Bölüm 11

160 119 104
                                    


Bölüm Müziği 'Metin Kemal Kahraman - Ferfecir'

*****

İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, inmiyorsun.

~Oğuz Atay

...

Aradan aylar geçmişti.

Ve ben bu süre zarfında gerçekten de delirmiş gibiydim. Ne kadar acınası bir hâldeyim. Yaşadığım hiçbir şeyi, hiç kimseye anlatamadım. Hâla da anlatamıyorum. Nedensiz bir korku var içimde. Ya beni hor görürlerse? Oysa bu ayıp değildi. Benim elimde değildi yaşananlar.

İstisnasız her gece o gölge beni ziyaret etti. Her geçen gün, gölgeleri daha da sık görüyordum. Kendimi kitaplarıma vermeye çalışıyordum ama, kapıda biri var gibi hissediyordum sürekli. Durup dururken Oğuzumun kadife sesi yankılanıyordu kafamın içinde. Birinin ensemde "Masal" dediğini duyumsuyordum. O gün geliyordu sürekli gözümün önüne. Benim yine, kimseye anlatamadığım o gün... Yaşadığım acılar... O gün konuşulanlar, o günkü bağırışlar... Sürekli beynimde yankılanıyor bunlar.

"Ama bu delirmek değil ki Masal..."

Ya travmatik bir durum söz konusuydu, ya da psikolojik bir durum. Zîra ben sürekli Oğuzumu düşünüyordum. Bu da bilinçaltının bir oyunu oluyordu sanırım. Halüsinasyonlar görüyordum.

Ve tüm bunları yaşamaya hâla devam ediyorum. Başlarda çok korkutucu geliyordu. Gecenin karanlığında kapıdan izlenmek ürkütücü geliyor kulağa. Kapım kapalı oluyor artık geceleri, ama seslere asla engel olamıyorum. Oğuzumun o güzel sesi... O "Masal" diyişi.

...

Gerek Öykü olsun, gerek diğer kızlar. Hepsi, hemen her gün Oğuz'un konusunu açıyorlardı. Oysa ben konuşmak istemiyordum bu konuda. Onlar onu kötüleyecekti, ben daha da çok üzülecektim çünkü. Hem iç sesim beni ele geçirmişti bile.

Her gece onu düşünüyorum, Oğuzumu... Ne ara sabah olduğunu bile anlayamıyorum çoğu zaman. Geceyi terk ettiğimi zannediyordum ama, gece beni terk etti sanırım. Kendimi iyi hissetmiyorum.

"Neden yedi buçuk milyar insanın içinde, bir yığın yalnızlık yaşıyorum? N'için canımın içi?"

Oğuzumun gidişinin ardından bir şarkı düştü aklıma.

Belki de ilk defa sevdiğim sen,
Belki de son defa öldüğüm sen.
Uykusuz gecelerde yandığım sen.
Yapayalnız, bir çare bekliyorum yeniden.

Sözlerini unutmamak için bir ajandaya not almıştım. Ama sürekli beynimde yankılanıyordu bu cümleler, ritimsel şekilde. Bir daha da elimi süremedim o ajandaya...

...

Az sonra araç geldi ve eve gitmek üzere araca bindik. Bir süre sonra, yerle bakışmayı bırakarak, Öykü'ye döndüm.

Nereye bakıyor bu kız?

Parmaklarının ucunda, gözleri birini arıyormuş gibi bakınıyordu etrafa. Derken bakışlarının buluştuğu o kişiye baktım. Orta boylu, kumral-sarı, yeşil gözlü bir gence bakıyordu Öykü. Yanında ise Hazar vardı o kişinin.

Texting | Dolunay'da AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin