❇ 7.Bölüm ❇ YAKINLIK

16 2 0
                                    

Gözlerimi araladığım da beyaz ışık görmem ile tekrardan kapattım. Yavaş yavaş titreyen kirpiklerim eşliğinde gözlerimi açtığım da kısık gözlerle etrafta gezdirdim harelerimi. Beyazla kaplı bir oda ile karşılaşınca derin bir nefes verdim. Bıkkınlıkla gözlerimi odanın kapısına çevirdiğimde ayak sesleri duydum. Dikkatimi o adım seslerine verdiğimde bir kişi değilde bir çok kişinin kapının önünde olduğunu anladım.

Bir kaç dakika geçmişti ki kapının aralanıp görüş açıma annemin girmesiyle gülümsedim. Benim olduğum tarafa dönen annem ilk önce vücuduma sonra ise gülen yüzüme baktı. Benim gülümsemem ile onun yüzünde de oluşan gülümsemeyle yanıma geldi ve yatağımda ki boşluğa oturup gözlerime baktı.

Bende onun gözlerine baktığımda gözlerinin titrediğini fark ettim. Tek elini yanağıma koyup okşadığında titrek bir nefes vererek gözlerini kapadı. Kapanmasını bekleyen göz yaşı ise hiç beklemeden yanağından kayıp gitti.

"Korktum Feza"

İsmimle seslenmesi bile onun ne kadar endişelendiğini belli ediyordu. Yalnızdık, ikimiz vardık ama yalnızdık. Eminim ki ben burada yatarken başını omzuna yaslayacağı kimse yoktu. Ona sarılıp 'bir şeyi yok' diyen kimse yoktu. Gözyaşlarının yanaklarından akıp gitmesine izin vermeyip silecek kimse yoktu. İşte şimdi anlaşılıyordu yalnız olmak...

"Bir şeyim yok annem"

Gözlerini açıp yanağımda ki elini çekti ve kendi göz yaşını kendisi sildi. Her zaman böyleydi işte. Ben ağladığımda da o silerdi göz yaşlarımı, o ağladığında da o silerdi göz yaşlarını.

"Arkadaşların burada"

Gülümseyerek söylediği şeyler ile bende gülümsedim. Arkadaşların demesi bile onu mutlu etmişti. Hep arkadaş edinmemi isterdi ama ben istemezdim çünkü bir yıl bile dolmadan mekan değiştiriyorduk. Kimseye bağlı kalmamayı o zaman anlamıştım.

Ya birileri bizden giderdi, yada biz onlardan giderdik.

"Ben çıkayım onlar gelsin annecim. Akşam eve geçeriz beraber"

Kafamı sallayıp onu onayladım. Yanağıma bir öpücük kondurup ayaklandı ve sırtını bana dönüp kapıdan dışarıya çıktı. Bir kaç dakika geçmemişti ki kapı tekrardan aralandı ve içeriye dört ayrı yüz girdi.

Aralarında Meriç'in olmasını beklerken o yoktu. Diğerleri ise pekte umrumda değildi. Ben o durumdayken beni bırakıp dışarı kaçmışlardı.

Sinem'e bakıp gülümsedim ve "hoşgeldin Sinem" dedim. O da yardım etmek istememişti belki ama sonuçta yanımda durmuştu onlar gibi kaçmamıştı.

"Sana demiştim"

Dudağımı büzüp onu onayladım. Demişti işte. Yine haklı olmayı başarmıştı.

"Üzgünüm, böyle olsun istemezdim"

Mahçup bir şekilde bana bakan üçlüye göz devirdim. Üçünün de gözleri kızarmış bana bakıyor olmaları duvarlarımı indirmeme sebep olmuştu. Affetmek istemiyorken bir anda kendimi onlara gülümserken buldum.

"Özür dilerim Feza"

Samet'in üzgün sesiyle birlikte benimde gözlerim dolmuştu. Onun bir suçu yoktu ki, tüm suç benimdi. Sinem uyarmıştı, olacaklardan bahsetmişti ama ben inatçılık yapmıştım.

"Benim hatam boş ver"

Umursamaz bir şekilde davranmış olmam onun gözlerinde ki üzgün duyguyu götürmüş siniri belli etmişti.

"Nasıl boş ver! Ben ittim seni ya, ben!"

Kendisini suçlamasına izin veremezdim o yüzden en iyisi konuyu değiştirmek diyerek başka bir konuya balıklama daldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIRMIZININ PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin