3. BÖLÜM

67K 669 118
                                    


Oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar.





'Saraçhan Holding'

Kafamı kaldırıp şirketin büyük yazılarla yazılmış tabelasına bakarken huzursuz bir nefes aldım. Az önce yaşananlar canımı sıkıyordu.

Son kez üstümü düzeltip binadan içeriye girdim. Kapının önündeki güvenlik, ben içeri girene kadar bana bakmış ve memnun bakışlar ile süzmüştü. Büyük bir ihtimalle yüzünde bir abazanın gözlerindeki ifade vadı. Bildiğiniz beni ahlaksızca süzmüştü. Gömleğimi parçalayacakmış gibi duran dolgun göğüslerim, dik yürüyüşüm nedeni ile normalinden daha büyük görünen büyük kalçalarım, ve dizimin iki karış üstünde olan eteğimin kapatamadığı sütun gibi bacaklarım büyük bir görsel şölen sunuyordu.

Onun beni yiyecekmiş gibi olan bakışlarına karşı arkamı dönüp ona avazım çıktığı kadar bağırmam gerekiyordu. Ona 'Bu ülkede giyinme özgürlüğü var!' demem gerekiyordu. Onu sapıklıkla itham etmeliydim. Ama tabiki de yapmadım. Aksine sırtımı daha da dikleştirip  kalçalarımın daha da büyük görünmesini sağladım.  Tam yanına geldiğimde yavaşlayıp kırmızı ruj ile bezenmiş alt dudağımı yaladım.

Durup ona baktığımda nutku tutulmuş bir şekilde bana baktığını gördüm.

Evet, ben güzeldim. Bunu asla inkar etmiyordum. İnkar edersem sanırım çarpılırdım. Çevremdeki insanlar beni her zaman güzel bulurdu. Tabi ben de aynadaki yansımamı güzel bulurdum.

Çünkü öyleydim!

Ama böyle davranması da ne bileyim? Abaza mısın oğlum dememek için kendimi zor tutuyordum.

Dudaklarımı yaladıktan sonra yüzüme minik bir sürtük gülümsemesi ekledikten sonra konuşmaya başladım.

"İş görüşmesi için gelmiştim."

Genç adam bir müddet daha beni süzdü. Yüzündeki ifade hala aynıyı. ve dediklerimi duymamış gibi beni süzmeye devam ediyordu. Bir an için göz devirmek istedim.

"İş görüşmesi için gelmiştim!" Sesimi yükselterek aynı cümleyi tekrarladığımda adam kendine gelmiş gibi yüzüme baktı.

Sonunda!

"Pardon dalmışım..."

"Evet, bacaklarıma dalmıştınız sanırım..." Mırıldanarak konuşmam üzerine görevli adam duymadığını belli eden bir ses çıkardı. Cevap vermeyeceğimi anladığında tekrar konuştu.

"Affedin, sizin gibi güzel bir bayan her zaman dikkat çekici olmuştur."

Uçkuruna düşkün piç kurusu!

Bakışlarım anında ciddileşirken topuklularımın ses çıkarmasına özen göstererek ona doğru bir kaç adım attım. Nefesimi hissedeceğini düşündüğüm bir yakınlıkta durdum. Boyu benden kısa olduğu için hafifçe eğilmiştim. bu boy ve ayağımdaki topuklular ile benden uzun olacak çok az Türk erkeği tanıyordum. 178 boyunda olup 10 cm topuklu giyerseniz durumumu anlardınız.

Adamın üstüne iyice eğildiğimde şaşırdığını fark ettim. Bakışlarımın ciddiyetini arttırıp nefesimin yüzüne değmesine dikkat ederek konuştum.

"Kadın!" duraksadım. "Kadın diyeceksin!" sert ses tonum ile konuştuğumda güvenlikçi adamın daha da şaşırdığını fark ettim. Bir an ne yaptığımı fark ederek geri çekildim.

Ne yapsaydım ama? Gelemiyorum böyle mallıklara.

Derin bir nefes alıp hafifçe öksürdüm ve "Dediğim gibi iş görüşmesi için geldim. Görüşme hangi katta?" dedim. Güvenlik adam bir kaç saniye içinde kendini toparlayıp normal bir yüz ifadesine takındı.

"Şirketin sosyal yardım departmanında çalışan görüşmeleri var bir de sosyal ilişkiler alanında. siz hangisi için gelmiştiniz?"

Yüzümdeki ciddiyeti koruyarak konuştum. "İkisi için de değil. Ben asistanlık için gelmiştim."

"Ah! Evet , Berk Bey ve Aden Bey asistan arıyordu. Bugün görüşme olduğunu bilmiyordum. Hangisi için asistan adayısınız?" Kaşlarımı çattım. Ben ikisi için de gelmemiştim ki.

"Hayır, ikisi de değil. Kayra Saraçhan için asistan adayıyım."

Adam ağzımdan çıkan ismi duyduğunda kızarıp bozardı. Şoka girmiş gibiydi. Hemen kendine çeki düzen verdi.

"Tabi. 25. katta Kayra beyin odası var. Hande hanım onun yardımcısı. Hemen kapısının önünde masası var. Zaten onun ile iletişime geçerseniz size bilgi verecektir."

Adamın bi anda bu kadar ciddileşmesi ile kaşlarımı çattım. Neden böyle davranıyordu ki? Uzatmamaya karar vererek gülümsedim.

"Peki, teşekkürler."

Tam arkamı dönmüş gidecekken aklıma gelen ile arkamı döndüm. Adam hala bana bakıyordu. Ona doğru bir kaç adım atıp iyice dibine sokuldum. Yüzüne doğru eğilerek gülümsedim.

"Benim için şans dile. İşi almam senin de işine yarayabiilir." Yüzüme ahlaksız bir gülümseme ekleyip geri çekildim. Göz ucu ile bedenini ah daha doğrusu bel altını süzdüm. Sonra adama bakıp göz kırptım. Onu orada bırakıp ilerlemeye başladığımda şaşkınca arkamdan baktığını hissedebiliyordum. Bunu tescillemek istercesine arkama dönüp baktığımda beklediğim gibi bir yüz ifadesi ile bana baktığını farketti. Ahlaksız gülümsemem yüzümde daha da büyürken elimi eteğimin uçlarına götürdüm. düzeltiyor gibi yaparak dar eteğimin daha da yukarı sıyrılmasını sağladım.

Tekrardan adama baktığımda adamın sıyırdığım eteğimden gözüken bacaklarıma baktığını fark ettim. Etraftan insanlar geçiyordu. Ama umursamıyordum. Zaten onlarında beni umursadığı yoktu. Hepsi işi başından aşkın gibi duruyordu. Benimle ilgilenecek hatta beni görecek vakitleri bile yok gibi görünüyordu. 

Eteğimi düzeltmeden binanın içinde asansörlerin olduğu kısma doğru ilerlemeye başladım. Asansörün yanına geldiğimde benim gibi asansör bekleyen bir kaç kişinin daha olduğunu gördüm. İki kız vardı. Bir de erkek... Şu an bu çocuğa da yavşayabilirdim ama tipim değildi. Onu tekrar süzdüğümde kesinlikle benim tipim olmdığına karar vermiştim.

Tipin olsa yavşayacan yani töbestafurullah 

İç sesime göz devirdim. Yavşamak yasak yazmıyor sonuçta kimsenin alnında. Tekrardan önümdeki üçlüye döndüğümde üçünün de gözlük taktığını fark ettim. Gayet resmi giyinmişlerdi. Yüzlerindeki ciddi ifade bir an bile kaybolmazken tek bir kelime bile konuşmadılar, sessizce bekliyorlardı. Benden tarafta duran kızın elinde mavi bir dosya vardı.

Asansörün gelme sesini duyunca onları süzmeyi bırakıp içeri girdim. Onlar da benimle birlikte içeri girmişlerdi. Hepsi ayrı ayrı katlara basarken ben de gerginlikle 25. kata bastım. Asansörde arka tarafa giderken şaşkınlıkla önümdeki kızları süzüyordum. Bir gariplik vardı. Normalde filimlerdekii şirketlerde bir sürü sürtük kız olurdu. Kırmızı rujlar, abartılı makyajlar, dar ve seksi gömlekler, yüksek topuklular...

Yoktu!

Önümdeki iki kızda da bu özelliklerden hiç biri yoktu.

Aksine ikisi de bol birer pantolon giymişlerdi. Birinin üstünde sade ama resmi olan bir t-shirt varken diğerinin üstünde ise bol bir gömlek vardı. Ve ikisi de gerçekten vasattı. Kesinlikle seksi değillerdi.

Hepsi katı gelince yavaş yavaş inerken ben ise hala bekliyorum. Asansördeki son kız da 22. katta indiğinde asansörde tek başıma kalmıştım.

23. 24. ve 25. kata geldiğimde asansör 'kilik' sesi ile açılırken derin bir nefes aldım.

Acaba beni neler bekliyordu?








SEKRETER +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin