GLOOM

1.Bölüm

Herşey çok soğuk.Kurduğum hayal dışında..
Gözleri yeni bir sabaha yine yaşlı açılıyordu.Yatakta yavaşça doğruldu biri gelmeden önce hemen gitmeliydi.
Vücudundaki acıyı pas geçip hızla ayağa kalktı.Dışarıdan kendine yaklaşan ayak seslerini duyuyordu.
Bu onu daha çok korkutmuştu yerdeki kıyafetlerini hızla alıp giyinmeye başladı.Pantolonunu bacaklarından geçirdi.
Kafasını kaldırdığında karanlıkta bir siluet gördü.Geri çekildi ve bakışlarına yere sabitledi.
Adam gittikçe yaklaşıyordu o kendine doğru bir adım attığında kendi geriye bir adım atıyordu.
En son duvara çarptı ve durdu yere bakmaya devam ediyordu kalbi deli gibi hızlı atıyordu.
Adam bir kolunu kaldırdı ve onun omzunun hizasına koydu diğer eliyle onun çenesini kavrayıp kafasını kaldırdı.
Onun yüzüne bakmamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu.Adam yaklaşıp kulağına fısıldadı.''Dün gece eğlenceliydi huh?''.
Hiçbir şey söylemedi.Çenesindeki el boynuna indi.Adam onun boynunu sıkıp nefes almasını zorlaştırıyordu.
''Yoksa öyle değil miydi??''diğer eliyle kalçasını avuçlayıp sıktı.''Ahh..Hayır öyleydi''adam gülümsedi ve geri çekildi.
''Şimdi hazırlan ve git buradan!''Adam odadan çıkıp uzaklaştı.Yutkunup yerden tişörtünü aldı üzerine geçirip odadan çıktı.
Koridor boyunca koşup merdivenleri ikişer ikişer indi.Ayakkabılarını ayağına geçirip koşarak dışarı çıktı.
Evden uzaklaştığından emin olduğunda durup nefeslendi.Bir duvarın önüne çömelip bacaklarını kendine çekti.Başını dizlerinin üzerine kapatıp gözlerini yumdu.Yağmur sesinden başka hiç birşey duymuyordu.Omzunda bir el hissetti.Gözlerini açıp kafasını yavaşca kaldırıp karşısındaki yabancıya baktı."Siz iyi misiniz?"Adam eğilmiş onun yüzüne bakıyordu.Tabi ki iyi değildi gece bir piç tarafından sırf para için becerilmisti.Ama bunu söylemlemeyecekti çünkü bu onu ilgilendirmezdi.Yavaşca kafa salladı."Pek iyi gibi durmuyorsun.Şu yüzüne baksana"Adam elini kaldırıp onun alnına koydu."Ah tanrım sen yanıyorsun"Birşeyler yapmak istedi.Oradan kalkıp gitmek istiyordu."Ben iyiyim"Adam onun yüzüne daha dikkatli bakıyordu.Adam ayağa kalkıp elini ona uzattı.Adamın elini kavrayıp ayağa kalktı."Galiba gidecek bir yerin yok hadi bana gidelim."
"Buna gerek yok."
"Saçmalama yağmur yağıyor ve bu şekilde daha fazla dışarıda kalmaman gerek"
Haklıydı.Daha fazla birşey demedi bakışlarını yere odakladı.Adam onun bileğini kavrayıp cekistirmeye başladı.Sokağı dönüp diğer sokağa girdi yol boyunca yürüyüp sokağın sonundaki evin önünde durdu.Cebinden çıkarttığı anahtarlarla kapıyı açtı ilk onu eve sokup arkasından kendi girdi.Kafasını yavaşca kaldırıp eve göz attı.Yanındaki adam ayakkabısını çıkarıp iceriye girdi."Gel hadi"Eğilip ıslanmış kumaş ayakkabılarının bağcığını yavaşça çözdü iceriye girip önünde dikilen adama baktı."Banyo yukarıda ilk odadın karşısında sen gidip temizlen bende senin için kıyafet ayarlayacağım"Konuşmadan yukarıya çıktı.Banyoyu bulup iceriye girdi.Kuveti suyla doldurup üzerindekilerini yavaşça çıkarmaya başladı.Dün geceden kalmış morluklarda parmağını gezdirdi.Gözlerinden yaşlar tek tek düşüp yanağını ıslatıyordu.Küvete girip gözlerini yumdu.Bu huzurlu hissettiriyordu.Elinin tersiyle göz yaşlarını sildi.Uzun süre sadece orada oturdu.Sonra aşağıya inmesi gerektiğini düşünüp yıkanmaya basladı.Durulanıp küvetten çıktı askıda bulduğu havluyu alıp vücuduna sardı.Kapı çalındı."Evet?"
"Temiz kıyafetlero getirdim."kapıyı yavaşça açıp kolunu dışarıya uzattı.Adam kıyafeteri eline verip merdivenlerden aşağıya indi.Kapıyı kapatıp elindeki kıyafetleri çamaşır makinesinin üzerine bıraktı.Havluyla vücudunu kurulayıp kıyafetleri eline aldı.Kendi için çok büyüklerdi.Yine de giymesi gerekti.Kendi için çok büyük olan baksırı alıp bacaklarından geçirdi beline çekip üzerinden şortu giydi düşmemesi için belini katlayıp tişörtü de giydi.Saçlarını havluyla kurulayıp banyodan çıktı.Merdivenleri sayarak aşağıya indi.Adam koltukta oturmuş televizyonda birşeyler izliyordu."Gelsene"Adam gülümseyip ona döndü.Yavaş adımlarla ona yaklaşıp koltuğa oturdu."Ah biz tanışmamıştık öyle değil mi?"gülerek ona bakıyordu.Elini ona uzattı."Ben Kris"yavaşça onun elini kavrayıp sıktı."Bende Tao"