Kasvetti kirpiklerine damlayan. Siyahın bin bir tonunu giymişti bakışları. Nefret kokuyordu, intikam soluyordu. Derin yaraların taşlaştırdığı kalbini, kiniyle biliyordu. Parmakları kelepçe gibi kavradığı bileğimi yakmıştı. Öfke bile şık duruyordu bu adamın yüzünde."İntikam?"
Kaşlarımı kaldırıp soru sorar gibi söylemiştim bu kelimeyi.
"İntikam!"
Diye onayladı. Gözlerimi gözlerinden kaçırırken, bileklerimi güçlü parmaklarından kurtarmaya çalıştım. Ama iri ellerine karşı ufacık bileklerimin hiç şansı olmadığını biliyordum.
"Emma, o senin masumluğunu çaldı."
dedi bileğimi daha da sıkarken. Göz pınarlarım kurumuştu. Ağlamayı bile beceremiyordum.
"İntikam, neyi değiştirebilir ki? "
"Bir haltı değiştirmeyecek."
Verdiği cevap dürüstçeydi. İntikamın bu yaşanılanları değiştirmeyeceğini, bir daha asla eskisi kadar masum olamayacağımı biliyordum.
Elimi tekrar kurtarmaya çalıştığımda, daha sert bir şekilde kavradı ve elimle birlikte beni de kendine çekti.
Burunlarımız çok yakındı. Onu yakından görüyordum. James'e benziyordu. Yüzündeki her bir noktayı beynime mıhlarcasına ona bakıyordum. Bir kitap okuyor gibi, bir eskiz inceliyormuş gibi.
Yakışıklıydı, güçlüydü...
İçimdeki sürtük etkilenmişti belki.
Dudaklarından çıkıp dudaklarıma çarpan nefesi, tüm tüylerimin havalanmasına sebep olmuştu.
Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığında şaşkınca ona bakıyordum. Milimler kaldığında kafamı geri çektim ve ona ne yapmaya çalıştığını sorar gibi baktım.
Başını başıma tekrar yaklaştırdı ve dudaklarıma eğildi. Gözlerimi yumdum. Bunu istemiyordum. Birilerinin benden fiziksel olarak faydalanmasını...
Kalbimi bir adama tamamen adayabilirdim ama o adam gelip buluncaya kadar fiziksel olarak kimsenin ihtiyaçlarını karşılamayacaktım.
Dudakları dudaklarımın kenarına değdiğinde hareketsiz kaldım, o da öpmemiş sadece tenlerimizin değmesini sağlamıştı.
Derin bir nefes aldı. Dudaklarını hafif uzaklaştırdı ama burunlarımız birbirine hâlâ değiyordu.
"Dudakların kan kokuyor Emma. Geçen gece ne yaşadığını hatırlıyor musun? Açlık, arzu... Seni vahşi bir yaratığa dönüştüren bu adamdan intikam almak istemiyor musun yani?"
İstiyordum. İçimdeki bu boktan arzu beni ele geçiriyordu.
"Bi-billmiyorum, ben... "
Ellerimi bıraktığında bir iki adım geriledim. Kaşları kalkık bir şekilde bana bakıyordu.
"Tabi ki istiyorsun. "
"Böyle bir şeyi yapıp yapmayacağıma sen karar vermeyeceksin. "
Dedim sinirimden gülerken.
" Sen karar vereceksin. İzin ver, yaptıklarının hesabını versin. "
" Sana ne? Benim intikamımdan sana ne Drew? Söylesene, bunu bencilce istiyorsun. Senin intikam isteğinin sebebi ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MELEĞİ
Vampire"Kanını istiyorum..." "Beni kışkırtıyorsun..." "Benim için senden daha zor ahmak!" "Hımm çok güzel kokuyorsun...!" "Bir vampir bir kandan ancak bir nedenle vazgeçer prenses... " "Sana yaptığım haksızlıktı. Özür dilerim küçük cadı. Beni affet..." "Ba...