Yaylaya çıktığımda nenem her zamanki gibi davulcuları hazırlatmıştı. Ben arabadan indim ve nenemin elini öptüm. "Hayde horona"dedi neşeli bir şekilde. Bu arada nenemin yanında çalışanlar ve bugünkü maç yapacağımız kişilerle serçe parmaklarımızı birleştirmiş bir şekilde kendimi horon teperken buldum.Horon teperken nenem sürekli "Ha uşağum ha!"diyordu.
Horon bittiğinde herkes bitmişti. Ben hariç herkes olduğu yere oturmuştu. Maç yapacağımız kişilere yani Furkan,Mehmet,Murat,Batu ve Erdem'e döndüm. "Haydi maç yapalım." dedim. Furkan nefes nefese "Benim sarjım %0 oldu."dedi. "Biz çok yorulduk...ama sen...maşAllah...enerji içeceği içmiş gibisin."dedi Mehmet.
"Kizum senda hiç mu yorilma diya bir şey yoktir."diye söylendi nenem. Kaşlarımı çattım "Benu horona sokan sizdunuz. Horon bittu yorildinuz sarmaya da benu buldinuz. Benum suçim yoktir.!" dedim şiveli bir şekilde gülerek. Zeki dayı ,nenemin çalışanı, karısı Nuran ve kızı Fatma'ya dönerek "Hayde mandiraya gidelum."dedi. "Zeki dayı Fatma bana lazım.!" dedim. "Ama bir süri iş vardur kizum." dedi Zeki dayı. "Zeki dayı o iş bende. Yorulma sen. Beraber yaparız işleri."dedim. "O vakut tamamdur." dedi Zeki dayı ve tembel tembel kalktığı yere tekrar geri oturdu. Bizimkilere dönerek "Hayde uşaklar maça gidirık.!" dedim. Osman dayı "Orada güzel karilar var midur!?" diye sırıtarak sorunca, nenem davulcunun tokmağını alıp Osman dayıya fırlattı ve "Kudurdin mi Osman!?" diye sinirli bir şekilde bağırdı. Osman dayıda cevap olarak "Ne var ablacuğum? Buradaki karilar kartakti hep."dedi. "Ula Osman! Ula Osman!" dedi nenem ve elindeki bastonu sallayarak "Gözuni oyacağum senun."dedi. Bu ikilinin atışması beni benden alıyo ya. "Ben bi 5 dakkaya hazırlanıp geliyorum."diyerek oradan ayrıldım ve odamın yolunu tuttum.Odama girdiğimde her zamanki gibi karşımdaki manzarayla huzur buldum. Yemyeşil ağaçlar, baharın gelişine sevinip süzülen bulutlar...
Muhteşem ve harikuladeydi. Kendimi yatağa bıraktığımda cam tavana baktım tekrardan.
Sanki annemle babam el sallıyorlardı bana. O muhteşem gülümsemeleriyle. Çok özledim sizi. Bu yatağa onlarla birlikte yatardık. Bana hep başkaları çirkin derken annemle babam "Onlar bilmiyorlar ama sen çok güzel bir kızsın"derlerdi bana. Yanağımda bir ıslaklık hissettim. Off yine ağlıyordum. Kendime gelmem lazım. Yataktan kalktım ve giyinme odasına geçtim. Annemle babamın kıyafetleri her zamanki yerindeydi. Babamın ceketini aldım ve annemin yeleğini de alıp kokladım. Kokuları onların hala burada olduğunu hissettiriyorlardı bana. Onların vefatından tam 10 yıl geçti. Onlarsız TAM 10 YIL. Onlarsız.
Keşke yeşil gözlüye aşkımı itiraf etmek yerine annemlerle gitseydim. KATİLDE OLMAZDIM AFFEDİN BENİ... Hiç ayrılmazdık birbirimizden. Allah kahretsin.NEFRET EDİYORUM AŞKTAN!! Hiç kimseyi sevmicem!!
Tekrardan kokladım annemle babamın kıyafetlerini. Güç alıyorum onlardan. Babam dünya güzeli kızım derdi bana. Bana yine öyle desin, yine öyle çağırsın istiyorum bana. Ama yok. Bir daha öyle çağıramaz bana.
Söz vermiştim ben babama. "Çok güzel gülüyorsun kızım sen."derdi. "Gerçekten mi?"diye sorardım. "Evet. Bana söz ver."demişti kazadan bir gün önce. Bir şeyler olacağını hissetmişti. "Söz babacım söz. Ne istersen söz.!"demiştim hiç düşünmeden. "Yüzün hep gülsün. Ben seni hep gülerek görmek istiyorum."demişti. "Söz babacığım söz. Siz nerde olursanız olun ben hep güleceğim."demiştim.Verdiğim sözü hatırlayarak kıyafetleri yerine yerleştirdim ve ellerimle gözyaşlarımı sildim. Sanki karşımda babam vardı ve bana gülümsüyordu. Bende babama karşı daha çok gülümsemeye başladım ve gülümsemelerim kahkahaya dönüştü. Annem elini kalbimin üzerine koyup "Biz hep buradayız."derdi. Elimi kalbimin üzerine koydum ve "Siz hep buradasınız."diye kendi kendime mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINA
Aksi"Seni seviyorum" dedi genç adam. "Neden?" dedi genç kız "Neden seviyorsun?" "Masumsun" dedi genç adam. "YILLAR ÖNCE KAYBETTİM BEN MASUMİYETİMİ BEN MASUM FALAN DEĞİLİM" dedi genç kız