·merak ve sonuç·

963 79 51
                                    

Draco tamamını çalışma odasında geçirdiği bir günün akşamında biraz araştırma yapmak için babasının kitaplığını karıştırmaya karar verdi. Astoria'nın bahsettiği hastalığın ne olduğunu bulmak ve onun ailesiyle ilgili bilgi sahibi olmak için en iyi yol ya Bakanlığın arşiviydi ya da babasının kitapları. Bunun için Draco safkan aileleri anlatan ne kadar kitap varsa topladı, kütüphanenin eşsiz işlemeleriyle göreni hayran bırakan halısının üzerinde rahat etmek için bağdaş kurmuş halde Greengrass ailesini aramaya başladı.

"Nesillerdir görülmeyen hastalık demek, ha? Bakalım bir şeyler bulabilecek miyim."

Kalınlığı bir karışı bulan bir kitapta şöyle diyordu: "Kutsal 28'in en eski ailelerinden olan Greengrass ailesinin soyu M.S. X. yüzyıla dayanır. Theophilus Greengrass, ailenin kayıtlara geçmiş en eski atasıdır."

Oldukça eski görünen yer yer parçalanmış bir kitapta ise ailenin Avery ve Black soylarıyla evlilikler aracılığı ile yakın akraba olduğu anlatılıyordu.

"Demek akrabayız," dedi Draco, hiç şaşırma belirtisi göstermeden. İncelediği diğer birkaç kitapta da soylarının Fransa'ya dayandığı, tarih, sanat ve astrolojiyle ilgilendikleri, birkaç ufak istisna dışında tüm soyun Slytherin binasından olduğu gibi bilgiler buldu.

"Adları o kadar az yerde geçiyor ki, politikayla hiç ilgilenmemiş olmalılar," dedi Draco, artık her kitapta Malfoy adını görmüş olmaktan bıkmış bir halde.

Sonunda 'Antik Tılsımlar ve Bozulmaz Lanetler' isimli bir kitapta 13. yüzyılda yaşamış bir Greengrass'ın gençliğinde bir düelloda vücuduna isabet eden lanetin izlerini ömrü boyunca taşıdığı ve aynı izlerin büyük torununda ortaya çıktığı bilgisine ulaştı. "Bu olmalı," diye düşündü kendi kendine. "Bu hastalıklar kaydediliyor. Astoria da Bakanlık arşivlerinde kayıtlı olmalı."

Günlerce mektuplaşmaların ardından ikili yeniden buluşmak için sözleşti. Draco içi kıpır kıpır, tüm boş vaktini konuşacak ilginç konular düşünmeye adadı ve kendi kendine kızı eğlendireceğine söz verdi.

O gün yine çalışma odasında bir yandan çalışıyor bir yandan Astoria'nın gelmesini bekliyordu. Şöminenin sıcağında uyku onu ele geçirmek üzereydi. Birden kapıya vurulunca irkildi. Ev cini herhalde, diye düşünürken "Gelin!" diye seslendi.

Astoria üzerinde adeta uçuşan elbisesiyle kendi etrafında bir balerin gibi dönerek içeriye süzüldü. "Ben geldim!" Draco sanki onu beklemiyormuş gibi şok içinde "Astoria!" diye haykırdı.

Astoria gülerek ona yaklaştı, masanın üzerinden uzanarak Draco'nun elindeki tüy kalemi kapıp, misafir sandalyesine oturdu. "Merhaba. Bana kapıyı annen açtı. Seni salona çağırmak istedi ama ben senin yanına gelmenin daha iyi olacağını düşündüm. Neler yapıyorsun bakalım?"

Draco'nun onu birden karşısında görünce dili tutulmuştu. Aslında söylemek istemediği sözler bir anda ağzından dökülüverdi. "Ben biraz araştırma yapıyordum, şey, bahsettiğin," ufak bir öksürük araya girdi, "hastalık hakkında."

"Ya," dedi Astoria dudaklarını büzerek. "Bir şey bulabildin mi bari?"

Aptal, dedi Draco içinden kendine. "Affedersin, sana sormanın kabalık olabileceğini düşündüm ve açıkçası yanlış bir şey söyleyip seni kırmak istemediğimden biraz kitap karıştırdım."

Astoria gülümsedi. "Bana sorabilirsin, sorun değil. Bunu aşalı çok oldu. Artık herkesle konuşmaya alıştım."

"Tamam," dedi Draco, eli ayağı birbirine dolaşmıştı. "Ben tarihi olarak bakıyordum, nasıl ortaya çıkmış, ilk kimde olmuş falan diye, yoksa öyle çok merak ettiğimden değil yani-"

emerald · drastoriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin