Küçüklüğümü pek hatırladığım söylenmez. Ben daha üç yaşındayken babam annemi öldürüp ardından intihar etmiş. Bunu duyan birçok kişi benim adıma üzüldüğünü söylese de onları hatırlamadığımdan dolayı pek umursamıyorum. On dokuz yaşıma kadar komşumuzda büyümüştüm. Çok iyi bir kadındı fakat geçen sene vefat etmişti ve ben yine yalnız kalmıştım. Yaşıtlarım bir meslek sahibiyken ben ise kendi halimde takılarak para kazanmaya çalışıp kiramı ödemeye gayret ediyordum. Ama bugün iş yerimde sırf bir bardak kırıp ödeyemediğimden dolayı kovulmuştum. Şu anda kirasını nasıl ödeyeceğimi bilmediğim evimin salonunda oturuyordum ve beyaz tavanımı izleyerek çare bulmaya çalışıyordum. Yapayalnız ve çaresizdim,evden çıkıp tenha sokaklardan yürüdüm ve karşımda dikkatimi çeken bir dükkan gördüm. Camında 'eleman aranır' yazıyordu.
Hemen büyük bir heyecanla içeri girdim. Bir kitap mağazasıydı, "Hoş geldiniz nasıl yardımcı olabilirim?" dedi bana gülümseyerek bakan kadın. Bende aynı onun gibi gülümsemeye çalışarak "iş ilanınızı gördüm de..." derken genç kadın lafımı kesmişti. "Ah evet onun için geldiyseniz kasaya doğru gidin orada size yardımcı olacaklardır" başımla onaylayıp kasaya gittiğimde yaşıtım olan bir çocuk vardı. "Ben iş başvurusu için gelmiştim de" dediğimde genç adam arkasına dönüp bir sürü kağıt çıkartıp önüme koymuştu.
"Bunları doldurup getir istediğin zaman işe başlayabilirsin" dediğinde önüme koyduğu sayamayacağım kadar çok kağıtları alıp eve doğru gittim. Eve geldiğimde hızlıca işe koyulup doldurmaya çalışıyordum. En sonunda hepsi bittiğinde büyük bir sevinçle odama gidip kendimi uykuya bıraktım.
Sabah uyanır uyanmaz ilk işim kitapçıya gitmek olmuştu. Ben işe almışlardı şimdide kitapları raflara dizmekteydim. Orada çalışan başka bir kadın yanıma yaklaşıp "adın ne?" Diye sormuştu.
"Füsun" dedim.
"Güzel ismin varmış. Bende Aycan" elini bana doğru uzattığında bende ona karşılık vererek
"Tanıştığımıza memnun oldum" dedim nazikçe. Saatler geçmişti ve ben hala büyük bir gayretle çalışıyordum. Ne kadar zor olsa da başka bir iş bulamayacağımdan dolayı sesimi çıkarmıyordum. İşim bittiğinde gitmeden önce elimi,yüzümü yıkamak istemiştim. Lavabonun nerede olduğunu bilmediğimden dolayı üst katlara çıkmıştım. İleride bir kapı gördüğümde oraya doğru gidip kolu çevirdiğimde kapının kilitli olduğunu görmüştüm. Tekrar ve tekrar kapıyı açmayı denemiştim.
"Hey! Sen ne yapıyorsun?" Arkamdan gelen sesle irkilip kapının yanında uzaklaşmıştım.
"B-en lavaboya gidecektim de..." dediğimde genç adam sinirle
"Buraya girmek yasak!" Demişti. Merakla,
"Neden ki?" deyivermiştim.
"Yasak işte!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piksel Dünya
Teen FictionFüsun daha küçükken babası, annesini öldürüp ardından intihar etmiştir. Küçüklük yıllarını komşusunda geçirmiştir. Ama komşusu vefat edince tekrar yalnız kalan Füsun,işinden de kovulunca geçinmek için yeni bir iş bulmuştur. İş yerindeki gizemli bir...