O-o neden bana bu şekilde bakıyor?..'
Kris koltukta arkasında yaslanmış onun yüzünü izliyordu.Bundan rahatsız olduğu için kafasını yer eğip yüzünü gizlemeye çalıştı.Kris koltukta kayarak yanına oturdu bacağı bacağına deyiyordu.Bir elini kaldırdı onun yanağına koyup kendine bakmasını sağladı.Onun yüzüne bakmak istemiyordu omzunun üzerinden karşıdaki duvara baktı. Kris gittikçe yaklaşıyordu en son burnu burnuna deyince durup onun gözlerine baktı.Eğilip dudaklarını onun dudaklarına bastırdı.Tao gözlerini kocaman açıp onun gözlerine baktı.Bakışlar...onlar herşeyi anlatırlardı.Sevdiklerini,hoşlandıklarını,nefret ettiklerini,kıskandıklarını.B-bu neydi?Sevgi mi?Kris onun dudaklarına yumuşak bir öpücük bırakıp geri çekildi.''Galiba seni seviyorum Tao''Tao şokla gözlerini büyütüp ona baktı.''G-galiba?''kafa sallayıp arkasına yaslandı.''Daha önce kimseyi sevmedim..aslında bu duygunun ne olduğunu da bilmiyorum ama sevgi diyeceğim.evet..''kafasını kaldırıp ona baktı.''Sevgi nedir Tao?''''S-sevgi onun yanındayken huzurlu hissetmektir,hiç olmadığın kadar mutlu olmaktır,kendinden önce onu düşünmektir.Elini bile tuttuğunda bile kalbinin deli gibi atmasıdır''Uzanıp onun elini tuttu.Diğer elini kaldırıp onun kalbinin olduğu yere koydu.''B-bu hızlı''Kris gülümsedi.Onu kendine çekip sarıldı.''Seni seviyorum Tao''İlk defa biri deliğini değilde onu sevmişti.Kafasını göğsüne sokup sessizce ağlamaya başladı.Acı çektiği için değil mutlu olduğu için ağlıyordu.''Benimle kal Tao sana zarar vermelerine izin vermem''Tao yavaşça kafa salladı.''Söz mü''kafasını kaldırdı ona bakıp kıkırdadı.''söz''
-4 GÜN SONRA-
Kris bugün ona bir parti vereceğini söylemişti.Bunun için erken uyanıp evi temizlemeye başladı.Elektirikli süpürgeyi bulup kapıyı çalmadan Kris'in odasına daldıKris eğilmiş dolaptan kendi için kıyafet arıyordu ama yarı soyunuktu.Aslında cidden soyunuktu baksırını da çıkarsa çırılçıplak kalacaktı.Tao utanıp kafasını yere eğdi."O-odayı temizlemeye gelmiştim"Kris güldü ona doğru dönüp dolaba yaslandı."Tabi"Tao elindeki süpürgeyi prize takıp düğmesine bastı.Yerlerini yavaşca süpürmeye başladı.Ama kafasını kaldırıp bir kez bile Krise bakmadi.Kris birşeyler söylüyordu ama gürültüden anlaşılmıyordu.Süpürgeyi kapatıp Kris'e döndü."Birşey mi dedin?"Kris gülüp kafa salladı.
"Ahh evet seni seviyorum bebeğim"Tao kızarıp kafasını yere eğdi süpürgenin düğmesine basıp yine çalıştırdı.Şu an yanaklarının yandığını hissedebiliyordu.Tüm odayı temizlediğinde Kriste giyinmişti."Sen giyinmeyecek misin?"Tao süpürgeyi duvara dayayıp onu süzdü."Kıyafetim yok ki"
"Benimkilerden giy"
"Ama onlar çok büyük"Kris dolabı açıp bir kaç parça kıyafet çıkardı."En küçükleri bunlar"Tao ona yaklaşıp elindeki kıyafetleri aldı."Tamam deneyecegim"Kıyafetleri yatağa bırakıp süpürgeyi eline aldı. Kris ona yaklaşıp süpürgeyi elinden aldı."Boşver işi gidip üzerini giyin"
"Ohh peki"Tao yatağın üzerine bıraktığı kıyafetleri alıp odasına gitti iceriye girip kapıyı kapattı.Üzerindekilerini çıkarıp kirli sepetine attı.Temiz kıyafetleri üzerine giyip aynada kendine baktı.Burukça gülümseyip Kris'in yanına gitti.kıyafetler yine onun icin 2 numara büyüktü.Kris gülüp ona baktı."Cidden küçüksün huh?"
"Hayır"kaşlarını çattı."Sorun sende çok büyüksün"
Kris eğilip paçalarını içine doğru katladi."Tamam sorun bende"Kris gülüp ayağa kalktı."Yarın sana birşeyler almaya gidelim"Tao kafa salladı.Krisin saçları biraz düzensiz gibiydi arkadan iki tutam saçı önüne düşmüş gözünü kapatıyordu.Kafasını kaldırıp ona baktı uzanıp önüne düşen saçlarını arkaya yerleştirdi.Kapı çaldı Kris onun elini kavrayıp aşağıya indirdi kapıyı açıp gelen misafirlere selamladı.Yavaşça içerisi dolarken Tao ikisinin birleşen ellerini izliyordu.Parmaklarını birbirine kenetleyip kıkırdadı.Kris ellerine bakıp gülümsedi.Onun elini öpüp onu biraz arkasına çekti.Tüm misafirler geldiğinde Kris kapıyı kapatıp iceriye girdi.Herkes eğlenmeye başlamıştı bile Tao Kris'in arkasından hiçbir yere ayrılmıyordu.Içerdekiler onu korkutmuştu.Hepsi ilk defa gördüğü insanlardı ve hiç biriyle konuşma cesareti yoktu.Kris onun kulağına eğildi."Birşeyler içmek ister misin"
"Olur"Kris iki bardak alıp birine meyve suyu diğerine bira doldurdu.Meyve suyu olan bardağı ona uzatıp elindeki bardağı yudumladı.Tao meyve suyunu içip etrafı izliyordu.Bir kız masanın üzerine çıkmış dans ediyordu.Bir grupta yere oturmuş oyun oynuyorlardı.Bir diğer grup ise ortalarında oturan adamın anlattıkarını dineyip gülüyorlardı.Tao meyve suyunu bitirip bardağı masaya bıraktı.Kris elindeki bardağı bitirmiş yenisini dolduruyordu.Elindeki bardağı kafasına dikti 1 2 saniye geçtikten sonra yüzünü buruşturup bardağı masaya bıraktı.Tao onun haline gülüp önündeki bardağı kendine doğru çekti."Daha fazla içme"Kris onun saçlarını karıştırıp güldü."Peki prenses"
"Yah!sensin prenses!"Tao yumruğunu kaldırıp onun omzuna vurdu."Ahh!acıdı"Kris kolunu tutup bakışlarını ona çevirdi.Tao kıkırdıyordu.Kris omzundaki elini indirip ona sinsice yaklaştı.Tao geri geri giderken korkulu gözlerle ona bakıyordu.Kafasını çevirip merdivenlere baktı.Hızla koşmaya başlayıp merdivenlerden hızlıca cıktı.Kriste arkasından kosuyordu.Krisin odasının kapısı açıktı kendini odaya atıp kapıyı kapadı.Arkasında durup kapı açılmasın diye destek veriyordu.Ama Krisin bunu açması çok kolaydı ilk itişinde kapı açıldı ve iceriye girdi.Tao kapıdan hızlıca uzaklaşıp ona baktı.Kris ona yavaş yavaş yaklaşıyordu.Tao arka arka gidip ona bakıyordu.Yatağa takılıp üzerine düştü.Kris onun uzerine çıkıp karnını gıdıklamaya başladı.Tao kahkaha atıp elleriyle onu engellemeye çalışıyordu"Ödeşme zamanı ufaklık"Tao daha sesli kahkaha atıyordu.Kris durup onun yüzüne yaklaştı gözlerine bakıp yanağını okşadı."Cok güzel guluyorsun."Tao yine kızarmıştı ondan başka her yere bakıyordu.Kris onun dudağını masum bir öpücük bırakıp ayağa kalktı.Tao hala öpücüğün şokuyla yatakta yatıp tavana bakıyordu.Kris gülüp ona elini uzattı.Onun elini kavrayıp yataktan kalktı.Gülümseyip Krise baktı."umm ben tuvalete gideceğim."
"Peki aşağıda bekliyorum"Tao kafa sallayıp tuvalete girdi.Kris aşağıya inip arkadaşlarıyla konuşmaya başladı.20 dakika olmuştu ama hâlâ Tao aşağıya inmemişti.Hızlıca yukarıya çıkıp tuvaletin kapısıni açtı.Içerisi boştu.Arkasını dönüp aşağıya baktı.Siyah mont giymiş adam Tao'nun kolunu tutmuş kapıya doğru sürükluyordu.Kalbine lanet bir acı saplanmıştı."TAO!!"kosarak aşağıya inip dışarıya çıktı.Gözü deli gibi etrafta Tao'yu arıyordu.Tek gördüğü uzaklaşan arabanın ışıklarıydı.Tao arkadan ona bakıp tırnaklarını cama sürüyordu aynı zamanda hıçkırarak ağlıyordu.Krisin gözlerinden yaş akarken araba sokağı döndü ve gözden kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GLOOM
RomanceKaranlık... Bana karanlığı anlatabilir misin..? Oradayken oluşan o lanet duyguyu.. Herkesin bir kurtarıcısı vardır huh? Bende onu bekliyorum... Beni kurtarmaya gelecek.. Sadece biraz çabuk olsun..