11 İQ ; AYIN ALTINDAKİ ŞEYTAN 🍸

352 31 26
                                    


Evet az biraz romantiklik hm?☺

Medyadaki fotoğraf bu kitap için yapılmış adete, bu kitabı anlatıyor. Kitap için diyorum bölüm için değil,,,

Bölüm şarkısı; BTS - Yoru Eyes Tell|aşkım güzel bebeklerim, harikasınız mütişsiniz, bütün iltifatları hak ediyorsunuz siz, baş yapıtınız süslesin bölümümü 💕💜🎆|

11 İQ ; AYIN ALTINDAKİ ŞEYTAN 🍸

Başımı tutrak kalktım. Küçük bir odanın çok rahat (?) koltuğunda uyumuştum. Sahi noldu ki dün? Başımıdan gelen ağrılarla dişlerimi sıktım. Neden bu kadar kafam ağrıyordu ? Kafamı bir yeremi çarptım? Sahi doğru ya şu saçma oyundaki saçma küre kafama çarpmıştı. Kafamı iki yana salladım, hepsi bu kadardı dünden kalan anılar.

Ayağa kalktığımda her yerime ağrılar hücum etti. Dün ne olmuştu hala hatırlamıyordum ama Jungkook ve Taehyungla bilgisayar oyunu oymadığımı biliyordum. Ağrıların izin verdiği kadar kapıya doğru ilerledim ama duyduğum sesle durdum.

"Napıcaz onunla?" Dediğinde kaşlarımı çattım. Kimden bahsediyorlar? Yada neyden? "Bilmiyorum ..." bir başka ses geldiğinde hala kaşlarım çatıktı. Neyden bahsettiklerini hala anlamamıştım ama duyduğum o iki kelimeyle şaşkınlıkla gözlerim büyüdü.

"Onu öldürebiliriz." Benden mi bahsediyorlar yoksa? Korkuyla kapıdan iki adım geriledim. Tanrım ölücek miydim? Bir kurtuluş vardır diye odaya bakınırken duyduğum o tanıdık sesle yerimde put kesildim.

"Hayır onu bana bırakın. Ben icabına bakarım." Tanıdık sesle yerime çivilendim sanki. Yoongi bana bunu yapmaz değil mi? Sertçe yutkundum ve birkaç adım daha geriledim. O sırada ayak sesleri duydum. Kapı açıldı ve içeri Yoongi girdi. Çatık kaşları ve gerilen anlı çok ürkütücü görünüyordu.
Bileğinden tuttu ve beni odadan çıkardı.

"Ne-nereye gidiyoruz?" Diye sorduğumda Yoongi önce offladı sonra ise "Bir yere." Dedi. Şu an ölüme gidiyordum sanırım. Yutkundum. Ama bu sefer susmicaktım. Bileğimi ondan elinden hızla çıktım. Baş kaldırışımla vücudunu bana döndürdü ve sinirli gözleriyle karşı karşıya geldim.

"Yoongi nereye gidiyoruz?!" Diye sorumu tekrar sorduğumda birkaç adım öne attı. Artık tam dibimdeydi ve kırmızı gözleri beni korku kelimesinin içine itiyordu. Kırmızı gözlerini kıstı ve bir adım daha attı bana. Vücutlarımız artık birbirine değiyordu ve bu hiçte iyi değildi. Kolumdan bileklerime iniyordu ama gözleri birkaç saniye bile olsun benden ayrılmadı. Kollarından inerek bileklerimi yakaladı ve sıkıca tuttu. Yüzüme yaklaştı ve artık nefes alış verişlerini duyuyordum.

"Gidince görürsün." Dedi. Sonra ise beni beklemeden arkasını döndü ve ilerlemeye başlamdı. Arkasından gitmek istemiyordum. Bu tavırları hiç hoşuma gitmiyordu. Odun diyebilirdiniz ama o ağaçtı. Odunların anasıydı. Temiz hava vermek yerine insanları geriyor, sıkıyor ve ağlatıyordu. Yüzüne bakınca anlayabileceğiniz türdendi bu odun.

Ellerim göğsünde birleştirdim. Nereye gideceğimizi söyleyene kadar yerimde öylece duracaktım. Eğer konuşmada geçen bensem ölmek istemiyordum. Ama birşey oldu. Beyaz tenlinin iki parmağının arasından çıkan sesle bir anda vücudum benden izinsiz ilerlemeye başladı. Gözlerim şaşkınlık ve korku ile açıldı. Benden izinsiz ilerleyen bacaklarıma sonra ise önden ilerleyen Yoongi'ye baktım. Bir güç tarafından istemeden ilerliyordum. Bu şey neyse onun ellerinin altından çıkıyordu emindim.

'BludVergebung' /SOPE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin