.Yeni Yıl Özel.
[Ertesi akşam] [ 20.00]
" O partıye gitmek istiyorum, anne!" diye bağırdım odama çıkarken. " Yeni yıla PTT yaparak girmeyeceğim."
"Sus artık, İzel."
Lanet olsun. Bir kere de benım tarafımdan düşün be kadın. Dişlerimi kıracağım! Telefonum çalıyordu. Elime alıp kimin aradığına baktım. Beril'di.
- Partisine geliyorsun değil mi?
+ Artık pjamamı giydim. dediğimde buna karşı geldi.
- Hayır geliyorsun, bu bir emir.
+ Beril yatıyorum, gelemem. Kiminle gidiyorsun?
- Bizimkilerle işte ege, sude ben hem yağız da geliyor. Seni orada görmek isteyeceğinden eminim.
Haklıydı. O partiye gitmeliydim.
+ 1 dakika bekle. Berili beklemeye aldım ve odama giren anneme bir kez daha ısrar ettim.
"Anne, lütfen. Bu benim için çok önemli." derken neredeyse gözlerim dolmuştu. Tabiki bunu bilerek yapıyordum. " Ah, İzel. Sana kaç kere diyeceğim bunu yapma diye." elindekileri masama bıraktı. "Pekala, gece oniki den önce burada ol."
Oha! ciddi miydi? Ne kullanıyordu bu kadın?
" Bakma öyle, şaka yaptım." dediğinde içim rahatlamıştı. Kalkıp anneme sarıldım. " Teşekkür ederim." ve yanaklarına ıslak öpücükler bıraktım. " Biraz daha devam edersen vazgeçeceğim." dedi zar zor konuşarak. Hemen ondan ayrıldım. Ben gülümserken o odamdan çıktı.
+Geliyorum, Beril. dediğimde beril sevinç çığlıkları atıyordu.
- Ah! bu harika bir haber. Ne giyeceksin?
Cidden, ne giyecektim??
+ Bilmiyorum, bakacağım. Şimdi bana izin ver hazırlanayım.
Tamam deyip telefonu kapattı. Dolabımın kapağını açıp elbiselerimi teker teker yatağımın üzerine koymaya başladım. hmm bu siyah olan olabilirdi sanırım. Uff yok ya. Ne o öyle! Cenaze evine gider gibi. Yok yok, siyah olmaz. Ah-ha buldum. Bu olur. Elbiseyi üzerime tutup aynada kendimi izledim. Bu çok uygundu. Gülümseyim elbiseyi yatağıma bıraktım. Tokamı saçlarımdan kurtarıp düzelttim. Maşamı prize taktığımda elbisemi giyiyordum. Bu elbiseyi en son kabinde giymiştim. Oldukça güzeldi. Saçlarımı şekillendirip makyajımı yaptığımda artık hazırdım. Maşayı prizden çıkarıp masaya bıraktım ve çantamı elime aldım. Merdivenlere doğru yöneldiğimde annemin sesi kulaklarımı doldurdu. " Çok güzel görünüyorsun, tatlım." dediğinde ona döndüm. Gözleri mi dolmuştu? " Teşekkür ederim, anne." ona sarıldım. " Tıpkı babanla geçirdiğimiz ilk yeni yıl partisinde olduğum gibi.. "kesik bir nefes aldı.
" Yani, nefes keseceğinden eminim." gülümsediğini hissediyordum. Ne yapsam bilemiyordum. Ondan ayrıldığımda elindeki kolyeyi gösterdi.
" Bunu bana baban takmıştı. " dudaklarını birbirine bastırdı. Sanırım ağlayacaktı. Bunu istemiyordum. Lütfen, anne. Şimdi olmaz! lütfen...
Kolyeyi boynuma taktığında ifadesizdim. Bunu tahmin etmemiştim. " Sana çok yakıştı. Bol şans." dedi zorla gülümserken. Ona tekrar sarıldım. Bu kolye daha iyi hissettirecekti. Tekrar teşekkür edip merdivenlerden indim. Görkeme rastlamadığım için şanlıydım. O beni iki saat lafa tutardı. Arabayı Sinan amca kullanacaktı. Keşke az önce bunun için de izin koparsaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKMA POLYANNA #Watty2016
General FictionYaşadıklarından ders çıkarıp yalnızlığı seçen, annesiyle ve erkek kardeşiyle taşındığı şehirde, duygusuzluğu, kalpsizliği ve mutsuzluğu gizleyen, çakma polyannayı oynayan, zamanla popüler olup sınırları aşan bir genç kız. 17 yaşındaki İzel Aras , g...