Merhaba canlarım, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ben çok iyiyim çünkü ailemiz 70 bin oldu ve hatta geçiyor bile. Hepinize teşekkür ederim. Sizleri seviyorum.
Sınır: 500 vote ve fazlaca yorum
Ortamdaki hava o kadar gergindi ki, neredeyse elimle dokunup hissedecek kadar. Kanepede sessizce oturup birbirimize bakıyorduk. Ekin havayı yumuşatmak için
"Yemeğe mi geçsek artık!." Diyerek Ecrin'le birlikte mutfağa geçtiler ve bizi burada yalnız bıraktılar.
Ecrin'den devam:
"Keşke daha önce söyleseydin Yağmur'un geleceğini, o zaman Ateş'i çağırmazdım, kızcağızda rahat rahat otururdu içerde!." Ekin'e kızıyordum, iki misafirimiz, dostumuzda evimizdeydiler ama eğlenmiyorlardı.
"Bende böyle olmasını istemezdim, hem sende bir şey demedin!."deyip üste çıkmaya çalıştı.
"Ateş'in geleceğini ne zaman planlıyoruz ki; hem o benim en iyi arkadaşım, ciddi bir şey olmadığını kendi gözlerimle görmek istedim." İçten bir gülüş sunup
"Ah benim anlayışlı karıcığım"deyip bana sarıldığında gülüp bende sarıldım.
"Tamam bırak beni, eğer içeri girmezsek birbirlerini öldürebilirler" diyerek ondan ayrıldım ve ben salatayı, Ekin ise sürahiyi alarak içeri girdik.
Yağmur'dan devam:
Ecrin'le, Ekin mutfağa girdikten sonra başka şeylerle ilgilenmeye başladık. O duvardaki resmi incelermiş gibi yaparken, bende yerdeki halının desenine bakıyordum, kesin Ekin almıştı bunu çünkü çok zevksiz biriydi...
Daha fazla böyle durmanın mantıksız oluşunun farkına vardığımda ona dönüp yarın ki maça çıkabilecek mı diye sordum.
"Yarın maça çıkabilecek misin?"benim ona soru sormamı olağandışı gibi göstererek gözlerini şaşkınca bana çevirdi.
"Evet çı.." sözünü kestim, gözleri seğirirken
"Iyi, yoksa on kişi çıkacaktık maça."onunla futbolda bir olacaktım. Kişisel hayatımda onu görmezden gelebilirdim ve onun tepkileriyle eğlenebilirdim.
"Karşı takımı incelediniz mi?" Ona bakmayarak
"Evet, birkaç maçla..." sözümü kesip
"Iyi, maçta ne yapacağimızı biliyorsunuz o zaman!" Bana benim taktiğimle geliyordu. Sinirle ona dönerken dişlerimin arasından tıslayacaktım ama Ecrin'in sesi tartışmamızi önlemişti.
"Hadi sofraya gelin" korku dolu bir gülümsemeyle, ikimizde birbirimize öldürecekmiş gibi bakarken Ecrin'in gösterdiği yere oturduk. Ben sağa o ise sola oturmuştu, maalesef tam karşıma!.
Ecrin çorba kaselerini doldururken burada olması gereken ama hiç gözükmeyen kişiyi sordum.
"E, yeğenim nerede?" Ecrin elindeki kaseyi önüme koyarak
"Çınar şuan uyuyor, yemek bitmeye yakın uyanır."söylediği isimle şaşkınca Ekin'e baktım, babamın ismini mi vermişlerdi, küçük böceğime? Gülümseyerek
"Evet, babanın isimi koyduk. Hayatımızda öyle bir yeri vardı ki, o ismi yaşatmadan edemedik ve oğlumuza verdik!"çok duygulanmıştım. Küçük Çınar'ı görmek için sabırsızlanıyordum.
"Annemde ne ağzı sıkıymış, biliyor buraya geleceğimi ama söylemedi, bak şu valide sultana sen!" Ekin gülümsemeye devam ederek
"Biz istedik aslında, daha doğrusu ben, benim ağzımdan duy istedim." Kafa salladım. Boşuna kardeşim demiyordum. Ecrin herkesin çorbasını koyduğunda oturup başlamamızı istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
360 DERECE AŞK
Teen FictionKapak yapımı: soranoldumubeni Yağmur bir ailenin tek kızıdır. Babası dünyaca ünlü bir teknik direktör olan Yağmur, çocukluğunda futbolla baya ilgilenmiştir. Ama büyüyünce bir teknik direktör olacağını bilmiyordur. Yağmurun babası, kendi işini ve ünü...