*Selamm. Yukarıya koyduğum şarkının sözleri çok anlamlı geldi bana. Şarkıyı dinleyip bölümü öyle okursanız daha iyi olur bence.
İyi okumalar💙*
26.BÖLÜM: ❝Pastalar ve Anlamları❞
"Ağlamayı kes her şey iyi olacak."
|Bölüm Şarkısı: Harry Styles-Sign Of The Times|
5 Ay Sonra~
Yazar'dan...
Eylül, yaklaşık beş aydır komadaydı. Çınar,her gün geliyordu yanına. Annesi ve babasıysa neredeyse hastaneden hiç ayrılmıyor denilebilirdi. Rüzgar'ın okulu bitmişti. Doktorluğa kocaman bir adım atmıştı ve oda artık evindeydi.
Eylül'ün olmadığı beş ay boyunca herkes küsmüştü dünyaya...
Doktorlar Eylül'ün uyanacağına çok inanmışlardı ama uyanmamıştı Eylül.
Hala herkes bir umut bekliyordu Eylül'ü...
Beş ay boyunca direndiği bu macerada hayata tutunacağını düşünüyorlardı.
Çınar ise Eylül'ün çok güçlü bir kız olduğunu biliyor ve bu yüzden de onun hayata bağlı kalacağına çok büyük bir şekilde inanıyordu.
Günleri sayıyor, her gün ona bir tane gül getiriyordu. Her gelişinde yaşayacaksın, diyordu. Umudu gitgide yükseliyordu. Bu günlere karşın daha da güçlü davranmaya çalışıyordu.
Eylül'ü çok seviyordu Çınar. Kendi kendine bunu itiraf edemese de çok seviyordu. Kendine göre onu sevmesi arkadaşçaydı ama günler geçtikçe bu duygusu büyüyordu ve Çınar buna hala bir isim koyamamıştı. Eylül'ün iyileşmesini düşünüyordu sadece...
Hatta pastanesinde, Eylül'e özel pastalar yapıp müşterilere ikram olarak dağıtıyor ve Eylül için her müşteriden bir umut topluyordu...
Beş ay boyunca değişen tek şey, yaşananlarda Eylül'ün olmayışıydı... Onsuz hiçbir şey değişmemişti. Annesi odasındaki eşyalarının yerini bile değiştirememişti.
Yaşam enerjileri düşmüştü sadece. Eylül uyansa, hepsi yaşamla dolu olacaktı.
O günü bekliyorlardı yalnızca. Eylül'ün uyanacağı o günü...
Yine pastanesine gitti Çınar. Babasına yardım etti öncelikle, garson olarak müşterilere hizmette bulundu. Müşteriler çıkmadan önceyse ufak kekten yaptığı ve adını Eylül koyduğu pastaları ikram olarak dağıttı. Pastanede işleri bitince, babasıyla beraber annesini ve kardeşini ziyarete gittiler. Hava hafiften kararmak üzereydi. Mezarlığa girdiler, içlerini döküp dualar ettiler. Daha sonraysa oradan da çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Engelsiz Engeller
Dla nastolatkówKusurlarıyla barışık ve kendini her geçen gün geliştirmeye çalışan biriydi o. Ben ise onunla beraber küçülüyordum. Beraber büyümek istiyorcasına.... O bir çiçek kadar narin, derin ve özeldi. Ben ise onun dikeni... 🔗Çınar Göktuğ ve Eylül Akça🔗 Daha...