sorum daha olacak, bu kadar çabuk eve gelmeyi nasıl başardın çünkü kafamı çevirdim ve araba muazzam şekilde park edilmiş.