Bölüm 4(part 2)

154 13 13
                                    

Konniçiva minna! Yine anime tarafım coştu pardon :D Biliyorum biliyorum bölümler inanılmaz geç geliyor. Tamam sakin, anladım içinizden 'geç ne demek amk hikayenin konusunu unuttum lan!' dediğinizi duyabiliyorum. Gomennasai!

 Bu arada medyada Seiichi Yamamoto var :)

part 1 den: 

Genç adam eliyle koltuklara oturmamı işaret etti. Tereddüt dolu bir iki saniye ayakta dikilsem de korgeneralin sert bakışlarına boyun eğerek tekli berjere yerleştim. İkisi de karşımdaki koltuğu doldurdular. Genç adam söyleyecek bir şeyleri varmışçasına bakıyordu.

Boğazını temizledikten sonra söze başladı:

“Ben Seiichi Yamamoto, Japonum. Tanıştığıma memnun oldum.”

Şaşkınlıkla adama baktım. Bu samimi tavırlar da neyin nesiydi? Sorarcasına gözlerine baktım, bakışlarımı gülümseyişini genişleterek karşıladı.

“Bundan sonra ölene kadar beraber olacağız…” kısa bir an durakladı “sen, ben ve çok sevimli korgeneralimiz.” 

Part 2:

Duyduklarımdan  sonra az daha dengemi kaybedip koltuktan düşüyordum. İstemeden, ‘haaa’ gibi bir nida dudaklarımdan serbest kaldı. O kadar şaşırmıştım ki konuşamıyordum.

“Pısırık veletler gibi davranmayı bırak ve ota boka bu kadar tepki verme!” diye bağırdı Korgeneral. Burnundan soluyordu.

Bir süre daha beni süzdü ve kafasını genç adama çevirdi. Az önce sinirden delirmiş hali aniden gitmiş, yerini durgunluk ve sabırsızlık almıştı.

“Seiichi, çok zaman kaybettik. Biran önce şuna olanları anlat ta yola koyulalım.”

Genç adam sesli bir şekilde nefes verdi. Hafiften gerilmişti, birazdan anlatacakları onu pek hoşnut etmiyor gibiydi.

“Bunları söylemesi biraz zor.” dedi “Sana inandırabilmekse daha da zor.”

Yutkundu ve ardından konuşmaya devam etti.

“Patlama olayını tüm ayrıntılarıyla biliyor musun?”

Olumsuz anlamda kafamı iki yana salladım. Cevabım üzerine sesli bir şekilde nefes verdi. Daha da ciddileşerek ellerini kucağında birleştirdi. Tam gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.

“Öncelikle, patlama olayı hakkında insanlara aktarılan bilgilerin neredeyse hepsi yanlış. Her şey önceden planlanmış bir kandırmaca. İlk olarak size anlatılanları, sonra da bilmediğiniz gerçekleri anlatacağım.” dedi ve ekledi. “Anlaşıldı mı?”

Başımı olumlu anlamında yukarı aşağı salladım.

 “Yaklaşık 70 yıl önce genç bir bilim adamı, Dünya’da gerçekleşen doğal afetlerin sayısında ciddi bir artış olduğunu fark etti. Dengeler değişiyordu, her saf maddeler için ayırt edici bir özellik olan öz kütle bile değişkenlik göstermeye;  üretilmiş ve sayısız insanın kullandığı, onaylanmış ilaçlar daha önce görülmemiş etkiler yaratmaya başlamıştı.”

Ben ağzım açık genç adamı dinlerken, neden bu olayları daha önceden araştırmadığımı merak ediyordum. Demek kendimi Exelium’un sahte güvenliğine bu kadar çok kaptırmıştım. Aslına bakılırsa herkes benim gibiydi, patlamaya şahit olmuş insanlar bile her şeyi unutmuşçasına tedirginlikten uzak, rahatça yaşıyordu.

“Deprem riski çok az olan yerlerde bile şiddetli sarsılmalar gerçekleşti.” dedi “ Kasırgalar ve gece gündüz dinmeyen yağmurlar baş gösterdi. Bunlar olurken bilim insanları dünyanın belli bölgelerinin bu anormal felaketlerden etkilenmediğini keşfettiler. İnsanları o yerlere göç etmeleri için teşvik ettiler ve bu projeyi yöneten, anormallikleri fark eden genç bilim adamı oldu. Genç deha, adını gizlemeyi seçti ve hala bu kararını sürdürüyor.”

Vezir #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin