-Hatırlatma-
''Biliyormusun Kerem''diye başlıyorum cümleye.''İkimizin resimlerini çizerken genelde boyamıyorum, resimleri karakalemle tonlanmış bir şekilde bırakıyorum.Ne zaman senin simanı boyamaya çalışsam gözlerinin rengini bir türlü bulamıyorum.Açık yeşile boyasam olmuyor,koyu yeşile boyasam hiç olmuyor.İkisini karıştırdığım zaman hiç olmuyor.Bir türlü bulamıyorum gözlerinin rengini.Çıldırıyorum bilyomusun.O kadar güzel bir renk ki hiç bir şekilde o tonu keşfedemedim.''
Neden söylediğimi bilmiyorum durup dururken.Ama eminimki bu yeşillerde kaybolurken mantıklı konuşmak mümkün olamaz.
''Bende bazen sana bakıyorum ve şey diyorum.Gerçekmisin ? çünkü öyle bir şey ki bu özenle yaratılmış gibisin ,bakıyorum bir kusur arıyorum yok,bulamıyorum.Hadi benim gözlerim renkli olduğu için rağbet gördü hep.Peki senin gözlerin milyonlarca kişide bulunan oldukça sıradan bir renkken sende nasıl bu kadar muhteşem duruyor ben anlamıyorum.Gözleri renkli olupta gözlerine iltifat edilmesimi daha büyük başarı yoksa sıradan bir şeyi mükemmeleştirmekmi daha başarılı tartışılır bence''
''Sen benim hayatım boyunca gördüğüm en odun ve aynı zamanda en romantik adamsın''diyorum romantik atmosferi bozarak.Bu kadar romantizm bizi bozar!
''Sende benim hayatım boyunca gördüğüm en öküz kızsın.Binde bir yarattığım bu büyülü anı bozmayı nasılda becerdin bilemiyorum güzelim''diyor ukalaca.Öküzmüş kendisine baksın önce o ya....
Derin bir nefes aldıktan sonra cümlesine devam ediyor.
''Bende ilginçtir ki bu kız öküzüne aşık olmuşum''
-
Yorucu geçen bir günün ardından kendimizi nasıl eve attığımızı bilemiyoruz.Sevim Hanım ve Ahmet Bey'in evde olmamasını fırsat bilerek sarmaş dolaş oturuyoruz yatakta.
Tabi lise son sınıf olmanın vermiş olduğu sıkıntı bu anıda mahvediyor.Yarına gitmesi gereken kompozisyon ödevi aklıma gelince sıkıntıyla kafamı Keremin göğsüne bastırıyorum.
''Of...''
''Ne oldu Zeynep ?'' diyor Kerem usul usul saçlarımı okşarken.
''Hiç.Sadece yazmam gereken bir kompozisyon var ve yarına yetiştirmem lazım.Başka ne olsun ki''
''Ama sen benimle oturmayımı tercih ediyorsun ?''diyor ukalaca ellerini havaya kaldırıp.
''İyi giderim o zaman''diyorum alınmış bir şekilde yerimden kalkmaya çalışırken.
''Dur,dur!''diyor bir yandan kahkaha atıp,bir yandan beni tekrar oturturken.''Şaka yaptım.Ne kompozisyonuymuş bu ?
''Çevre ile ilgili.Sanki bizim yazmamızla bir şey olacak ya .Kağıt israfı işte''diyorum sıkıntıyla yanaklarımı şişirirken.
''Sende yazma o zaman.Öğretmen neden yazmadın diye sorarsa 'çevreyi korumaya önce kağıtları israf etmeden başlamak istedim' dersin''diyor koltukta dikleşirken.
Ha ha! Çok komiksin Kerem'cim.Yatıp kalkıp dua ediyorum bu kadar sivir zekalı bir beye sahip olduğum için.
''Gene komiksin Keremcim''diyorum bende sırtımı dikleştirerek.
''Tabisi de''diyor ukala bir şekilde gözlerini yumarken.
'''Ben kalkıp şu kompozisyonu yazayım en iyisi''diyorum bu sefer kalkmayı başararak
...
Oldukça gereksiz kompozisyon ödevimi bitirdikten sonra derin bir oh çekip uyuşan elimi ovalıyorum.Bu nedir arkadaş! Yaz yaz bitmiyor.
Sandaliyede oturmaktan uyuşan bedenimi zorlukla kaldırıp Kereme doğru istikamet ediyorum.Sonuçta bu kadar çalışmaya hakettim değilmi ?
Evet bencede...
''Kerem!'' diye bağırarak salona doğru koşuyorum.
''Zeynep ne oldu''diyor oturduğu kanepede sıçrayıp dehşet olmuş bir surat ifadesiyle bana dönerken.
Hahaha! Bende 'this is spartaaaaaa' ifadesiyle olaya dalınca birşey oldu sandı sevdiceğim herhal.
''Ödevimi bitirdim''diyorum otuz iki diş bir şekilde kanepeye adeta zıplayarak.
''Salak aklım alındı öyle bağırınca bir şey oldu sandım''diyor başını geriye atıp derin nefesler alarak.
Biraz fazla tepki gösterdim biliyorum ama o lanet ödev hiç bitmeyecek zannettim ne yapayım.O kadar sayfa yaz yaz yaz yaz yaz yani anlayacağınız üzere bitmiyor.
''Özür dilerim.Korkutmak istememiştim ama o kadar rahatladım ki anlatamam''diyorum koluna sarılıp.''Kızma''
''Hayır kızmadım ama korktum neden ansız ansız bağırıyorsun ki''diyor beni kucağına çekip.''Sana bişey oldu zannettim.''
''Özür dilerim''diyorum sarıldığım kolunu öperken.
''Tamam affettim''diyor kocaman gülümseyip beni daha sıkı sararken.''Neden bu kadar uzun sürdü seni özledim''
''Çünkü yaz yaz yaz yaz yaz yaz bitmeyen bir ödevdide ondan!''diyorum yüzümü buruşturarak.''Bende hemen yanına gelmek istedim ama dersten kalmak istemiyorum''
''Neyse ne''diyor Kerem boynuma sokularak.Öpmeye başladığında huylanıp gülmeye başlıyorum.Çok hoşuna gidiyorki dahada sık sık yapmaya başlıyor.
''Annenler ne zaman gelecekler?''diye soruyorum kafasını dağıtmak için.Ama hiç etki etmemiş olacakki işine devam ediyor.
''Ne bileyim ben''diyor sıkı sıkı sarılarak.''Mümkünse hiç gelmesinler''
'''Aa hiç öyle denirmi ne kadar ayıp''diyorum kahkahalarıma engel olamayıp.
''Emin ol onlar bizim her anımızı bölerlerse bu ayıp olur''
Merhaba arkadaşlar aksattığımı biliyorum.Bölümün berbat olduğunuda biliyorum.Size layık değil ama evdeki hesap çarşıya uymuyor işte.Ne kadar kötü yorum varsa hepsini hak ediyorum.Bu kadar kısa ve geç geldiği için özür dilerim.Bir kaç problemle baş etmeye çalışıyorum yetiştirmem gereken bir sürü ödev var.Biliyorum mazeret değil bunlar ama ... Neyse gende beğenmenizi umuyorum İyi okumalar